Ömer KARA

ŞAKA DEĞİL, GERÇEK!

okara@meydanturkiye.com

Sevgili Dostlar!

Ülkemiz o kadar garip bir girdaptan geçiyor ki, şaşırmamak elde değil.

Siyasete, oluşturdukları gündemlere, açıklamalara bakıp insan kendini Nisan ayında zannediyor...

Hani meşhurdur ya, bu ayın ilk gününde sevdiklerimize şaka yapmak!

Nisan biiirrr deriz ya şakanın sonunda...

Koray Avcı’nın şarkısında söylediği gibi;
Bir teselli ver / Kırılan gururuma

Bir tebessüm et / Unutursun zamanla

Yine dalmışım aynada/ Yüzüm ağlar

Yine dalmışım / Elimde fotoğraflar

Yine aylardan Kasım...

Siyasi kulisler farkında değil belki de...

Kasım ayının sonuna, kara kışın başına gelmiş bulunuyoruz!

Kira, yeterli beslenme, çocukların okul masrafları, faturalar nasıl ödenecek diye düşünen sokaktaki insanlar, emekliler, dar gelirliler.

Şimdi odunu, kömürü, doğalgazı ve kışlık kıyafeti düşünmeye dalmış durumda...

Tabir yerindeyse vatandaş hesap yapmaktan kafasını kaldırıp tarafına bakacak durumda değil.

Ortalık tenha olunca elbette konuşan konuşana...

Çoğunlukla suçlusu olmadığı ekonomik yükü yüklenen vatandaş bacaklarım dolaşmasın derdiyle dertlenirken, siyaset Nisan bir şakası telaşında...

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Devlet Bahçeli’nin Apo davetine ne demiş bakalım;

“Bu işin şakası yoktur.
Bir gün sayın genel başkanımızın çıkıp bir grup toplantısında kimsenin söyleyemeyeceği bu teklifi
Türk halkoyuna yapabilmesinin ardında çok ciddi meselelerin olduğu bir gerçektir.
Bu gerçekliği görmezden, duymazdan gelen insanlara bunu özellikle ifade ediyorum.

Herkes ayağını denk almalıdır.
Bu gidişatta Cumhur İttifakı bu işi gerçekleştirdiğinde,

Terörle mücadele 40 yıl sonra tamamen bitecektir,
Ekonomi düzelecektir, işsizlere iş sağlanacaktır.
Emekli ve çalışan maaşlarının artması anlamına gelir.
Bütün bu örnekleri çok fazla sayabiliriz.” Demiş!

Söylenenlere bakılırsa, sabreden derviş, muradına erer miymiş?

Emekliler, dar gelirliler derviş misali beklesin arzusundalar demek ki...

Kasım ayı şarkısı devam ediyor; Yine aylardan Kasım / Sanki sende kaldı bir yarım...

Evet, ipin ucu kimde sizce?

İpin ucunu Apo’ya bağladılar mı? Bağladılar...

Sakın sevince kapılmayın hemen, ipte sallandırmak için değil, Apo’yu salmak içindir bu sefer ip!

Tükürüğünüz boğazınızda düğümlense de tükürmeyin!

Neden derseniz?

Öyle bir tüneldeyiz ki, sakalda, bıyıkta, kılda yer değiştirdi.

Her şey ortaya karışık, arap çorbası oldu da ondan...

Unutmayalım ki, “Devlet Aklı” her daim devrededir!

Konuşmakla olsaydı, bu ülkede neler neler oldurdu değil mi?