EN KÜRESEL AKTİVİTESİ: Tabii ki hem Rusya’yı hem Amerika’yı masaya oturtması bakımından BARIŞ PINARI HAREKÂTI...
EN MİLLİ MUTABAKATI: Tabii ki SELÇUK BAYRAKTAR... Savunma sanayisinde devrim gibi atılım yapmamıza neden oldu ve ismi üzerinde tam bir mutabakat sağladı.
* EN DELİRTEN VAKASI: Tabii ki KADIN CİNAYETLERİ... En munis, en hümanist, en barışçı, en sevecen, en karınca incitmez insanlarımıza bile “İdam isteriz idam” dedirterek delirtti.
*
EN TİTRETİCİ OLAYI: Tabii ki 5.8’LİK DEPREM... İstanbul şöyle bir sarsılınca... Hepimiz hatırladık depremi... Ama sonra? Tabii ki attık unutma bahçesine.
*
EN BEKLENMEYEN ÇIKIŞI: Tabii ki GEREKİRSE İNCİRLİK’İ KAPATIRIZ çıkışıdır... Bu zamana kadar dile getirilmesi teklif dahi edilemeyen bu çıkışı Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı.
*
EN PSİKOLOJİ BOZANI: Tabii ki TRUMP... Dost mudur düşman mıdır, yararlı mıdır zararlı mıdır, melek midir şeytan mıdır? Bir bilemedik valla!
*
EN UNUTULMAZI: Tabii ki seçimin iptalinden sonra yaptığı konuşma sırasında Ekrem İmamoğlu’nun CEKET ÇIKARMASI.
*
EN SEMPATİK SİYASİSİ: Tabii ki BURHAN KUZU... Sinirlerini hoplattıkları tarafından bile belirli bir sempatiyle karşılanıyor ki... Az şey değildir bu!
*
EN KARARSIZ ÇİFTİ: Tabii ki BEREN SAAT-KENAN DOĞULU ÇİFTİ... O kadar ki... Türkiye’nin yarısı ayrıldıklarını sanıyor, yarısı da barıştıklarını...
*
EN VAHŞİ MEKÂNI: Tabii ki SUUDİ KONSOLOSLUĞU... “Testere” diye bir dizi süper kanlı film var. O filmlerdeki mekânlar bile Suudi Konsolosluğu’nun yanında tatil yeri gibi kalır.
*
EN MEDYATİK İSİM: Tabii ki ACUN... Üç gün adından söz edilmese... “Hayrola? Bir şeyi mi var? Başına bir şey mi geldi?” falan diye düşünüyoruz. O derece yani.
*
EN HAYAL KURDURAN İKİLİ: Tabii ki DAVUTOĞLU-BABACAN İKİLİSİ... 17 yıldır AK Parti’nin kaybetmesini bekleyenlere bir yıl boyunca acayip hayaller kurdurmayı başardılar.
*
EN GICIK EYLEMCİSİ: Tabii ki GRETA... Önce “Ne şirin çocuk... Ne güzel işler yapıyor” falan dendi ama sonunda arkasındaki süper güçler biraz fazla belirince işin tadı kaçtı.
*
EN SİNSİ DOSTU: Tabii ki PUTİN... Adam bir tür soğuktan gelen casus gibi... Dostluğuna sığındığımız anda üşüyoruz.
*
EN YERLİ KAYBIMIZ: Tabii ki DİLBERAY... Çilekeş bir hayatın en dobra yansımasıydı o... Orada bir yerlerde olması hepimizin içini ısıtıyordu.
*
EN TARTIŞILAN MİSAFİRLERİ: Tabii ki SURİYELİLER... “Siyasi tartışmalarda en fazla kullandığımız kelime hangisi oldu?” sorusunun tek kelimelik cevabı vardır: Suriyeliler!
*
EN TEHLİKELİ GELİŞMESİ: Tabii ki KILIÇDAROĞLU’NA SALDIRI... Şehit cenazesinde yaşanan linç girişimi, toplumsal bütünlüğümüze esaslı darbe vurma potansiyeli taşıyordu hafazanallah!
