Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ramazanda çifte bayram müjdesinin mürekkebi kurumadan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den “İnanıyorum ki Türkiye bu badireyi en geç ramazan ayının sonuna kadar atlatacak” açıklaması geldi.
Geçen hafta görüştüğüm bir bakana, “Normalleşme için bir takvimden söz ediliyor mu?” diye sormuştum. 20 Mayıs tarihine işaret etmişti. Umutlandım. Heyecanlandım. Bilim Kurulu üyesi Prof. Tevfik Özlü’ye sordum, “Bu süreç iyi yönetilirse 1 ay içinde normale dönüleceğini düşünüyorum. Almanya ve Amerika’da nasıl normale döneriz arayışları başladı. Biz onlara göre daha iyiyiz. Veriler son 10-15 gün içinde bir duraklamaya girildiğini gösteriyor. 10-15 gün içinde de inişe geçmesini bekliyoruz” dedi. Tünelin ucunda bir ışık göründü.
En çok merak ettiğim noktalardan biri de ilk sokağa çıkma yasağı ilan edildiğinde yaşanan kargaşanın etkileriydi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifasına giden bir süreç yaşanmıştı. Tevfik Özlü, “Şu ana kadar çok belirgin bir etkisini görmedik” dedi. Ama takip ettiklerini söyledi.
EKONOMİDE ‘V’ ÇIKIŞI MI YOKSA ‘L’ Mİ OLACAK?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, topluma umut vermek, moral aşılamak ve insanları rahatlatmak için bu değerlendirmeyi yapıyor. Ama eğer elindeki veriler ramazanın sonunda çifte bayrama işaret etmese bunu yapmazdı. Metropoll’ün anketini yazdım. Sadece AK Parti ve MHP seçmeni değil, HDP’den CHP’ye, İYİ Parti’den Saadet’e kamuoyunun önemli bir kısmı Erdoğan’a güveniyor. Bu süreçte başında güçlü bir liderin olması nedeniyle umutlu.
Koronavirüsten sonra bizi en az koronavirüs kadar önemli bir mücadele bekliyor. O da ekonomi. Normalleşmeden sonra dünya ‘V’ şeklinde hızlı bir çıkış mı yapacak, yoksa kriz uzun zamana yayılıp ‘L’ şeklinde devam mı edecek?
Türkiye çarkları durdurmadan üretimi devam ettirerek bu krizi yönettiği için, V şeklinde hızlı çıkış yapan ülkeler arasında yer alabilir. Almalı da...
CHP’NİN HAPİSTEKİ GAZETECİLER İÇİN FORMÜLÜ
CHP, afla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’ne bugün ya da yarın başvuruda bulunacak. Ancak CHP bir değil, iki başvuru yapacak.
1- Bugün ya da yarın, şekil şartı açısından iptal başvurusunda bulunacaklar. İnfaz indiriminin af yasası olduğunu belirterek, Meclis’ten 279’la oyla geçen düzenlemenin en az 360 milletvekilinin oyuyla kabul edilmesi gerektiğini ileri sürecekler.
2- CHP önümüzdeki hafta ise asıl önemli adımı atacak. Başta eşitlik ilkesi olmak üzere esastan iptal başvurusunda bulunacak.
İŞTE O FORMÜL
CHP’nin başvurusunda cezaevindeki gazeteciler Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ve Murat Ağırel önemli bir yer tutuyor. AK Partili hukukçular, “bunun büyük bir kandırmaca olduğunu, çünkü infaz indiriminin cezası kesinleşenlere uygulandığını ama Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Murat Ağırel’in henüz yargılanmadığını, verilmeyen hapis cezasından infaz indirimi yapılamayacağını” savunuyorlar. CHP’liler ise tutuklu gazetecilerle ilgili bir formül bulduklarını söylüyorlar. “AK Parti infazı üçte iki olan suçları yarı yarıya indirdi. Ancak çıkan yasada TMK’nın 17. maddesine ‘Terör suçlarının infazı dörtte üç olacak’ diye özel bir hüküm konuldu. Gazeteciler TCK 220’ye göre yargılandıkları için infazları dörtte üçte kaldı. İnfazın biri yarı yarıya indirilirken, terör suçlarında bu oranın dörtte üçte kalmasına itiraz edeceğiz. İtirazımız kabul edilirse, bunların infazı da yarı yarıya inecek, böylece tahliye olmalarının yolu açılacak” diyorlar.
Bir sihirli formül ama sonuç ne olur bilemem.
İMAMOĞLU’NUN İNİŞİ
Başakşehir Şehir Hastanesi’nin açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buranın yolunu yarım yamalak bırakan İstanbul’un bir belediyesi var. Hemen Ulaştırma Bakanlığı’nı devreye soktuk” dedi. Seçim kampanyasındaki Ekrem İmamoğlu olsaydı, normalde iktidar engel olsa dahi şehir hastanesinin yolunu yapardı. Dün de o törende yer alırdı. Doğru olanı hastanenin yolunu yapıp dünkü açılışta kendisine teşekkür edilen bir Ekrem İmamoğlu olmaktı. Bana göre seçim kampanyasındaki İmamoğlu öyle biriydi. O yüzden farklıydı. Ama seçimden sonra başka bir İmamoğlu ile karşılaştık. Oysa İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazandığında Türk siyasetini dizayn edecek şahıs gözüyle bakılıyordu. Muazzam bir güç elde etmişti. Ama eski gücünü kaybetmeye başladı. Çünkü bu süreçte iki hata yaptı.
1- Tatil.
2- Polemik.
İstanbul’u sel bastığı bir dönemde Bodrum’da tatildeydi. 24 saatliğine İstanbul’a uğradı, sonra tatiline kaldığı yerden devam etti. Elazığ-Malatya depreminden sonra Erzurum Palandöken’deki kayak işi ise tam bir fecaatti.
Seçildiği günden bu yana sürekli polemiklerle gündemde. İmamoğlu hakkındaki haberleri taradım, icraat yok, polemik çok. Oysa seçimleri kucaklayıcı, kimseyle polemiğe girmeyen, laf değil iş üreten bir başkan profiliyle kazanmıştı. Seçim kampanyasında ne yaptıysa kazandıktan sonra tersine gitti.
Bu kıyaslamayı yapmaktan dolayı memnun değiller ama İmamoğlu inişe geçerken işine odaklanan, polemiklerden uzak durmaya çalışan Mansur Yavaş yükselişe geçti.