Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı Prof. Orhan Acar, öğrencilerle videokonferans yaptığı sırada kameranın açık olduğunu unutuyor ve şöyle diyor:
“Kızların resimlerini de görüyoruz böylece, çaktırma.”
Bir üniversite dekanının...
Öğrencisinin cinsiyetini unutması şarttır.
Öğrencisine hangi gözle bakmayacağını bilmesi şarttır.
Ağzından çıkanı kulağının duyması şarttır.
Sapıkça yaklaşımlar içine girmemesi şarttır.
Gizlide de açıkta da aynı tutum içinde olması şarttır.
Öğrenci olgusunu içselleştirmesi şarttır.
*
Dekan bey, bir anda sarf ettiği o çirkin sözlerle...
İşte bu şartların hiçbirini taşımadığını ortaya koymuş oldu.
*
Yapabileceği tek bir şey vardı:
İstifa etmek.
O da onu yaptı.
BODRUM’DA YIKILAN KAÇAK VİLLALAR
YILMAZ Özdil’in yazlığının kaçak kısımları, CHP’li Bodrum Belediyesi tarafından yıkıldı.
*
Bu arada...
Can Dündar’ın Bodrum’daki sarayı andıran villasında da kaçaklar olduğu ortaya çıkarıldı.
*
Bunlar iyi, güzel ama yetmemeli.
Sadece gazetecilerin villalarının, yazlıklarının kaçaklarına değil...
Bodrum’da kaçağa kaçan her villaya, her yazlığa ödünsüz bir şekilde odaklanmak gerekir.
ERSİN KORKUT’A HİTABE
Köpeğinin ölümü sana bir türlü haber verilemedi ya... Buradan yakaladın bizi Ersin Korkut...
*
Köpeğine duyduğun o benzersiz sevgi ve tutkuyla yüreklerimizde taht kurdun Ersin Korkut...
*
Samimiyetinle, hakikiliğinle, gözyaşlarınla... Bütün önyargılarımızı ezdin geçtin Ersin Korkut...
*
Kötü bir insan olmadığına, iyilikle dolu olduğuna, kalbinin güzelliklerle dolu olduğuna ikna olduk Ersin Korkut...
DENİZ BAYRAMOĞLU
KANAL D Haber, artık Deniz Bayramoğlu’na emanet.
*
Dünkü Hürriyet’te Deniz Bayramoğlu’nun bir açıklaması yer aldı.
Şöyle diyor:
*
“Kanal D Haber’in bir geleneği var. Durduğu yer belli. Bir haberci, bir haber sunucusu için adeta kutup yıldızı. Türkiye’nin en değerli habercileri bu koltukta haber sundu. Bugüne kadar bu koltukta oturmuş büyük gazetecilerin, televizyoncuların inşa ettikleri bu geleneğin sorumluluğunu tüm ağırlığıyla omuzlarımda taşıyorum. Umarım Türk halkının güvenine, sevgisine ve teveccühüne mazhar olabilirim.”
*
Bizim meslekte...
Geleneğe pek sahip çıkılmaz. Geçmişe topyekûn saygıya pek rastlanmaz. Tevazu çoktandır unutulup gitmiştir. Eleştiride cömertlik, övgüde cimrilik esastır.
*
Meslekteki tüm bu hastalıklara şifa olacak nitelikte bir açıklamayla yeni görevine başlayan Deniz Bayramoğlu’na...
Büyük bir içtenlikle ve hararetle sonsuz başarılar diliyorum.
AVM’YE ÖZLEM YAZISINI NİYE YAZDIM?
İNSANLARIMIZA uzun bir süredir tek sosyalleşme alanı olarak AVM’ler sunuluyor.
Onlar da ne yapsınlar?
AVM’ler açılınca soluğu oralarda aldılar.
Uzun kuyruklar oluşturdular.
*
“Niye geliyorsunuz?” diye sorulunca da...
“Özledik, ondan geliyoruz” diye cevap verdiler.
*
Bir baktım:
Bu özlemi aşağılayan aşağılayana...
AVM de özlenir miymiş? Nesi varmış AVM’nin özlenecek?
Falan filan.
*
Bu aşağılamalara içerledim ve kendimi derhal AVM’leri özleyenlerin yanında hizaladım.
Pişman mıyım? Asla!
Aksine çok mesudum.
ÖLDÜRMEKTEN SÖZ EDENLERE GELSİN
ÖLDÜRMEKTEN söz edenlere Sezai Karakoç’tan gelsin...
Sezai Karakoç der ki:
*
“İslam’ı öylesine canlı ve diri yaşa ki... Seni öldürmeye gelen sende dirilsin.”
YENGE, ENİŞTE, ELTİ, GÖRÜMCE, KAYIN FALAN
KARDEŞİMİN eşi Kübra, Habertürk’te çalışıyor.
*
Kübra’nın basın hayatında yer almasında benim bir toz zerresi kadar bile katkım olmadı. Hangi kademeye geldiyse bileğinin hakkıyla geldi.
*
Kübra, bugünlerde köşe yazıları da yazmaya başladı.
Yazdığı yazılarda savunduğu tezlerin bir kısmını asla ve kata paylaşmıyorum.
*
Buraya kadar her şey normal yani...
*
Anormal olan şey şu:
“Yenge menge” falan diye...
Kübra’nın yazıp çizdikleriyle benim adımın yan yana getirilmesi.
*
Ne yani?
“Ben ayrı bir bireyim, o ayrı bir birey” falan diye basmakalıp laflarla kafa mı ütüleyim şu saatten sonra?