İYİ Parti/HDP meselesi, son günlerde yoğun bir şekilde tartışılıyor ya...
Hem İYİ Parti’den hem de HDP’den şuna benzer yakınmalar yükselmeye başladı:
*
“Bunlar hep suni gündem... Bu gündemi çıkaranların amacı bizim memleket meselelerini tartışmamızı engellemek...”
*
Allah Allah!
Ben mi yanlış hatırlıyorum?
*
- Bu tartışmanın başlangıç vuruşunu HDP’li Sırrı Süreyya Önder yapmadı mı?
*
- İYİ Parti Sözcüsü’nün topa girmesiyle konu daha da alengirli hale gelmedi mi?
*
Tartışmayı kendileri başlatıyorlar... Tartışmayı kendileri sürdürüyorlar... Karşılıklı meydan okumalarla tartışmayı kendileri dikkat çekici hale getiriyorlar... Doğal ya da yapay, konunun gündem haline gelmesini kendileri sağlıyorlar...
*
Ve yine kendileri...
“Bunlar hep suni gündem. Biz aslında memleket meselelerini konuşmak istiyoruz” diye yakınıyorlar.
*
Size bir şey söyleyeyim mi?
*
Sırrı Süreyya öyle bir şey söylemeseydi... İYİ Parti’den Sırrı Süreyya’ya bir ton meydan okuma gelmeseydi... Meral Akşener, “İspatla” demeseydi... Sırrı Süreyya ispat adına yeni açıklamalar yapmasaydı... HDP Eş Genel Başkanı, Sırrı Süreyya’yı tekzip edecek türde konuşmasaydı...
*
Yeryüzünün bütün suni gündem oluşturma makineleri, dev dişlilerini çalıştırsalar bile...
Böyle bir gündemi oluşturmayı başaramazlardı.
KADERSİZ DAVUTOĞLU KISMETSİZ BABACAN
CHP’nin ve muhalif kesimlerin Davutoğlu ve Babacan’a yükledikleri tek bir misyon var:
AK Parti’nin oylarını tırtıklamaları.
*
Bu yüzden önemsiyorlar Babacan ve Davutoğlu’nu...
Bu yüzden kolluyorlar...
Ve bunu da saklamaya pek gerek duymuyorlar.
*
AK Parti tabanı ise...
CHP’nin Davutoğlu ve Babacan için biçtiği bu rolün farkında...
Bu farkındalık da Davutoğlu ve Babacan’ın bir milim dahi serpilmesinin önündeki en büyük engel.
DİKKAT: Sadece birini yapıp diğerini yapmamak olmaz... İkisi aynı anda yapılacak. Yani hem maske hem mesafe...
*
Olayı böyle algıladığım andan itibaren...
“Ya aslında o kadar da şey değil yani” demeye başladım ben şahsen, kendim.
'GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ' DENİLİNCE FENA OLUYORUM
EN son Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da “Güzel günler göreceğiz, güneşli günler” diyerek Nâzım Hikmet’in meşhur şiirine gönderme yaptı.
*
Yıllardır “Güzel günler göreceğiz” deniyor, motorları maviliklere süreceğimizin müjdesi veriliyor ve en sonunda da “İnanın çocuklar” diyerek nokta konuluyor.
Fakat heyhat!
Gelmiyor bir türlü o güneşli güzel günler... Tam motorları maviliklere süreceğiz, o mavi aniden kararıveriyor.
*
Bu şiirdeki vaatlerden öyle umut kesmiş durumdayım ki...
Fahrettin Koca, “Güneşli güzel günler göreceğiz” deyince...
“Eyvah! Eyvah! Bu pandemi bayağı sürecek galiba” dedim.
BEN AŞIDAN UMUDUMU KESTİM
AŞIYLA ilgili dünyanın dört bir yanından açıklamalar geliyor.
- Müjde! İkinci faza geçtik.
- Hayvan deneyleri başarıyla tamamlandı.
- Her şey yolunda gidiyor!
- İnsan deneylerine başladık.
Falan filan...
*
Bu açıklamaların hemen altına bakıyoruz.
Söyledikleri şu:
“Her şey yolunda giderse en erken 2021’de aşıyı piyasaya sürebiliriz.”
*
2021 mi? Her şey yolunda giderse mi?
Ya bir yürüyün gidin Allah’ınızı severseniz!
İYİLİĞE, GÜZELLİĞE KALLEŞÇE SALDIRI
VEFA destek grupları var... Pandemi kapsamında oluşturuldu bu gruplar... Vatandaşın yardımına koşuyorlar... Yani iyilik peşindeler... Yani güzellik peşindeler...
*
Tek amaçları yardım olan bu gruplardan birinin aracına saldırdı PKK... Arkadan... Uzun namlulu silahlarla... İki kişiyi katlettiler...
*
Ey millet! PKK dendiğinde... Ne denmek istendiğini anlıyor musun?
BIKTIRAN SORULAR
NASIL gidiyor karantina? Niye maske takmıyorsun? Berbere gittin mi? Ellerini günde kaç kere yıkamaya başladın? Sekter evde sıkılmıyor mu? Şu sıralar hangi diziye takılıyorsun? Mehmet Çilingiroğlu gerçekten kıyak bir adam mı? Bulaş oranı kaç? Fahrettin Koca günlük rakamları açıkladı mı? Önümüzdeki iki hafta kritik mi? CİNAYET SÜSÜ