Pürdikkat merak içerisinde brezilya dizisi mantığında izliyoruz.
Dün, konuşulanları unuttuğumuzu biliyorlar ki, zaten millet olarak unutuyoruz!
Bugün, eskinin zıttı sözlerle taze bilgi halinde ısıtılmış olarak sunuyorlar önümüze aynı konuyu…
Kendileri de işin aslı inanmıyor, dün söylediklerine de bugün söylediklerine de…
Amma millete yedirmeyi başarıyorlar mı, bal gibide başarıyorlar.
Ekonomimiz harika…
Büyümemiz muhteşem…
Refah seviyemiz olağanüstü…
Korona virüste en başarılı ülkeyiz…
Aksini iddia edenlere; hişşşşt, sakın ha! deyiverirler.
Gelelim asıl sohbet konumuza:
Diyanet İşleri Başkanlığımızın icraatlarına, konuşmalarına ne yapıyorsunuz diyebilecek var mı?
Olmaz, olmamalı da zaten.
Neden mi?
Kuran-ı Kerim ve Hadislere göre hüküm veriyordur da ondan…
Dikkat çeken kararlarını son günlerde duyduk, okuduk, dinledik…
Neydi şöyle bir hatırlayalım isterseniz…
TOKİ konusunda, faizli konut kredisi kullanımı konusunda ne demişlerdi?
“….Bu itibarla, Devlet TOKİ’nin bu uygulamasında başka bir yolla
Konut alma imkânı tanımadığından, belirtilen niyet ve amaçlar
Doğrultusunda söz konusu projeden yararlanmak caizdir.” dedi.
Yani faiz kullanmak neymiş…
Yorum milletin, yorumlayın da görelim…
Aynı Diyanet İşleri Başkanımız “Prof. Dr. Ali Erbaş'ın öncülüğünde faizle mücadele kapsamında
Personel maaşlarının faizsiz finans kurumları aracılığıyla
Ödenmesine yönelik çalışma tamamlandı.
Bu kapsamda, ilk etapta kurum maaş ödeme protokolleri sona eren
Merkez ve bazı taşra teşkilatlarındaki personelin maaşları,
Faizsiz finans kurumları aracılığıyla ödenmeye başlandı.”
Böyle bir kararın alınmasında sebep ne olmalı…
Ayet-i Kerime mi?
Hadis-i Şerif mi?
Hükümetimizin almış olduğu, Reis’in dillendirdiği;
“obez faiz sistemi yerini faizsiz katılım ekonomisine bırakacak.”
Sözleri Diyanet İşlerimizi etkilemiş olmalı, yoksa yanılıyor muyuz?
Pandemi sürecinde zorda kalan esnafın, tüccarın, iş dünyasının düşük faizli banka kredilerine yönlendirildiği bir dönemde faizsiz katılım ekonomisi elbette dikkat çekici…
Olur mu? derseniz…
Olur, elbette neden olmasın.
Hükümetimiz, Reis’imiz CK (Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi) ile özel ve de Devlet Bankalarının
Gelmiş ve geçmiş tüm faiz işlerini iptal eder.
Faizsiz katılıma dönüştürür ve faiz tarih olur…
Aziz Millette geçmişten beri boğuşup durduğu faiz illetinden kurtulur.
Faizsiz katılım ekonomisi, hesaplamasız, hesap makinesiz kar-zarar ortaklığı olur mu?
Yani katılım payı ve sadece kar almak amaçlı olmaz.
İş âlemi aldığı parayla zarar ettiğinde, zarar da ortak olur mu?
Belki!...
Yoksa adı faiz değil de, katılım olur…
Yoksa adı faiz değil de, kar payı olur…
Sonuç, Cumartesi balık tutan kavim misali oluverir.
Bakara Suresi ﴾65﴿ Ayet: İçinizden cumartesi günü hakkındaki hükmü çiğneyenleri elbette bilirsiniz.
Bu yüzden onlara, "Aşağılık maymunlar olun!" demiştik.
﴾66﴿ Ayet: Biz bunu, hem çağdaşlarına hem de sonradan gelenlere ibret veren bir ceza,
müttakiler için de bir öğüt kıldık.