Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu, parti tabelalarını asacakları aşamaya geldiler. Tabii bir de işin söylem boyutu var. Babacan ve Davutoğlu, AK Parti’den ayrıldıkları için eleştirilerini AK Parti’ye yöneltiyorlar. Ali Babacan, Habertürk’teki yayında bozulmanın 2013’ten sonra başladığını söyledi. AK Parti’de Babacan’la ilgili olarak konuşmama kararı alınmıştı. Bu eğilim sürüyor. Ama bu bazı soruları sormama engel değil.
Demirel 12 Mart muhtırasıyla istifa etmemiş, ancak 12 Mart döneminde Nihat Erim, Sadi Irmak ve Naim Talu başkanlığında AP’lilerin ve CHP’nin yer aldığı hükümetler kurulmuştu. 12 Mart’tan sonra Demirel, Adana mitinginde konuşurken 12 Mart’a eleştiriler yöneltiyor. Mitingi izleyen bir vatandaş, Demirel’in de duyacağı şekilde “Onun içinde sen devarsın” diye bağırıyor. Demirel susuyor. Sonra, “Adam haklı” diyor. “12 Mart hükümetlerinde biz de vardık” diye özeleştiride bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan, 2013’ten sonrası AK Parti politikalarına dönük eleştirilerde bulunuyorlar. Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu, başkanlık sistemine karşı çıkıp parlamenter sisteme dönüşü savunuyorlar. Başkanlık sistemiyle ilgili Anayasa değişikliği Meclis’te oylanırken milletvekiliydiler, peki ne yönde oy kullandılar? Meclis’te başkanlık sistemine ‘evet’ oyu verip şimdi sisteme karşı kampanya yapmak ne denli ahlaki oluyor?
DEMİREL, EVREN’E SORMUŞTU
Siyaset aynı zamanda bir tavır ve duruş işidir. Gül, Davutoğlu ve Babacan; Cumhurbaşkanı, Başbakan, AK Parti Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve MKYK üyesi olarak yetkili konumdayken bugün eleştirdikleri hangi konularda bir tavır koydular?
Erdoğan’ı tasfiyeyi amaçlayan Gezi olayları olurken ne yaptılar? 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Gezi’ye sempatisini hiçbir zaman eksik etmedi. Peki bu durumda Erdoğan kendisine nasıl güvenecekti?
FETÖ’nün 17-25 Aralık operasyonu sırasında hangi duruşu gösterdiler? Erdoğan’ın arkasında durdular mı? Abdullah Gül, kendisinin temiz olduğunu, verilemeyecek hiçbir hesabının bulunmadığını belirterek Erdoğan’ı hedef tahtasına oturttu.
15 Temmuz gecesi 11. Cumhurbaşkanı Gül’ün TV yayınlarına bağlanıp yaptığı açıklamaların bir kısmına ben aracılık ettim. Hakkını teslim ederim. 15 Temmuz’dan önceki FETÖ mücadelesinde Davutoğlu’nun desteği önemliydi. Zaten o yüzden Başbakan olarak seçildi. Ama FETÖ’yle mücadelede Gül ve Babacan hangi desteği verdiler?
Kenan Evren, 12 Eylül öncesinde kardeş kanı aktığını söyleyince Demirel, “O zaman sıkıyönetim vardı, sen de Genelkurmay Başkanı’ydın. Antalya’da tapu müdürü müydün?” diye sormuştu. Benim başka bir sorum yok.
CHP ANKETİNDE SON DURUM
CHP’li belediyelerin performansları hakkında ilk kez bilgi vermesi açısından dünkü “CHP’nin anketinden ne çıktı?” başlıklı yazı ilgi gördü. CHP’li belediye başkanlarından memnuniyetin devam ettiği ortaya çıktı. Anket sonuçlarıyla ilgili olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un değerlendirmesini paylaşmıştım. Kamuoyu araştırmalarıyla ilgili yazılarımda künyeyi yayınlamaya özen gösteriyorum. Adil Gür’le konuştum. CHP’li 5 belediyeyle ilgili araştırma yaptıklarını söyledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ise “Sayın Adil Gür’ün araştırma sonuçlarıyla ilgili benim bir değerlendirmem söz konusu değildir. CHP Genel Merkezi olarak bir başka araştırma şirketiyle çalışmamız ise devam ediyor. Benim değerlendirmem o çalışmaya dönüktür” dedi. Paylaşmak istedim.
Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı’nın olduğu bina
ŞEHİT PARALARININ AKIBETİ NE OLDU?
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, şehitler için toplanan yardımların peşine düştü. 15 Temmuz’dan sonra kurulan Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı’nın adresi olarak gösterilen ‘Kale Mahallesi, Işıklar Caddesi, No: 6, Altındağ’ adresine gitti. Ama o adreste vakıf yoktu. O da “hayalet bina”nın altında açıklamalar yaptı. “Şehit ve gaziler için toplanan 309 milyon lira nerede?” diye sordu. Muhalefetin görevi iktidarı denetlemektir. Doğru olanı yaptı.
Ama sadece o düşmedi bu işin peşine. Biz de araştırdık. İlginç bir hata ile karşılaştık. Vakfın adresi tescil edilirken, bina numarası 6 olarak yazılmış. Ama o adresteki bina vakfa ait değil. Vakfın merkezinin numarası 6 değil, 16. Adresin düzeltilmesi için 20 Kasım 2019 tarihinde Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne yazı yazılmış. Yani vakıf bu adreste görev yapacak.