Ömer KARA

Sevgili Dostlar!

Koskoca ülke yine bindirildi bir alamete, götürülüyor felakete…

Haftalardır meşgul tüm aklı evveller!
CHP Cumhurbaşkanı adayını belirleyecek diye, ön seçim yapılacak diye, 2002’den buyana ifade ettikleri gibi "kazanacakları" naraları işte!

Halis duygularla, vatanın bekası için, oluşturulan Cumhuriyet kazanımlarını korumak için, kurucu iradenin devamı için CHP’ye oy verenlere elbette sözümüz yok, olmaz da zaten!
Sözümüz; gündelik siyasete kapılıp, siyasi ikballeri için saraylara soytarılık yapanlaradır.

Sadece CHP için geçerli değil söylediklerimiz; siyasi görüşüne bakılmaksızın, milleti boşverip kendi çıkarları yönünde çabalayanlaradır.

Her neyse; ülke gündemi Ekrem İmamoğlu oluverdi bir anda!
Diploma iptalleri, siyaseten engelleme mücadeleleri, vatandaşın sokaklara çıkışı!
Üst aklın, CHP’yi iktidar yapma çabası!

Neden mi?
Kullanılacak argüman bitti, siyasal İslam görevini tamamladı da ondan!
Biz bu sahneyi, bu tiyatroyu kaç kez izledik, bilen var mı?
Son yaşananlara bakınca, çok net görüyor insan!
Her şey ne kadar da benziyor birbirine, değil mi?

Adam cezaevine düşer, halk mağdur olduğunu düşündüğü kişinin arkasında saf tutar, insanlar farkına varmadan yavaşça o yöne itilir ve tepki oylarıyla, önceden hazırlanan (üst aklın seçtiği) klik (siyasi görünüş) iktidar oluverir!
Nasıl da tatlı tatlı itiliyoruz, hafifçe esneyerek uyutuluyoruz, değil mi?

"Ben uyumak istemiyorum, uyanık kalacağım" derseniz!
Ceremesini önce üst aklın tavsiye ettiği kişilere karşı çıkanlar, ardından taraf tutmayanlar, sonrasında bütün millet çeker!
Çünkü kurulduğumuz günden bugüne hep böyle olmuş, böyle oldu!
Aynı senaryoyu defalarca millet yiyor olunca, üst akıl başka senaryoya ihtiyaç duymuyor.

Önce gereceksin!
Sokaklara dökeceksin!
Güzelce döveceksin!
Yalanlarla algıyı oluşturup razı edeceksin!
Ve arzu ettiğin iktidarı seçtireceksin; aslında üst aklın seçtiği, yıllarca planlanmış, hazırlanmış olan kişiyi onaylayacaksın!
Hepsi bu!

Hukuksuzluğa, haksızlığa, özgürlüğünün kademe kademe elinden alınışına karşı sokakta tepkisini gösteren gençlerimiz başka!
"Ekrem" adı, bu işin sembolü; ortaya konan hukuk tanımazlığın son damlasında bırakıldığı için "Ekrem" ön plana çıkıyor.

Gençler, ülke adına, millet adına gelecek tehlikelerin farkında ve sokaklarda.
Gelecek, gençlerimizin iradesiyle değişecekse, değişecek!
Yoksa aynı senaryoyu her seferinde yiyenlerin değiştireceği bir iş değildir bu!

Başlığımızda "Ekrem, ne alaka!" deyince, aklıma Araştırmacı-Yazar Nuri Taner’in kitabındaki "Yalova Fıkraları" bölümünde yer verdiği *"Yalova Kaymakamı"*na ilişkin fıkra geldi:

“Bir gün Yalova’ya genç, yeni mezun bir kaymakam atanmış. İlk kez göreve başlayacak olan kaymakam, İstanbul’dan vapura binerek Yalova’ya hareket etmiş. Yalova’ya geldiğinde iskelenin tıklım tıklım insanlarla dolu olduğunu görmüş. Güverteye çıkmış, etrafa gülümseyerek bakıyormuş. Yanından geçen bir boyacı çocuğa usulca sormuş:
- Bu kalabalık Yalova Kaymakamını bekliyor değil mi?
Boyacı gülmüş, ‘Kim takar Yalova Kaymakamını ağabey? Halk Gazi Paşa’yı bekliyor’ demiş.
Meğer o gün Yalova’ya Atatürk geliyormuş, kalabalık da Atatürk’ü karşılamak için toplanmış.”

Yani bugün de kalabalıklar, özellikle gençlerimiz, "Ekrem" için değil, iktidarların her daim gizli ortaklığını yapmış olan CHP için değil; hak, hukuk, adalet için toplanıyor!
Onca eziyeti, adaletli bir gelecek için çekiyor.
Onca dayağı, onlarca biber gazını, ülkenin özgürlüğü için yiyor.
Yoksa ne "Ekrem", ne "siyaset" umurunda değil!

Hiç şüphesiz, insanlığımızın geleceği, ülkemizin geleceği, gençlerimizin omuzlarında yükselecektir!

Mutlu, huzurlu ve de adaletli günlerde buluşmak ümidiyle.
Kalın sağlıcakla…