Ama söz konusu olan rüküşlük yapmak için harcanan paranın nereden geldiğiyse...
İşte orada hepimize söz hakkı doğar.
“Nereden buldun bacım?” deriz.
“Helalinden mi?” deriz.
“Değirmenin suyu nereden geliyor?” deriz.
Deriz Allah deriz.
*
Rüküşlük yapmak, gösterişçilik yapmak falan...
Tamamen bireysel bir tercihtir.
Rüküşlük için harcanan paranın kaynağını sorgulamak ise...
Toplumsal bir görevdir.
İSTER KIŞÇI OL, İSTER YAZCI
KENDİ çapımda yaptığım bir kamuoyu araştırmasının sonucunu açıklıyorum:
*
Kışçının da yazcının da ortak bir noktası şudur:
Sisli, puslu havadan hoşlanmamak...
İSTANBUL POLİSİNE SORU
ÜÇ liseli genç, Taksim’de Rabia Naz için eylem yapıyor. Saldırganlık yok, vurma kırma yok, huzur bozma yok... Sadece ve sadece ses duyurma gayreti var. Bu kadar.
Sonra ne mi oluyor? Şu oluyor:
Anında polisler beliriyor üç eylemcinin yanına...
Orantısız bir müdahale başlıyor. İtme, kakma, yere düşürme falan...
Ve Taksim’in göbeğinde üç gence kallavi bir devlet dersi veriliyor.
*
İstanbul polis yetkililerine soruyorum:
Ne gerek vardı buna?
BAŞARILI
YEDİĞİ balık için “Nasıl” diye soruyorsun, “başarılı” diye cevap veriyor. İçtiği kahvenin güzelliğini anlatmak için “başarılı” kelimesini kullanıyor. Başarılı da başarılı...Başarılı da başarılı... Bir ara her güzel şey için “keyifli” diyorlardı, şimdi de “başarılı” demeye başladılar.
*
İnşallah diller kurtulur bundan... Başarılı bir şekilde...
VEFA SADECE ADINDA VAR
VEFA Salman... Yalova Belediye Başkanı...
Nereden hatırlıyoruz kendisini? Nereden olacak. Muharrem İnce’den... Muharrem İnce, bu Vefa Salman’ın seçimi için resmen çırpındı da çırpındı.
*
İşte bu Vefa Salman, şimdi Yalova’da Muharrem İnce’yi mahalle delegesi bile yapmamak için elinden geleni yapıyormuş. Bir aday bulmuş kendisine, Muharrem İnce adını, bu adayın listesinin kıyısından bile geçirmiyormuş.
*
Vefa, İstanbul’da bir semt adı olarak kaldı.
Yalova’da ise sadece vefasızın adında...
ABDİ İLE FETÖ’NÜN ALÇAKLIK KARDEŞLİĞİ
KENDİSİNİ “Mazlum Kobani” diye tanıtan Abdi adlı YPG’li şahıs şöyle diyor:
“Türkiye’nin saldırılarda IŞİD’i kullandığını doğrulayan belge var elimizde”.
FETÖ’cü haber siteleri de...
Abdi adlı YPG’linin bu iftirasını ballandırarak haber yapıyor.
*
Bunun adı alçaklık kardeşliğidir, başka bir şey değil.
AK PARTİ TEŞKİLATLARININ DUVARLARINA ASILACAK YAZI
NASIL bir yazı mı?
Şöyle bir yazı:
*
“Teşkilat mensuplarımızdan her kim...
Ekrem İmamoğlu’na yönelik olarak...
Mantıksız, saçma, gereksiz, kabul edilmesi imkânsız, seviyesiz, düzeysiz, hakaret içeren eleştirilerde ve suçlamalarda bulunur...
O kişi...
Ekrem İmamoğlu’nun en büyük destekçisidir”.
*
AK Parti teşkilatlarının duvarlarına böyle bir yazının asılması...
Ekrem İmamoğlu açısından yıkımın başlangıcı olabilir.
KEMAL BEY BÜYÜK BİR ŞAKA GİBİ FAKAT ONA NE KADAR GÜLEBİLİRİZ Kİ?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Devleti yönetmek, CHP’yi yönetmekten daha kolay” açıklamasını görünce...
Önce gözlerimi ovuşturdum, sonra “Yanlış görüyorum galiba” dedim, en sonunda da “Şaka yapıyordur herhalde” diye içimden geçirdim.
*
Ayrıntılara bakınca...
Fark ettim ki... Şaka falan yok ortada.
Kemal Bey ciddi ciddi “Devletin kuralları var, devleti yönetmek bu açıdan daha kolay” diyor.
Herkesin aklına gelebilecek “Ne yani? CHP’de kural yok mu?” konusuna ise girmiyor.
*
Şaka maksatlı olmasa da ortada kocaman bir şaka var.
Fakat ona ne kadar gülebiliriz ki?
YILDIZ KENTER’İN DİNİ HEPİMİZİN DİNİDİR
“BÜYÜK kayıp”, bir klişedir.
Ama söz konusu Yıldız Kenter olunca...
Klişe olmaktan çıkar.
*
Büyük kaybımız Yıldız Kenter’in şu sözü, vefatından sonra gündem oldu:
*
“Babam Müslüman, annem Hıristiyan’dı. Yalan söylemeyeceksin, çalmayacaksın, vicdanını temiz tutacaksın, insanlara yardım edeceksin... Bizim evde bunlar konuşulurdu. İşte bunlar bizim dinimiz oldu”.