Sevgili Dostlar!
Bugün meşhur bir hikayeye yer verelim istedim sohbetimizde... Bu hikayedeki karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur, tamamen hayal ürünüdür!
Eski devirlerin birinde bir otlakta öküz sürüsü yaşarmış.
Aynı yaşam alanında yaşayan aslan ailesi bir türlü rahat bırakmazmış onları.
Hemen her gün saldırırlarmış sürüye.
Öküz dediğin öyle yabana atılır bir hayvan değil ki, güçlü kuvvetli...
Gün geçtikçe aslanları bir kaygı sarmış.
-Herhalde bize bu otlağı terk etmek düşüyor" demiş aslanlardan biri.
Hep birlikte "Nereye gideriz" diye düşünürlerken.
-Bir dakika diye bir ses duyulmuş.
Sürünün en çelimsiz, aynı zamanda en kurnaz olan ferdi, topal aslan söze girmiş.
-Hayır, hiçbir yere gitmiyoruz. Siz bana bırakın, ben hallederim bu işi demiş.
Topal aslan elinde beyaz bayrakla gitmiş öküzlerin yanına.
Saygıdeğer öküz kardeşler diye başlamış söze:
-Bugün buraya sizden özür dilemek için geldim.
Evet size defalarca saldırdık, ama niye biliyor musunuz?
Hep o sizin sarı öküz yüzünden. Verin onu bize kurtulun, hep beraber barış içinde yaşayalım.
Boz öküz, diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş.
Sıcak bakmışlar bu teklife sürü olarak.
Bir tek yaşlı benekli öküz "Olmaz" demiş ama kimseye anlatamamış...
Zavallı sarı öküz teslim edilmiş aslanların pençelerine.
Ve... Söylendiği gibi günlerce sürüye saldıran olmamış.
Öküz etinin tadını alan aslanlar durur mu? Aileden bazıları "Acıktık" demiş.
Topal aslan boz öküzün yanına giderek "Selam" diye girmiş söze:
-Gördünüz ya biz aslanlar ne denli uysal topluluğuz ama büyük bir problemimiz var!..
-Nedir? demiş boz öküz…
Şu sizin uzun kuyruklu öküz demiş topal aslan ve devam etmiş:
-Gelin onu bize verin mevzuyu burada kapatalım. Barış ve huzur içinde iki taraf da hayatını sürdürsün.
Boz öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla.
Sadece benekli öküz karşı çıkmış!..
Hepsi de "Verelim gitsin" demişler.
Aslanlar tarafından tekrar tekrar yinelenmiş bu talep ve istekler.
Her geçen gün aslanlar güçlenmiş, öküzlerse zayıflamış!..
Aslanlar küstahlaşmış, artık bir sebep bile söyleme gereği duymuyorlarmış.
Verin bize şu öküzü sonra karışmayız derlermiş her seferinde...
Zavallı öküzlerin "Hayır" diyebilecek güçleri kalmamış.
Boz öküz ve birkaçı kalmış sürüden geriye.
Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu savaşı aslanlara karşı, oysa ne kadarda güçlüydük diye sormuş biri boz öküze.
Biz demiş boz öküz, sesi pişmanlıkla titreyerek,
-Sarı öküzü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı!..
Hikayemizin sonunda bu akılda olanlara Müslüm Gürses’in şarkısı cevap versin ne dersiniz?
“Son pişmanlık neye yarar, her şeyin bedeli var, buraya kadar”
Allah (cc) masum kullarını esirgesin, zalimlerin elinden ve dilinden...
İnsanca yaşamak, yaradılış gayemiz olan insan fıtratında kalmak dileğiyle...