Ömer KARA

Sevgili Dostlar!

Korona virüslü günlerde Ramazan, Oruç derken zaman su misali akıp gitti.

Geldik bayrama…

İnsanlık, toplumumuz ile İslam Âlemi adına burukta olsa…

Hayat virüslü de olsa yeniden yeni yeni kurallarla başlayacak hepimiz için.

“Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” sözünü doğrularcasına…

Amma dünya telaşı, iş-aş telaşı, eğitim-öğretim mücadelesi devam edecek, ediyor da zaten.

Haaa birde siyasi arenadaki gösteriler hız kesmeden devam edecek.

Gündemler yükü taşıyamaz olacak gibi geliyor ilerleyen günlerde…

Neden derseniz!

Sansasyonlar, gariplikler, tuhaflıklar, kurnazlıklar son hızıyla devam ediyor da ondan…

İnanın bu kadar can alan, dünyayı kasıp kavuran, tüm insanlığı evlerine hapseden,

Tüm inançlarda ibadetin şekillerini bile değiştiren, ibadet yerlerini kapattıran,

İnsanlarda bir araya gelişi yasaklayan, doğanın kendi başına serbest kalışını sağlayan,

Bilinen hayatın şeklini değiştiren virüs bile kendimize getiremeyecek gözüküyor.

Çünkü insan olarak dünyayı sadece kendimizin zannediyoruz.

Kendi taraftarımızdan gayrisi aç kalsın, beter olsun, ölsün zihniyetindeyiz…

Hak-hukuk vız geliyor, tırıs gidiyor olmuş küçücük dünyacıklarımızda.

Halkın kafasını karıştıracak, kendilerince safları sıklaştıracak hareketler dur durak bilmiyor.

Gün olmuyor ki içi bomboş yeni bir tartışma üretilmesin.

İnsanların gündemleri dışında, kişisel bekalar için yapılan lakırdılar…

Ekonomi süper…

Üretim pik yaptı…

Milli gelirimiz Avrupa’yı sollamak üzere…

Hayat güllük ve gülistanlık maazallah, herkes hayatından memnun,

Bir oyunlarımız eksikti, o da tamam…

Durup dururken nereden geldik bu konuya diyenleri duyar gibiyim.

Geçen gün bir televizyon kanalında tartışma programına denk geldim.

Didem Arslan Yılmaz'ın sunduğu Türkiye'nin Nabzı programı, konukları kimlerdi bilin bakalım.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek.

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dikbayır.

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin.

İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlyas Topsakal.

Konu ne olabilir sizce?

İyi Parti, CHP ve Saadet Partisi’nin

yani Millet İttifakı bloğunun HDP ile Anayasa taslağı hazırlaması iddiası.

Konuyu gündeme getiren kim?

İlgililer bilir, (-cikler) Doğu Perinçek amcanızdı.

1989 ve 1991 yıllarında bebek katili, terörist başı ile kampında iki kez görüşen kişi.

Çıkıp başka birilerini rahatlıkla suçlayabiliyorsa, çivi çıkmış, at can çekişiyor demektir…

Ki, HDP dedikleri parti Ermenistan’da faaliyet gösteriyormuş gibi konuşuyorlar…

Ki, T.C. Kanunları çerçevesinde kurdurulan bir parti maalesef HDP.

Terörle işbirliği yaparken Milletin vergileriyle maaş ödenmesine kim razı olur…

Çoğunluk Ak Parti ve MHP’de değil mi, mecliste?

Yancı aranıyorsa, Mustafa Destici zaten destekler…

İkinci yancı lazımsa, (-cikler kanadından) Doğu Perinçek de hazırım sinyalleri veriyor…

Hadi terörle ilişkisi olduğunun kanıtlarını ortaya koyup kapatın,

Bahane üretip kırk dereden kırk su getirmeyin.

Biz siyaset yapmasına, milletin vergisinden maaş almalarına izin veririz.
Meclisin çatısı altında durmasına izin veririz amma siz görüşemezsiniz iması…

Görüşen var mı, yok mu onu da bildiğimiz yok.

PKK ile aynı safta olduğu ispata hacet bulunmayan bir yapı kapatılsa kimin oyu düşer?

Mecliste olmadıklarında demokrasi zedelenir mi?

Akıllarda delice sorular, sorular…

Fakat bu konuda konuşabilecek, birilerini suçlayabilecek son insan kalsa yeryüzünde,

Herhalde bu kişi (-cikler) Perinçek amcanız olamaz.

Sicil belli, geçmiş belli, hayata bakış belli…

Anlaşılan o ki sistemde doğum sancısı var…

Doktor alanında uzman değilse,

Yardımcı hemşirenin eli hafif değilse vay doğum yapacak olanın haline…

Kendine de zarar verir, doğacak olana da…

Keşke siyaset kendi işine baksa,

Milletti rahat bıraksa…

Keşke siyaset kendi işine baksa,

Millet algısız, aldatmasız, yalansız yüzde yüz gerçek hayatına baksa.

Ne demiş Hz. Mevlana;
‘İlahi adalette zaman aşımı yoktur. O bir gün mutlaka tecelli edecektir.’

Hasretle sarılacağımız, kucaklaşacağımız nice bayramlarda buluşmak dileğiyle.

İyi bayramlar…