Ömer KARA

Sevgili Dostlar,

Tüm imkansızlıklara rağmen okullar açıldı, çocuklar derslerine yoğunlaştı.
Servisi bir dert, beslenmesi bir dert, kırtasiye masrafları bir dert...
Şimdi diyenler olacaktır, okul kitaplarına alınan yardımcı kaynaklar konusunu unuttun!
Hayır hiç de unutmuş değilim. Konumuzda zaten yardımcı kaynak kitapları.
Devletimiz sağ olsun öğrencilerin okul kitaplarını okullar açıldığı gün ücretsiz veriyor, deve yüküyle...
Her branşın öğretmeni ek yardımcı kaynak kitaplar tavsiye ediyor, yeni nesil soru bankası alınmazsa konuların eksik kalacağı ifade ediliyor.
Tabi ki de her tavsiye edilen kitap alınıyor, dar gelirli aileler için zar zor olsa da.
İmkânı olmayıp alamayanlara ise bir şekilde öğretmenler destek olmaya çalışıyor.
Aklıma Açık öğretim Fakültesi Kamu İdaresinde okuduğum dönem geliyor.
Öğrenci kaydımızı yaptırırdık ve Açık Öğretim Bürosu el arabasıyla taşınacak kadar kitap verirdi.
Eve getirip baş köşeye yerleştirir ve bir daha kapaklarını dahi açmazdık.
Neden dersiniz?
Kitaplar çalışmak için çok zaman alırdı veya kaynak olarak yetersiz kalırdı.
Ek kaynak kitapları bulurduk ve oradan çalışırdık.
Tavsiye edilen kaynaklardan çalışan, soru çözenler mutlaka sınavlarda başarılı olurdu.
Söyledik ya, öğrenciler ve veliler için nimet olan ücretsiz kitap uygulaması harika bir hizmet.
Amma...
Devlet bu kitapları hazırlatırken, ek kaynakları göz önünde bulundursa...
Devlet bu kitapları hazırlatırken, yeni nesil soruları bol bol yerleştirse...
Devlet bu kitapları hazırlatırken, diğer yayınevlerinin kaynaklarından faydalanmayı sağlasa...
Ne öğretmenlerimizin ne öğrencilerimizin ne velilerimizin ek kaynak derdi olur.
Maalesef ‘biz yaptık oldu’ mantığı ile yapıldığında ortaya mangal tutuşturmalık kâğıt çıkıyor.
Sonrasında öğretmenlere, okul idaresine soruşturma açacağız tehdidiyle çözüm bulunamaz.
Derdi öğrencisi olan, derdi çocukların başarısı olan öğretmenlerimizin ellerinden öpüyorum.
Okullar demişken; Milli Eğitimden okullara ödenek sıkıntısı olduğu gün gibi aşikâr.
Güvenlik ve temizlik okullar için vazgeçilmez ikili...
Güvenlik konusunu idare, okul aile birliği, veliler bir şekilde tolere ediyor, bir şekilde çözüyor.
Ancak temizlik konusunda ayda yedi bin, on bin lira maaşla zor eleman bulunur.
Millî Eğitim Bakanlığı bunun olmayacağını bilmez mi?
Kim çalışır enflasyonun pik yaptığı böylesi dönemde sembolik ücrete...
Ne mi olacak okulların temizlik işi?
Çocuklar sağ olsun, kirlettikleri gibi temizlesinler mantığı...
Mademki ödenek yetersiz, para yok.
Aslında bir çözüm var, belki de!
Bizlerin Cemaat, Tarikat, Vakıf, Dernek dediğimiz,

Bakan Beyin, Milli Eğitim Bakanımızın Sivil Toplum Kuruluşları dediği

Ve eğitimin göbeğine soktuğu zatı muhteremler el atsa, temizlikte çözülür, güvenlikte çözülür, ödenekte... Dünya gözüyle güzel bir işe, icraata imza atmış olmazlar mı?
Sizler bir düşünün, yoksa o kafayla dünyada dikili bir eserleri olmaz.
Bu Cemaat, Tarikat, Vakıf, Dernelerden parası olan para versin, parası olmayan okulların temizliğini yapsın! Çocukların eğitimlerine burunlarını sokmadan ama...
Bunu samimi olarak bir düşünün!
Bir de ‘taşımalı eğitim’ konumuz var. Milli Eğitimle ilgili sonraki sohbetlerimizde değineceğiz inşallah!
Kalın sağlıcakla...