Aylardır herkes aynı şeyi söylüyor: Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
Peki, üzerine düşeni, kim ne kadar yapıyor? Örneğin, turizmde, ağlamanın, sızlanmanın ötesinde hangi öngörüler, hangi yaptırımlar, hangi açılımlar söz konusu?
Her şey devletten bekleniyor. Devlet, hangi birine yetişecek?
Ülkemizin bu zor süreçten en az hasarla, hatta güçlenerek çıkmasının yolu, herkesin üzerine düşeni fazlasıyla yapmasından geçiyor. Bu konuda sağlık ordusunun verdiği onurlu mücadele, hepimize örnek olmalı!..
Turist profili ve beklentiler
Koronavirüs salgınının turizme etkisini değerlendiren Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) Yenilik Direktörü Natalia Bayona, ‘Koronavirüs krizinden sonra sürdürülebilir turizm kavram olmaktan çıkıp, yaşama geçen bir olgu haline gelecek’ diyerek çok önemli bir noktaya işaret ediyor.
Bayona göre, sürdürülebilirlik, kitlesiz seyahat, yeni pazarlar ve orijinal ürünler, koronavirüs krizinden sonra turizm sektörüne damgasını vuracak. Onunla da kalmayacak turist profilini de değiştirecek! Yani bu konuda, sadece devlet değil, sektörün tüm paydaşlarına önemli görevler düşüyor.
Yenilikçi ve güven verici olanlar kazanacak! Diğerleri, sızlanmaya devam edecek...
Normalleşme takvimi
Okulların açılması ve sınavlar nedeniyle ciddi tartışmalar yaşanıyor.
Öküzün altında buzağı arayanlar, bu konuda, günah keçisi olarak turizmi gösteriyor. Bu yüzden, ne kadar şeffaf olunursa o kadar iyi olur!..
Turizm, sadece bizim için önemli değil. Pek çok ülkenin en önemli gelir kaynağı. Bu nedenle, bir an önce, kademeli olarak çarkı döndürmeye çalışıyorlar.
Normalleşme sürecine, öncelikle, ufak işletmelerden başlanıyor. İlk adımda kent içi otel, restoran, alışveriş merkezleri, müzeler, sergiler, kuaför ve benzeri işletmeler açılacak, hazirandan itibaren de gidişata göre, daha büyük tesis ve işletmelere onay verilecek.
Yerli turist!
Yabancı turist daha çok kazandırıyor diye, yerli turistin yüzüne çok fazla bakmayan ve daha önceki krizlerden pek ders çıkartmayan işletmeler, ayakta kalmanın çaresinin, yerli turist olduğunun farkına, bakalım şimdi varacaklar mı?