Kibar, sevecen, aklı başında, gözlerinin içi gülen, iyilik dolu, üslubu düzgün biri izlenimi veriyordu.
*
Politikaya atıldı.
Hem bu özellikleri, hem de Demirel’in hatırı için İYİ Parti’den aday oldu ve Isparta milletvekili seçildi.
*
Önce bir şehit cenazesinde giydiği beyaza çalan mantosuyla ve kalabalığı yararak en öne geçme çabasıyla dikkat çekti.
*
Şimdi de kamu önünde yaptığı bir konuşmada...
“Salda Gölü’nün kumlarını onların uygun yerlerine monte ederiz” türü çok yakışıksız bir cümleyle...
*
Şimdi ben en çok şunu merak ediyorum:
*
- Aylin Cesur’la ilgili edindiğimiz izlenimler yanlış mıydı?
- Yoksa siyaset dediğimiz alan, insanları bu hale mi getiriyor?
Acaba hangisi?
KEDİM SEKTER’İN SEKİZ SAATLİK KAYBOLUŞU
VATANDAŞIMIZIN birisi, sosyal medyada mesaj paylaşmış.
“Kedim kayboldu. Kendisinden uzun süredir haber alamıyoruz. Görenler duyanlar ne olur bana bildirsin” tarzı bir mesaj...
*
Bir süre sonra aynı kullanıcı şu mesajı atmış:
“Kedim bulundu. Çekmecede saklanmış yaramaz.”
*
Aynısı geçen gün benim de başıma geldi.
*
Bizim Sekter’i arıyor, tarıyor ama bulamıyordum.
Günün belli saatleri konuşlanmayı tercih ettiği masa altlarının hepsini defalarca kontrol ettim, yok. Asosyalleşmek istediğinde balkondaki saksıların arasına gizlenir, bölgeyi en ince detaylarına kadar inceledim, yok. Keyfi yerinde olursa perdelerin arkasına atar kendini, bütün perdelerin altlarını tek tek yokladım, yok.
*
Beş saat, altı saat, yedi saat... Yok, yok, yok.
Apartman merdivenlerine bile baktım, yok.
Hatta caddeye bile çıkıp şöyle bir kolaçan ettim sağı solu.
Yok da yok.
*
911’i mi arasam, sosyal medyada duyuru mu yapsam, komşuları ayağa mı kaldırsam, Nişantaşı’nın hayvanseverlerini harekete mi geçirsem...
Hepsini ama hepsini düşündüm.
*
En sonunda altmış sekizinci kez evi yeniden taramaya karar verdim.
Daha önce üstünkörü baktığım dolaplarda incelikli bir araştırmaya giriştim.
Bütün dolapları bir kez daha elden geçirdim.
Sıra son dolaba geldi.
Dolap kapısını açtım.
Ve bingo!
Bizim Sekter, bu yaz sıcağında kışlık kazakların, montların, paltoların içinden kafayı çıkarmış bana bakıyordu.
*
Sekter’in bu gaybubetinden çıkardığım üç ders var:
*
- DERS BİR: Kedilerin türlü gariplikleri vardır. Ne zaman ne yapacakları hiç belli olmaz. Öngörülmezlerdir. Her birinin garipliği kendine özgüdür.
*
- DERS İKİ: Bir kediyi çözdüğünü düşünürsün... Tam böyle düşünmeye başladığın anda... Öyle bir şey yapar ki... Her şeye yeniden başlarsın.
*
- DERS ÜÇ: Bir kedi için “Kayboldu” diye polise başvurmadan önce... Mutlaka kayboluşunun üzerinden en az 24 saat geçmesi şart. Her an bir kuytudan çıkabilir çünkü.
İLHAN KESİCİ NE YAPMAK İSTİYOR OLABİLİR?
- Sıkılmış olabilir sürekli aynı şeyleri yapıp aynı sonuçları alan bir partide yer almaktan...
*
- Süleyman Demirel tarzı bir huruç hareketi planlıyor olabilir.
*
- “Beni aday yapmadılar, Ekrem’i yaptılar” diye bir hınç kalmış olabilir yüreğinin derinlerinde bir yerde.
*
- Sağdan geldiğini hatırlayıp yerini yadırgamış olabilir.
*
- CHP’lileri sarsmak, düşündürtmek, kendine getirmek istemiş olabilir.
*
- CHP içinde kendisinin hedef tahtasına konulmasını göze almış olabilir.
ÇİN’İN AKLINI BAŞINA TOPLAMASI ŞART
ÇİN dağlarında bir çoban, dağsıçanı yemiş...
Üstelik çiğ çiğ...
Ve o çoban, “hıyarcıklı veba” hastası olmuş.
*
Neyse ki... Bunun tedavisi varmış. Antibiyotik falan işe yarıyormuş.