Yassıada mahkemelerinin yok sayılmasıyla ilgili kanun teklifinin Meclis’te kabul edildiği gecenin sabahında Meclis Başkanı Mustafa Şentop’la görüştüm. Teklife ilk imzayı atan Şentop, aynı zamanda Yassıada mahkemelerinin yok sayılması formülünü geliştiren isim.
27 Mayıs’la ilgili karardan dolayı Şentop’u mutlu gördüm. “Çok önemli bir adımdı” diye söze başladı. “Bu düzenleme ile hukuk tarihimizdeki bir ayıbı düzelten bir adım attık” diye konuştu.
Şentop’a ne hissettiğini sordum.
“Yassıada’da önceden verilmiş bir kararın yerine getirilmesi için sözde bir mahkeme kurulmuş. Tabiri caizse bir ‘infaz timi’ oluşturulmuş. Biz bunun bir mahkeme olmadığının tespitini yaptık ve bunu kuran hukuki düzenlemenin 27 Mayıs 1960 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmasını sağladık. Bu düzenleme hukuk tarihindeki, hukuk âlemindeki bir ayıbı, kötü hatırayı bir şekilde eldeki imkânlar çerçevesinde düzeltmek için atılmış bir adım oldu. Ayrıca Meclis’in bu anlamda tavrını da, yasama iradesiyle o tavrı da net olarak tekrar ortaya koymuş olduk” dedi.
MECLİS DARBELERE KARŞI BİR DURUŞ ORTAYA KOYDU
Şentop, teklifin Meclis’te oybirliğiyle kabul edilmesini, darbelere karşı bir tavır olarak yorumladı. Şöyle konuştu: “Oybirliğiyle kabul edilmesinden dolayı bütün milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Meclisimizin bu konudaki kararlılığını da daha vurgulu bir şekilde ortaya koymuş olduk. Darbelere karşı Meclis’te bir karşı duruşun 27 Mayıs somut örneğinde ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bu tavrın, bu duruşun devamlı olmasını temenni ediyorum.”
YENİ DÖNEMİ SORDUM
Meclis Başkanı, Yassıada teklifiyle darbelerin izlerinin silinmesi konusunda önemli bir adım attı. Şentop’a, yeni dönemde bu tür çabalarının olup olmayacağını sordum. “İnşallah bu tavır ve kararlılık sürecektir. Özellikle son 18 yıldır bu konuda büyük adımlar atıldı. Bunlar sembolik adımlarla beraber, daha da önemlisi bu tür askeri müdahaleleri, darbeleri imkânsız hale getirecek kalıcı adımlar atıldı. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde siyasetin alanının genişlemesiyle beraber, vesayet odakları güç kaybetti. Millet iradesinin ve siyasetin öne çıktığı fiili durumu hukuki hale getiren Anayasa değişiklikleri ve kanun düzenlemeleri ve nihayetinde hükümet sistemi değişikliğiyle demokratik sistemi tahkim yönünde çok önemli adımlar atıldı. Türkiye’deki parlamenter sistem uygulaması, darbe ve müdahalelere zemin oluşturan, bunu kolaylaştıran bir işleyişe sahipti. Yeni sistemde yürütmenin doğrudan halk tarafından seçilmesi sebebiyle müdahaleleri zorlaştıran, seçilmişleri atanmışlar üzerinde daha güçlü hale getiren tablo ortaya çıktı. 16 Nisan 2017 referandumuyla gelen sistemin yeni bir dönemi ortaya koyduğunu düşünüyorum. Bunun 27 Mayıs 1960’la beraber başlayan darbeler ve müdahaleler parantezini kapatan bir adım olduğuna inanıyorum. Demokrasinin kökleşmesi için birçok şey yapıldı, ama bundan sonra da yapılabilecek şeyler de elbette var. İnşallah arkadaşlarımızla beraber bu yönde gayret göstereceğiz” diye yanıt verdi.
ELEŞTİRİLER İÇİN NE DİYOR?
CHP Milletvekili Enis Berberoğlu ve HDP milletvekilleri Musa Farisoğulları ve Leyla Güven’in milletvekilliklerinin düşürülmesi nedeniyle muhalefet partilerinin yönelttiği eleştirileri hatırlattım.
Şentop, “Hem daha önceki uygulamalar, hem Anayasa, kesin hüküm haline gelmiş bir yargı kararının Meclis’te okunması yönünde. Bu konuda hiç kimse ‘Okunmamalıdır, bekletilmelidir’ diyemez. Bence hukuken tartışılacak bir konu yok ortada. Ayrıca yeni uygulanan bir durum da değil. 26. dönemde de sekiz milletvekilinin milletvekillikleri düşmüş. Hem uygulama, hem de mevzuat yaptığımız işin doğru olduğunu ortaya koyuyor” diye konuştu.
MECLİS BAŞKANLIĞI SEÇİMİ 7 TEMMUZ’DA
Şentop’la görüşüp Meclis Başkanlığı seçimini konuşmamak olmazdı.