Abdulkadir Selvi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti grubundaki konuşmasında şaşırtıcı bir şekilde Putin’le görüşmeye değinmedi.

Hatta Meclis’ten ayrılırken muhabirlerin sorusuna karşılık olarak da görüşmeden sonra açıklama yapacağını söylemekle yetindi. Ama CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na açtı ağzını yumdu gözünü. CHP Lideri’ne 2023’te Cumhurbaşkanı adayı olarak karşısına çıkması için çağrı yaptı. Kılıçdaroğlu çıkar mı? Zannetmiyorum. O seçimin sonucu şimdiden bellidir.

Erdoğan-Putin görüşmesine gelince... Görüşmeyle alakalı beklenen iki husus var:

1) Kalıcı ateşkesin ilan edilmesi.

2) İdlib’in güvenli bölge ilan edilmesi.

Ancak her zamankinden çok sürprize açık bir görüşme olacak. Erdoğan’ın “Hiçbir şey gizli kapaklı kalmaz” sözü beni huylandırdı.


HEDEF REJİM DEĞİŞİKLİĞİ Mİ?

CUMHURBAŞKANI Erdoğan, “Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız” diyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Meclis’teki kapalı oturumda “Bizim kimsenin toprağında gözümüz olmadığı gibi, kimsenin de bizim toprağımızda gözünün olmasına izin vermeyiz” dedi.

Ama Türkiye, TV’lerdeki tartışma programlarında Suriye’de rejim değişikliğini hedeflemekle suçlanıyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Hatay’da şehit ailesini ziyareti sırasında bu yönde bir söz söylediği iddia ediliyor.

Meclis’te bu konuyu Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a sordum. Akar, 27 Şubat gecesi şehit haberlerinin gelmesi üzerine komutanlarla birlikte Hatay’a geçip Meclis’in özel oturumu nedeniyle Ankara’ya dönene kadar harekât merkezinden birliklerimizin sevk ve idaresini gerçekleştirdi. Akar, komutanlarla birlikte Samandağı’na geçip İdlib’de şehit olan Teğmen Ali Emre Fırıncıoğlu’nun ailesine taziye ziyaretinde bulunuyor. Dün Meclis’te konuşurken “Arkadaşları, şehit olan teğmenimizin İdlib’de nasıl canla başla çarpıştığını, yararlılıklar gösterdiğini anlattıklarında gözlerim yaşardı” dedi. Samandağı, Esad’ın akrabalarının olduğu hassas bir ilçemiz. Ancak vatana bağlılıkları konusunda Türkiye’nin diğer yerlerinden bir farkı yok. Samandağlılar şehitlerini evlerine Türk bayrağı asarak, yağmur altında on binlerce kişi, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sesleri ve dualar eşliğinde uğurluyorlar.

Şehidimiz Ali Emre Fırıncıoğlu nişanlanmış, evlilik hazırlığı yapan genç bir teğmen. Cenazenin defni sırasında acılı anne, “Damat Ali sana doyamadım” diye ağlayınca, on binleri ağlatmış. Yani Samandağı ve Hatay müthiş bir dayanışma duygusu içinde şehidini defnetmiş.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve komutanları taziye ziyaretine gittiğinde şehidimizin babası Remzi Bey ve annesi Münteha Hanım, “Vatan sağ olsun, oğlum vatana feda olsun” diye karşılamış. Taziye ziyaretinde Akar, birlik ve beraberlik mesajı veren, Türkiye’nin kararlılığını ifade eden bir konuşma yapmış. Konuşmanın videosu sosyal medyada yer alıyor. Birkaç kez dinledim. Akar, “Demokratik, özgür Suriye devleti en önemli, en başta gelen tercihimizdir. Türkiye Cumhuriyeti olarak elimizden gelen gayreti gösteriyoruz” diyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da aileyle telefonla görüşüp taziyede bulunmak istemiş. Ancak o sırada Putin’le telefon görüşmesi gerçekleşince mümkün olmamış. Hulusi Akar ayrılırken aile, “Paşam, bu iş ne zaman bitecek” diye soruyor. Hulusi Akar, “Ne pahasına olursa olsun birlik ve bütünlüğümüzü koruyacağız. Akan kan duracak, sivil katliamı sona erecek, huzur sağlanacak” diyor. Ailenin aynı soruyu tekrarlaması üzerine Akar, yaşanan sorunların temelinde rejimin bulunduğunu söylüyor. “Bu rejim defolup gidene kadar bu iş sürecek. Rejim defolup gidince bitecek” diyor.

ÜSTÜNE BASA BASA SORDUM

Suriye’de akan kanın temelinde kendi halkını bombalayan bu rejim yok mu? Peki Hulusi Akar ne diyecekti? Bu tespiti yapmak ayrı, Türkiye’nin hedefi Suriye’de bir rejim değişikliği demek ayrı. Türkiye şimdiye kadar “Hedefimiz rejim değişikliğini gerçekleştirmek” gibi bir şey demedi. Dün Hulusi Akar’a üstüne basa basa sorduğum için paylaşmak istiyorum. Türkiye’nin hedefinin rejimi devirmek olduğu yönünde bir ifade kullanmıyor. Ama bakıyorsunuz ki, daha şehidimizin kanı kurumadan birileri Türkiye’nin hedefi rejim değişikliği haberlerini yapıp servis ediyor.


KAVGA MECLİS'E YAKIŞMADI

MECLİS’te İdlib’le ilgili kapalı oturum yapıldı. Genel Kurul salonunda sinyal kesici jammer kullanıldığı için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar telefonla görüşebilmek için zaman zaman salondan dışarı çıkmışlar.

Şehitlerimizin geldiği bir dönemde Meclis’in mehabetine uygun bir görüşme olmuş mu? Kapalı oturum olduğu için ayrıntılarını yazamıyorum ama gergin bir oturum gerçekleşmiş. CHP adına kürsüye çıkan Mehmet Ali Çelebi’nin Ergenekon davaları üzerinden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a laf atması üzerine bir gerginlik yaşanmış ancak yumrukların konuştuğu kavga, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un konuşması sırasında gerçekleşmiş. Engin Özkoç ile AK Partili Efkan Ala arasında başlayan tartışma, AK Parti ve CHP milletvekilleri arasında yumruklu kavgaya dönüşmüş.

Peki kapalı oturumdaki kavga orada kaldı mı? Ne gezer. Dün Engin Özkoç bir kez daha kürsüye çıktı, bu kez kıyasıya bir kavga yaşandı. Kavganın nedeni, kürsüdeki sözlerinden ziyade basın toplantısı yapıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik hakaret etmesiydi. Çünkü AK Parti kulisinde “Engin Özkoç, Reis’e hakaret etmiş”diye bir söylenti dolaşıyordu. Engin Özkoç’un bir üslup sorunu var. Benim yazmaya utandığım ifadeler, ülkenin Cumhurbaşkanı’na karşı söylenir mi?

Öyle bir hassas dönemden geçiyoruz ki, millet şehitlerine ağlıyor, Meclis’te milletvekilleri birbirlerini yumrukluyor.

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/zirveden-surpriz-cikar-mi-41461498