Önce hepimiz zannettik ki, eski Atatürk Havalimanı’nın mevcut boş binaları ve içindeki 130 odalı oteli hastaneye dönüştürülecek.
Benim önerim en başından beri buydu.
Başta İBB Başkanı İmamoğlu olmak üzere başkaları da sonra aynı önerilerde bulunmuşlardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Atatürk Havalimanı’nda bir pandemi hastanesi oluşturulacak” deyince de eski terminalin en azından bir bölümünün hastaneye çevrileceğini düşünmemiz, böyle anlamamız gayet normaldi.
Ancak Atatürk Havalimanı’nda bir faaliyet başlamadı ve tam tersine havalimanının karşısındaki boş bir arazide bir hafriyat ve arazi düzeltme çalışması başlatıldı.
Bunu görünce dün İl Pandemi Kurulu üyesi değerli doktor Prof. Dr. Erdoğan Çetinkaya’ya bu durumu sordum.
Erdoğan Hoca şüphelerimizi giderdi.
Hepimiz yanılıyorduk.
Eski Atatürk Havalimanı’nın mevcut terminal binalarının bir hastaneye çevrilmesi söz konusu değildi.
Pandemi Hastanesi yeni yapılacak bir binaydı.
Havaalanının pistlerine paralel konumda Florya tarafında, DHMİ’ye ait bir arazide, bir süre önce aynı yerde yapılan camiye yakın yepyeni bir bina yapılacaktı ve bu bina Pandemi Hastanesi olarak hazırlanacak bu amaçla hizmet verecekti.
Prof. Çetinkaya’nın verdiği bilgiye göre tek katlı, yayvan bir bina olacak ve çok hızla bitirilecek ve bu ve bundan sonra olması muhtemel salgınlarda kullanılacaktı.
Anadolu yakasında, Sancaktepe’de yapılacak olan da böyle yeni bir bina idi.
Orada da hazır bir binanın dönüştürülerek kullanılması söz konusu değildi.
Anlayacağınız eski, hazıra, masrafsıza rağbet yoktu.
*
Aile kabristanına gömülmek serbest
Dün corona tanısı veya şüphesi sonucu gerçekleşen ölümlerde, hayatını kaybeden kişilerin aile kabristanları var iken toplu mezar gibi hazırlanmış kabirlere defnedilmesinin ailelerin acısını katladığını yazmış ve Sağlık Bakanlığı Corona Bilim Kurulu’nun bu kişilerin özel bir defin gerektirmediğini, aile kabristanlarına gömülmesinin bir sorun yaratmayacağını söylediğini belirtmiştim.
İstanbul Büyükşehir belediyesi Mezarlıklar daire Başkanı Dr. Ayhan Koç bir açıklama yolladı.
Dr. Koç “İBB Mezarlıklar Dairesi olarak bulaşıcı hastalık sonucu ölen vatandaşlarımız için farklı bir mezarlık uygulamamız yoktur. Aile kabirleri var ise ya da önceden edinilmiş bir kabir alanına sahiplerse oraya gömülmektedirler. Ancak mevcut bir kabir yok ise daha hızlı ve rahat defin için Anadolu ve Avrupa yakalarında hazırlanan uygun kabristanlarda defin yapıyoruz”.
*
Prof. Sönmez: “Ramazan’da dikkat şart”
Prof. Dr. Bingür Sönmez hoca önümüzdeki olası bir tehlikeye dikkat çekmek için bin mesaj yolladı.
Aynen şöyle yazmış:
“Fatih bey, Ramazan geliyor. Tüm uyarılara rağmen toplu iftar yapmak isteyenler, teravih namazı organize etmek isteyenler, bunu gizlice de olsa yapmaya kalkışanlar olacaktır.
Bunlara göz yumulursa, böyle şeyler yapılırsa salgın büyük patlama yapacaktır.
Şimdiden uyarılara başlamak lazım.
Koca koca bilim insanları konuşuyor ama bizde patlamaya neden olan unsurlardan birinin Umreciler olduğunu söylemeye kimse cesaret edemiyor.
Şuanda ikinci dalganın sinsi bir şekilde geldiğini görüyoruz.
Avrupalının da Amerikalının da farklı olmadığını, yeteri kadar eğitimli olmadığını gördük.
Onları da bir Paskalya felaketi bekliyor.
Epideminin genel kuralıdır.
İkinci saldırı birinciyi aratır.
Eğer dikkatli olmaz isek toplu mezarlar da yetmez.
Krematoryum gerekebilir.
Allah korusun”
*
Niye ret
Corona salgını ile mücadelede Cemil Taşçıoğlu hocamız gibi hayatını kaybeden sağlık çalışanlarına “Şehitlik” rütbesi verilmesini öngören yasa teklifi TBMM’de reddedildi.
Aynen sağlık çalışanlarına şiddetin önlenmesi ile ilgili teklif gibi...