EN ÇOK ÖZLENENLERİ: Tabii ki TARIK AKAN, MÜNİR ÖZKUL VE DİĞERLERİ... Kısacası eski Türkiye’nin hepimizi birleştiren değerlerini bu yıl da çok ama çok özledik.
*
EN KORKUTAN KELİMESİ: Tabii ki RESTORASYON... Kelimeyi duyar duymaz... “Eyvah” dedik... “Tehlike geliyorum diyor” dedik... “Tarihi ağlatacaklar” dedik... Dedik de dedik yani.
*
EN SAHİPSİZ MAZLUMLARI: Tabii ki HAYVAN DOSTLARIMIZ... Bu yıl da... Bol bol zulüm gördüler, bol bol tekmelendiler, bol bol zehirlendiler, bol bol sahipsiz kaldılar.
*
EN ÖLÜMCÜL HASTASI: Tabii ki TÜRK POPU... Rap adı verilen devasa silindir öyle bir ezip geçti ki üzerinden... Hande Yener bile neredeyse vefat ilanı verecekti.
*
EN OLAY ADAMI: Tabii ki FATİH TERİM... Başarısıyla olay, başarısızlığıyla olay, konuşmasıyla olay, suskunluğuyla olay, açık konuşmasıyla olay, imasıyla olay... Adam olay yani...
*
EN KÖTÜ PROJESİ: Tabii ki CAN YAMAN... Bir kariyer planı bu kadar mı kötü yapılır? Bir çıkış bu kadar mı hızlı inişe geçer? Bir çuval incir bu kadar mı berbat edilir? Falan...
*
EN FİYASKO DARBESİ: Tabii ki VENEZUELA DARBESİ... Amerikan destekli darbelerin yüz karası... Sekiz kere denediler, yine de başaramadılar.
*
EN HIZ KESMEYENİ: Tabii ki CANAN KARATAY... “Artık söyleyecek pek bir şeyi kalmadı” diyorduk ki... Tavuk döner çıkışıyla yine gündeme geldi. Hız kesmedi, kesmiyor, kesmeyecek.
*
EN RAHAT BIRAKILANI: Tabii ki İSMET PAŞA... Önceki yıllarda gün geçmiyordu ki bir vesileyle İsmet Paşa’nın üstüne gidilmesin. Bu yıl biraz da olsa Paşa’nın rahat bırakıldığı bir yıl oldu.
*
EN İŞİNE BAKANI: Tabii ki MANSUR YAVAŞ... Yılın sonuna doğru Sinan Aygün bombasına maruz kalmasaydı... Daha da yılın en işine bakanı olacaktı ama neyse artık.
*
EN POPÜLER MEKÂNLARI: Büyük ölçüde penceresiz, genellikle izbe, biraz dar, hep alt katta ve gizli kalsın temennisiyle gidilen mekânlar... Bütün ünlüler bir yıl boyunca buralardaydı.
EN ÜÇ KEREDE İZLENENİ: Tabii ki THE IRISHMAN... Televizyonda gösterildiği ve üç buçuk saat olduğu için... Çay koyduk, telefona baktık, ertesi güne bıraktık falan...
*
EN SAYGIDEĞER BULUNANI: Tabii ki AZİZ SANCAR HOCA... En Kemalistimizden en muhafazakârımıza hepimizin önünde ceket iliklediği nadide bir şahsiyet oldu yıl boyunca...
EN POPÜLER ROMANI: Tabii ki NOTRE DAME’IN KAMBURU... Paris’te o kilise yanmasaydı asla gündeme gelmeyecek olan o enfes klasik, talihsiz yangın nedeniyle popüler oldu.
*
EN BİR TÜRLÜ GELMEYENİ: Tabii ki SOĞUK... Bakmayın bugünlerde havaların buz gibi olmasına... Aralığın üçüncü haftasında bile paltolarımıza elimizi sürmeye gerek duymadık.
*
EN ELEKTRİKLİ HOCASI: Tabii ki yine yeni yeniden CÜBBELİ... “Sahabe-i Kiram da en iyi deveye binerdi” falan türü açıklamalarıyla bu sene de kulaklarının bol bol çınlamasına yol açtı.