VIDEO Sevgili Dostlar!
Günümüz siyasetine bakıyoruz, hem de şaşkın şaşkın…
Neden mi?
Dünya’da başka türlü, bizde başka türlü işliyor.
Siyaset arenası iktidar ve muhalefet kanadından oluşuyor gelişmiş ülkelerde.
İktidar olan siyasi görüş icraatlarını yapıyor, muhalefet olan siyasi görüş ise
Doğru yapılanların yanında, yanlış yapılanların karşısında saf tutuyor.
Bizde durum sanki birazcık farklı işliyor!
Şöyle yakın tarihimize baktığımızda durumu çok iyi analiz etmek mümkün.
İktidar olan siyasi görüş, karşıt görüşte olup eskiden kurulan partileri gizli şubesi haline dönüştürüyor.
Nasıl, Niçin, Neden?
Orası; durum, konum ve omurgaya göre değişiklik gösteriyordur herhalde.
Yeni kurulan siyasi partiler ise aynı dönüşüm fikriyle İktidarın sanal mağazası konumunda yerini alıyor.
Geçmişte yapılan genel ve yerel seçimlerde her şey aleni ortada olsa da,
Vatandaş olarak gözümüzü iki parmağımız ile kapatan, inanmak istemeyen bir tavır içerisindeyiz.
Tabir yerindeyse siyasette “Kimin eli, kimin cebinde” belli değil deseler itirazımız olmaz.
Okey oynayanlarınız mutlaka bilir!
Bizim ülkede siyaset; Okey masasında kaybeden oyuncunun
Yanında oturan masanın sineğini yani masanın 5. Oyuncusunu suçlaması gibi bir şey…
Cumhuriyet tarihine baktığımızda 40 yılı aşkın zamandır iktidar olmayan bir parti var!
CHP…
Öyle iktidar olmak gibi bir derdi de olduğunu hiç kimse sanmıyor zaten bu siyasi görüşün.
Bu parti masanın sineği olduğu ile kalmıyor, bilindiği üzere okey masasında sinek olan hesap ödemez.
CHP’de hiç de öyle olmuyor.
Milletin gözünün içine baka, baka…
Hem sineklik yapıyor masada hem de bedelini partisinin kurucularına ödettiriyor!...
MHP çok mu farklı derseniz, görünen köye kılavuza ne hacet.
İyi parti, Memleket, Gelecek, Saadet, Deva veya adını say say bitmez partiler çok mu farklı?
En güzel örneklerden biri Sinan olayı değil mi?
Al gülüm, ver gülüm siyaseti muhalefet olanın daha çok işine geliyor demek ki…
Her neyse; iktidar yüzü görmeyen CHP’nin suçluluğu hiç bitmedi, hiç bitmez de.
Çünkü her devirde, her dönemde oyun oynanan masanın gizli ortaklığını yapmıştır, yapıyor da.
Kısaca okey masanın sineği olmaktan öteye geçememiş, geçemiyor da...
İktidarların gizli ortağı deseniz bir çoğunuz gibi itiraz etmem yeminle…
Vatandaşla inatlaşan donuna (s…) derler amma
Üzgünüm bu görünmez ortaklıklar maalesef ama maalesef vatandaşı donuna (s…) üzere
Nimetlerden yararlanması vazgeçilmez bir hak haline gelen,
Tuzu kurular, yandaşlar, candaşlar, bacak arası sulayıcılar hariç.
Her alanda, her sektörde, her hanede ekonomik kaygılar hissedilir hale dönüştü.
Adalet derseniz, uzayıp giden yılan hikayeleri kitabı…
Muhalefet nerede sorusunun cevabı ise ; kendi derdinde, kendi aleminde, kendi cakcukunda…
Vatandaş farklı mı?
Aslında aynı fikirde.
Oy vermeyenler elleme iyi oldu modunda.
Oy verenler ise ganimetten nasıl pay kaparımın derdinde…
Sonuç?
Olan garibana, olan emekliye, olan okula giden çocuğa, olan iş bulamayan işsize oluyor elbette.
Gün gelir devran döner, bugün ganimet peşinde olanların veya sessizlik oyununu iyi oynayanların durumu yarın ne olur bilinmez!
Sohbetimizin sonunda Meydan’daki yazılarımıza eleştiriler bekliyorduk elbette, geldi de…
İyi düşünenler kadar eleştirenler oldu.
En dikkat çekeni İlk yazımız olan “İnsan Sevdiği İşi Yapmalı” yazısına gelen eleştiri
Bir vatandaşın eleştirisi çok ilginç olunca paylaşayım istedim;
“Siz memur olamıyorsunuz diye, başkalarını neden eleştiriyorsunuz?” sorusunu soru verdi.
“Vatandaşın fırsat bulup, torpil yaptırıp, bedelini ödeyip çocuğunu memur yapması,
İyi makamlara getirmesi gayet norma” deyiverdi Kıymetli Okuyucumuz.
Belki de kendince haklıdır, belki de öğrendiği değer, ahlak, anane, inancı
Başkasının hakkını, sırasını çalmaya müsaade ediyordur.
Benim bünyem kabul etmiyorsa o da benim sorunum!
Okuyucumuza ifade ettiğimi sizlerle de paylaşayım istedim.
Bilmeyenler olabilir.
Bu köşeyi yazan Ömer olarak; İçişleri Bakanlığı bünyesinde bir kurumdaki 657 Devlet Memurluğu kadrosundan 2006 yılında istifa ettim Bakanlık oluru ile, bitmedi elbette 2019 yılında YÖK’e bağlı bir kurumdaki Memurluktan ikinci kez istifa ettim kendi isteğim ile.
Üçüncü defa kısa süreliğine girip çıkmayı arzu ediyorum Memuriyete.
Kısa vadeli planlarımda mevcut yerini koruyor geri dönme fikri.
Hani bir tabir var ya sosyal medyada; memurluğa 3. Kez dönüp ‘birine bakıp çıkacağım’ inşallah…
Adalet hepimizi için eşit olmak zorunda, yoksa torpille, iltimasla, adam kayırmayla bir karınca boyu yol alamaz hiç kimse…
Birgün olur; devran döner, yediğiniz hurmalar tek tek sayılır sakın unutmayın!