Gündemimiz yine eksen kaymasına maruz kalmış durumda…
Kötü giden ekonomi, sokak güvenliği, gelecek kaygısı ortadayken bir anda konumuz cani APO/PKK oluverdi!
Bir Atasözü vardır ya; “Delinin biri kuyuya taş atar, kırk akıllı o taşı çıkarma telaşına düşer” diye…
Bizim her işimiz maalesef ki hep böyle oluyor millet olarak…
Anlamıyorum, Anlam Veremiyorum!
Devlet Bahçeli milletin meclisinden çağrı yaptı; Apo TBMM’de, milletin evinde DEMLENSİN dedi ve düğmeye basıldı!
Herkes atılan taşı çıkarmanın telaşına düşüverdi! Sanki…
Durun hele, bekleyin arkadaşlar; yarın belki de sözü söyleyen sözünden dönüverecek!
Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Cumhur İttifakı tarafından açılan tarihi fırsat penceresinin kişisel hesaplara kurban edilmemesini ümit ediyoruz” dedi.
DEM Parti; “Onurlu bir barış için inisiyatif almaya hazırız” dedi.
Nerede dedi bunu, milletin kendisini temsil etsin diye sandıkta seçip gönderdiği TBMM’de söyledi, onurlu barış için hazırlarmış, savaşta isek senin ne işin var orada, bu milletin evinde diyen yok! …
Özgür Özel; “Kürt sorununun çözümünün ancak TBMM çatısı altında, tüm partilerin ve toplumsal kesimlerin katılımıyla mümkün olabileceğini” söyledi.
Anlamıyorum, Anlam Veremiyorum!
Ortada Kürt sorunu mu var? Kimler icat etti böyle bir sorun algısını…
Cumhuriyetimizin, Devletimizin ana unsuru olan Kürt kardeşlerimizle ilgili sorunumuz mu var!
Yoksa, bölücü terör ve PKK sorunumuz mu var.
Açacaksınız; yine bir yerleri belli, nereyi açacaksınız, onu sizde bilmiyorsunuz gibi geliyor…
Şimdi soruyorum, bizim dilimiz Türkçe Devlet olarak, Kürtçe konuşan kardeşlerimizle bir sorunumuz da yok.
Lakin ana dilimiz Türkçe bunu kafanıza iyice bir sokun artık…
Bizim vatanımız Türkiye, Anadolu mozaiği gibi Türk, Kürt, Laz, Çerkez hepimiz biriz, ana unsurlarımız ayrımsız aynı haklara sahip zaten yüzyıldır…
Kürt sorunu var etmek için çıban oluşturan, buldukları çıbanı kaşıyıp yara yapanlar her daim haindir, hain olarak kalacaklar…
Cumhuriyetin ana unsurlarından Kürk kökenli kardeşlerimizden Cumhurbaşkanı oldu mu? Başbakan, Bakan, Genel Müdür, Daire Başkanı, Belediye Başkanı, Yüksek Rütbeli Asker, Polis, Memur, Esnaf oldu mu?
Evet, en az bizim kadar haklarıydı, her kademede de görev aldılar, almaktadırlar!
Her daim bizim olan, aynı çorbaya kaşık salladığımız insanlarla sorunumuz olmadı! Olmazda…
Bizim sorunumuz hain düşüncede olanlarla, ihanet içinde vatanının, milletinin, insanının geleceğini satanlarla…
Bugün Kürtçe dediniz, mülteci ile doldurduğunuz güzel ülkemde sokaklarda Arapça konuşanları görüyoruz, çoğunluğunu dilimizi bile öğrenmeden vatandaş yaptınız, siz ya da başka bir iktidar gelip de onlar içinde anadilde Arapça eğitim derse, ana unsurumuz olan Laz kardeşlerimiz için Lazca, Çerkez kardeşlerimiz için Çerkezce anadilde eğitime mi geçeceğiz…
Kuyuya atılan taşla uğraşmak kimseye bir fayda vermez, günlük/gündelik siyaset dışında!
Bu vatan, bu Anadolu mozaiği deseninde rengarenk toplum bizim, gerisi teferruat!
Cani her daim cani, hain her daim hain olarak kalacak hafızalarımızda ve yüreğimizde boşuna cila çekip parlatma telaşına düşmeyin pislikten elmas çıkarma arzunuz beyhudedir!
Aziz Milletim çok iyi bilir ki…
İHANETİN NEDENİ OLMAZ, BEDELİ OLUR!
Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.
Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Milli marşı "İstiklal Marşı"dır.
Başkenti Ankara'dır.
Terörün her türlüsünü, bölücü düşüncede olan her kim olursa olsun, isterse can yoldaşım olsun lanet ediyorum…
Bu vatan, bu millet uğruna şahadet şerbeti içen aziz şehitlerimizi minnetle anıyor, gazilerimize saygılarımı sunuyorum.