Ara tatilin rehaveti bitmeden, hafta sonu yeni bir tatil daha başlıyor. Bu kez, iki haftalık.
Öğrenciler elbette sevinecektir ama veli ve öğretmenler bu konuda ne düşünüyor, gerçekten merak ediyorum...
Tatil olmasın mı, elbette olsun ama okula gidilen gün sayısından daha çok olmamalı!
4 yarıyıllı sistem bu yıl ilk kez uygulanıyor. Sonuçlarını elbette yıl sonunda çok daha net göreceğiz ama gelen ilk sinyaller sanki taşların henüz yerli yerine oturmadığı yönünde.
Sistem önümüzdeki süreçte rayına mı oturur yoksa çok daha karmaşık hale mi gelir hep birlikte göreceğiz.
4 yarıyıllı sistemi savunanlar başka ülkelerde de benzeri uygulamalar var diye kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyor.
Haklılar. Evet, onlarda da var.
Peki, onlarda eğitim süresi kaç iş günü, bizde kaç gün?
4 yarıyıllı sistemlerin çoğunda tam gün eğitim yapılıyor ve eğitim süresi de 200 günün üzerinde ve bazılarında 220, bazılarında da 240 gün. Bizde ise 180 gün. Birçoğunda da yarım gün eğitim yapılıyor.
Kar, kış tatilleriyle iki bayram arası ekstra tatilleri ve boş geçen ilk ve son haftaları da dikkate aldığımızda, 150-160 gün eğitim yapılıyorsa, seviniyoruz!..
Eğitim ciddi bir iştir ama bunu bir türlü anlayamadık. Daha vahimi ise bu konuda hiçbir çabamızın olmaması!..
Motivasyon bozuluyor
Ara tatiller, acıkmadan yemek yemek gibi bir şey. Daha bir haftalık tatilin rehavetinden kurtulamamışken yeni bir tatil ilaç gibi mi gelecek yoksa zoraki yenen yemek gibi şişkinlik mi yaratacak, hep birlikte göreceğiz!
Sık yapılan tatillerin motivasyon sorunu yarattığı kesin. Tatil öncesi ve tatil sonrası en az birkaç gün boşa geçiyor.
Bu yüzden de öğretmenlerimizin istedikleri performansı yakalamaları çok da kolay olmuyor!..
Yetiştirilemeyen müfredat ve sınavları yetişir hale getirmek ve öğrencilerin eksiklerini tamamlamak onlar için hiç de kolay olmuyor!..
Telafi eğitimi
Hazır sırası gelmişken, kar kış tatilleri ne olacak? Birileri bu konuda bir açıklama yapsa da öğrenmiş olsak.
Yasa çok net!
Kapalı gün ve saat kadar telafi eğitimi yapılması gerekiyor!
Sizi bilmem ama ben bugüne kadar telafi eğitimi yapıldığına hiç şahit olmadım!..
Örneğin hangi hafta sonu ya da hangi ara tatilde, kapalı olan gün sayısı kadar telafi eğitimi yapıldı?
Eğitimde kazanımlar çok önemli, bakalım ara tatiller çocuklarımıza ne kazandıracak?..
Bir önceki bakan, ödevleri kaldırdım müjdesi (!) vermişti! Ziya Hoca bu konuda çok renk vermedi. Cuma günü belli olur!
Ödev tartışmasında, çok tatilden yana olanlar, tatillerde ödev verilmemesini istiyor. Gerekçe de hazır: Adı üstünde, tatil. Ödev yapılsın diye değil, dinlenilsin diye veriliyor...
Eğer Türkiye’de değil de, Almanya, Japonya ya da Amerika’da yaşıyor olsaydık tamam. Yılda 240 iş günü, hem de tam gün, ağır bir eğitim yapılıyor olsaydı ve yıl içerisinde zaten bol bol ödev veriliyor olsaydı, hiç olmazsa çocukları tatillerde serbest bırakalım diyebilirdik. Ama burası Türkiye. Okullar neredeyse yılın 200 günü kapalı. Üstelik yarım gün eğitim yapıldığı için zaten pek fazla yorulmuyorlar. Eh bir de, bir önceki ara tatili ve boş geçen dersleri hesaba katarsak, ne zaman bir şeyler öğrenecekler?..
Evet, sınavlara hazırlananlar çok yoruluyor ama onlar tatillerde de zaten kursa gidiyor!..
Öğrenciyi, veliyi canından bezdirircesine verilen angarya ödevlere elbette hayır. Aslında ödev verilsin mi, verilmesin mi yerine, ödevin dozu ve şekli nasıl olmalı diye tartışılsa çok daha yararlı olur.
Öğrenilen bilgilerin pekiştirilmesi, derse motive olunmuş bir şekilde gelinmesi, araştırmaya yönelinmesi ve sorumluluk duygusunun gelişmesi için ödev mutlaka gereklidir.
Popülizm belki her konuda olabilir ama eğitimde asla. Ödevsiz eğitim isteyenlerin, tatillere alkış tutanların, çocuklarımız neden iyi yetişmiyor diye yakınmaya da hakları yoktur.
Ödevin fazlası okuldan, derslerden soğutuyor, azı ya da hiç olmayanı da sorumluluk duygusunu köreltiyor. İstediğimiz bu mu?..