Sevgili Dostlar!
Hayatın karmaşasında kaybolmuşken, güvendiğimiz kişileri dinlemek...
Bazen yönümüzü bulmamıza yardımcı olur.
Modern yaşamın hızlı temposu içinde, zaman zaman birbirimizi dinlemeyi unuttuğumuz bir gerçek. Dinlemek, yalnızca bir eylem değil, aynı zamanda bir sanattır.
Her bireyin bir hikayesi, anlatacak bir konusu vardır.
Dünya telaşı kişiliğimizi etkilerken, bu etkenle bizler de dinlemeyi unutuyoruz sanki.
Karşımızdakini dinlemeden anlamamızın imkânsız olduğunu hepimiz çok iyi biliriz.
Dinlemek, karşımızdakinin dünyasına açılan bir kapıdır.
Bazen sadece bir kelime, bir cümle ya da bir damla gözyaşı, o hikâyenin kapısını aralamaya yeter.
Bu kapıyı açabilmek için önce durup dinlemek, olup bitenleri anlamak gerekir.
Dinlemek, sadece kulaklarımızla değil, kalbimizle de hissetmeyi gerektirir.
Karşımızdakinin hislerine ve düşüncelerine odaklanmaktır dinlemek...
Empati, bu bağlamda son derece önemli bir bileşendir.
Başkalarının duygularını anlayabilmek ve onlarla bağ kurabilmek için empati şarttır.
Empati, karşımızdakinin hislerini kendi duygu dünyamızda hissetmek anlamına gelir.
Bu, yalnızca bir dinleme eylemi değil, aynı zamanda derin bir anlayış ve paylaşımın temelidir. Karşımızdaki kişilerle olan ilişkilerimizi güçlendirir ve sosyal bağlarımızı kuvvetlendirir.
Dinlemek bir sanattır dedik ya; bu sanatı icra edebilenler de gerçek sanatçılardır.
Konuşan kişinin gözlerine bakarak, söylediklerine odaklanmak, dinlemenin başlıca kriteridir. Meşguliyetimizi, telefonumuzu bir kenara bırakarak yalnızca o anı yaşamak, dinlemenin özüdür.
Karşı tarafın duygularını ve düşüncelerini anlamak için bir fırsattır.