Sevgili Dostlar
Meydan Konya Gazetesi’ni bu önemli günde, yayın hayatına başlatalım istedik.
Korona virüsü dolayısıyla basılı çıkarmayacağımız, e-gazete olarak yayımlayacağımız
İlk sayımızla siz kıymetli Milletimizle buluşmanın heyecanındayız.
İstedik ki, Anadolu’dan yeni bir meşale yakıp, Milletimizin geleceğine ışık tutabilelim.
Karınca misali, Milletten yana, Devletten yana tarafımızı belli edelim arzusundayız.
Hz. Mevlana; “Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendisi gibi bilir” demiş ya…
Buna karşılık Yunus Emre ne demiş; “Bizi bilmeyen ne bilsin, bilenlere selam olsun”
Geçmişte yazdığımız köşelerimizden bilenler bilir bizi…
Derdimiz her daim Milletimizin menfaatleri, içinde bulunduğumuz toplumun çıkarları
Ve de Devletimizin bekası olmuştur.
Bazen birilerini üzmüş olsak da, bazen yakın dostlarımızı zarara uğratsak da
Doğru bildiğimiz işleri yaptık, yapmaya devam edeceğiz ömrümüz vefa ettiği mühletçe…
Milletin çıkarları, tekil şahısların çıkarlarından önde gelmiştir hep (kendi şahsım dâhil)
Gelmeye de devam edecek inşallah.
Meydan Türkiye Basın Grubu olarak ilerleyen günlerde
Konya ve Antalya illeri başta olmak üzere dokuz ildeki gazete çalışmalarımıza
Hızlı bir giriş yapıp, uzunca bir süre toplum içerisinde sosyal mesafeli günlerde olsa
Sıcak gündemleri oluşturacağız birlikte…
Böylelikle yakın mesafelerde buluşacağız…
13 yıllık gazetecilik tecrübemizde elhamdülillah kaybettiğimiz davamız olmadı,
Daha doğrusu hiç bir davamız olmadı.
Neden mi?
Belgesiz konumuz, haberimiz, köşemiz olmadı da ondan…
Yine aynı fikir ve düşünceyle yeni bir yolculuğa yelken açmanın mutluluğuyla…
Gelelim sohbet konumuza…
19 Mayıs 1919.
Türk Milleti için, Türk Yurdu için, Türküm diyebilenler için yakılan bir meşaledir 19 Mayıs.
Birilerinin kulu olmaktan kurtulup, yalnızca Allah’ın (cc) kulu olmanın adıdır 19 Mayıs.
Milletin…
Özgürlüğün…
Hürriyetin…
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ışığıdır 19 Mayıs.
Samsun’dan başlayan, az zamanda dünyaya rol model olan ülkenin varlığıdır 19 Mayıs.
Sezai Karakoç’un dizelerinde ifade ettiği gibi;
“Sakin kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır”
İşte bu dizelerdeki o anahtardır 19 Mayıs.
Ne kadar uğraşsalar da, ne kadar kötüleseler de boş.
Senin çizdiğin yolun yakınından bile geçemediler, geçemezlerde…
Az zamanda başardığın işleri, çok zamanda başaramadılar, başaramazlar…
Senin fikirlerini değil, şeklini tartışdılar…
Seni yaptıklarınla anlatmak yerine heykelinle putlaştırdılar…
Senin sırtından sağından, solundan herkesim tüccarlık yaptı, yapmaya devam ediyor…
Kapasitesi yetmeyenler düşmanın oldular…
Sen Atatürk olarak belki Samsun’dan bir daha gelemezsin amma…
Kimsenin şüphesi olmasın ki, bu seferde Atamtürk-ler Anadolu’dan gelir…
“Bu memleket tarihte Türk'tü, hâlde Türk'tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır”
Yani kısaca söylemek gerekirse;
19 Mayıs Meşalesini Söndüremezler Paşam…