İSTANBUL Üniversitesi’nde son birkaç haftadır yaşananlara şöyle bir baktığımızda “Üniversite nasıl yönetilmez?” sorusunun cevabını bulabiliriz.
*
- Durup dururken üniversitenin yemek düzenini bozdular.
- Öğrencinin sabah kahvaltısına falan göz diktiler.
- Öğrenci isyan etti, ayağa kalktı, sesini duyurmaya çalıştı.
- O sesi bastırmaya çalıştılar, üstelik coplarla.
- Sibel’in tartışmalı intiharının bile bir parçası haline geldiler.
Ve bütün bunlar olup bittikten sonra...
Sabaha karşı aldıkları bir kararla yemek düzeninde yeniden eskiye döndüklerini açıkladılar.
*
“Böyle üniversite mi yönetilir?” dedim ya...
Aslında yanlış.
“Böyle bakkal dükkânı bile yönetilmez” demek daha doğru.
YİNE DİN, YİNE CİNSELLİK, YİNE HOCA, YİNE VAAZ
SON günlerde içinde kadınların, cinselliğin falan geçtiği saçma sapan, lüzumsuz dini açıklamalar biraz durulmuştu ki... Ebubekir Sifil isimli bir ilahiyat doçenti “Yettim” diyerek çıktı ortaya.
*
Oturmuş vaaz veriyor.
Çokeşliliğin nasıl lüzumlu bir şey olduğunu anlatıyor. İstanbul’da bir ev, İzmir’de bir ev, Ankara’da bir ev falan diye herkesi ikna etmeye çalışıyor çokevliliğin gerekliliğine. Ciddi ciddi yapıyor bunu. Ballandırarak.
*
İslam’ı asrın idrakinden uzaklaştırmayla özel olarak görevlendirilmiş bu tipler yüzünden olan İslam’a oluyor.
Yazık, çok yazık.
BOĞAZ’DA GEMİ SÜRÜKLENİNCE
RUS savaş gemisi Sarayburnu’na yanaşırken Boğaz’da sürüklenmiş.
O kadar ki neredeyse çarpacakmış Allah korusun.
*
Haberi duyar duymaz şöyle dedim:
“Kaptanı Rizeli miymiş?”
SELDA BAĞCAN ŞARKILARI CENK EREN YORUMLARI
ADALETİN Bu Mu Dünya.
Gesi Bağları.
Sivas Ellerinde Sazım Çalınır.
Çemberimde Gül Oya.
Tatlı Dillim.
Her biri ayrı yörenin sesi olan bu türküleri Selda Bağcan öyle bir söylemiş ki... Hepsini kendinin kılmış.
Cenk Eren işte bu türkülere yeniden hayat vermiş.
Ama bunu yaparken de Selda Bağcan’ın hakkını teslim etmeyi ihmal etmemiş ve albüme “Selda Bağcan Şarkıları” adını vermiş.
*
Selda Bağcan gibi güçlü bir yorumcunun gölgesi altındaki şarkıları yeniden yorumlamak bayağı riskli bir iş.
*
Albümdeki tüm türkü ve şarkıları dinledim.
Hükmümü ise şöyle verdim: Altından kalkmış bu işin Cenk Eren...
UBER’İN AHI TUTTU
UBER çıkınca ne yaptı bizim taksicilerimiz?
Ne yapacaklar?
Kendilerine çekidüzen vermek suretiyle Uber’i geriletmek yerine...
Sopayla Uber kovaladılar sabah akşam.
*
E ne oldu?
Uber gitti, doğan boşluğu ise korsan taksiler doldurdu.
Korsan dediğin Uber gibi değil tabii...
Bulunamıyor, anlaşılmıyor, yakalanamıyor.
Dolayısıyla Uber gibi kovalanamıyor.
*
Oysa çözüm ta en başta belliydi:
Bir boşluk doğurmamak gerekiyordu, araçlara çekidüzen vermek gerekiyordu, taksicilerin kendilerine çekidüzen vermesi gerekiyordu falan.
MELİH GÖKÇEK’İN KAR EĞLENCESİ
ANKARA Belediye Başkanı Melih Gökçek iken...
Hepimizin eğlencesi şuydu:
Yağmurlu ve karlı günlerde Ankara’da yaşanan aksaklıkların fotoğraflarını sosyal medya paylaşıp Melih Gökçek’i kızdırmak.
*
Dün sosyal medyaya şöyle bir bakınca gördüğüm şuydu:
Kar altındaki Ankara’da yaşanan aksaklıkların fotoğraflarını yayınlayan Melih Gökçek, öyle bir eğleniyordu ki...
Bin yılın rövanşını alır gibiydi!
GÜNÜN RUHUNA ÇOK UYGUN BİR FİLM ÖNERİSİ
BU filmin içinde...
İran var, ABD var, elçilik baskını var, büyük gösteriler var, İran ile ABD arasında amansız bir kapışma var, Humeyni var, CIA var.
Yani bugün neyi konuşuyorsak...
Hepsi var.
*
Filmin adı: “Operasyon Argo”.
Ben Affleck kardeşimizin emeğinin ürünü bu film... Bazı sahneleri Türkiye’de çekilen film, Oscar’da “En İyi Film” ödülüne sahip...
*
Kar, bora, fırtına arasında battaniyeye sarılıp sıcak çikolata eşliğinde mırıl mırıl izlenir diye düşünüyorum.
JUDY GARLAND GİBİ ÇAY
MÜZİKAL sinemanın en büyük starlarından Judy Garland’ın hayatına odaklanmış bir film var vizyonda.
Adı: “Judy”.
Film pek öyle ahım şahım bir film değil ama Judy Garland’ın benim gözümde bir yeri var.
*
Sezai Karakoç şiirlerine müptela olan herkes gibi ben de Judy Garland’ı ünlü “Çay” şiiriyle hatırlıyorum.
*
Judy, şöyle geçiyor Sezai Karakoç’un şiirinde:
“Dans eden bir kadının ayak bilekleri gibidir onlar/Judy Garland gibi çay, kan gibi çay/O çaylardan su içenlerin gözleri/Benim çay bardağımda senin gözlerin olur/Senin gözlerin sizin çay bardağınızda”.