Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması gündeme gelince CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “18 yıldır yapılmayan şey neden şimdi yapılıyor?” dedi.
Bu Ayasofya’nın camiye çevrilmesi çabasından hoşnutsuzluğu ifade ediyordu ama yüksek profilli bir itiraz değildi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak ise “18 yıldır iktidarsınız. Açacaksanız açın” diye konuştu. Meydan okuma havası vardı ama yüksek sesli bir itiraz havası yoktu. Ama ne zaman ki CHP’li İbrahim Kaboğlu, Meclis’te kürsüye çıktı, “Benim görüşüme göre Topkapı Sarayı da müze olarak korunmalı, Ayasofya da müze olarak korunmalı hatta Sultanahmet de müze olmalı” dedi, Meclis’ten tepkiler yükseldi. AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş,“Sayın Kaboğlu aslında bir zihniyeti ifade etti. ‘İmkân olsa, elimizden gelse Sultanahmet’i de müzeye çevireceğiz’ diyor” dedi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Bu zihniyeti kınıyoruz. CHP, Kaboğlu için işlem yapmalı” diye konuştu. Millet Ayasofya’nın cami olarak yeniden açılmasını beklerken, Kaboğlu’nun “Sultanahmet’i de müze yapalım” önerisine üzüldü. Kaboğlu’nun bu sözleri, “CHP aynı CHP. Bunların zihniyeti değişmez. Ellerine fırsat geçse Sultanahmet’i de müze yaparlar” diyenlerin eline büyük bir koz verdi.
KABOĞLU NE CEVAP VERDİ?
Kaboğlu hocayı aradım. “Sözleriniz ‘CHP’ye kalsa Sultanahmet’i de müze yapacak’ şeklinde tartışmalara neden oldu” dedim. “Yok yok, öyle bir şey olabilir mi? Benim ‘Burası ibadethane olmaktan çıkarılsın’ gibi bir beyanım olmadı” diye karşılık verdi. Meclis tutanaklarına geçen sözlerini hatırlattım. “Ayasofya müzedir ama ibadethane olarak da kullanılıyor. Sultanahmet’in hiçbir zaman ibadethane olmaktan çıkarılması değil, daha evrensel bir bakış açısıyla empati yapma anlamında söyledim. Yoksa öyle bir şey söz konusu olamaz” diye konuştu.
ARAMIZDA GEÇEN DİYALOG
İbrahim Kaboğlu’na Sultanahmet’le ilgili sözlerini sordum, o yanıt verdi. Önce noktasına virgülüne dokunmadan onu aktarmak istiyorum.
* ‘Sultanahmet de müze olmalı’ öneriniz tartışılmaya başlandı.
Kaboğlu: “‘Ayasofya’yla ilgili karar Danıştay’dan bekleniyor. Oysa pek âlâ yürütme yapabilir. Şu aşamada Danıştay’ın bağımsız karar vermesi de zor. Bu kadar yürütmenin baskısı altındayken’ dedim. Oradan bir açılım yaptım. ‘Buralar insanlığın ortak mirasını temsil eden alanlar’ dedim. ‘Ayasofya böyle, Topkapı Sarayı böyle, Sultanahmet böyle. Bunlar evrensel değeri olan, bizi dünya ölçeğine taşıyan alanlardır. Daha üstün, daha evrensel bir koruma statüsüne kavuşturmalıyız Böyle düşünmeliyiz. Yoksa bunları indirgeyici anlamda değil’ biçiminde açıklama yaptım.”
* Sözleriniz, ‘CHP’nin eline imkân geçse Sultanahmet’i de müzeye çevirecek’ şeklinde değerlendirmelere konu oldu.
Kaboğlu: “Yok yok, öyle bir şey olabilir mi? ‘Benim burası ibadethane olmaktan çıkarılsın’ gibi bir beyanım olmadığı gibi, benim görüşüme göre bunlar insanlığın ortak mirası çerçevesinde yer alan üstün değerdir. Benim oradaki amacım, Ayasofya’yı konuşuyoruz, Topkapı Sarayı müzesini konuşuyoruz. Bizim Sultanahmet Camisi dünya ölçeğinde bir mirastır. Bizim ulusal ölçeğimizi de aşan bir değere sahiptir. Daha üst bir statü vermeliyiz anlamında. Ayasofya müzedir ama ibadethane olarak da kullanılıyor. Sultanahmet’in hiçbir zaman ibadethane olmaktan çıkarılması değil, daha evrensel bir bakış açısıyla empati yapma anlamında söyledim. Yoksa öyle bir şey söz konusu olamaz.”
YANLIŞ OLDU
İbrahim Kaboğlu’nun açıklamalarını verdim. Kaboğlu hoca sözlerini inkâr etmiyor. Kendince daha üst bir öneride bulunduğunu söylüyor. Ama Kaboğlu’nun sözleri yanlış oldu. Yanlış anlaşıldı demiyorum, önerisi yanlış oldu. Hem ayrıca böyle konuşmamalıydı. Millet Ayasofya’nın cami olarak açılmasını beklerken, “Sultanahmet’i de müze yapalım” demek doğru değil. CHP döneminde müze olan Ayasofya’nın tekrar camiye çevrilmesi tartışılırken, CHP’yi hatırlatmak hafızaların tazelenmesine yol açtı.
İŞTE AYASOFYA'NIN TAPUSU
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NTV canlı yayınında Ayasofya’yla ilgili bir belge gösterdi. Bunun üzerine hemen irtibat kurup Çavuşoğlu’ndaki belgenin bir suretini istedim.
Şimdi elimde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “İşte Fatih Vakfiyesi’nin orijinali” dediği tarihi belge var. Bir de İstanbul Eminönü Tapu Müdürlüğü’ne kayıtlı “Ayasofya kebir camii şerifi”nin tapusu yer alıyor.