ÖSYM, ALES, KPSS ve YKS benzeri sınavların geçerliliğini iki yıla çıkarttı. Atamalarda ciddi sıkıntı yarattığı için sonrasında uygulamadan vazgeçti ama yarattığı sıkıntı tam anlamıyla arapsaçına dönüştü ve çözülemez hale geldi.
Benzeri sorunlar üniversiteye girişte de yaşanıyor ve ciddi anlamda adaletsizliğe yol açıyor. Puan üstünlüğü, net sayısı, Türkiye sıralaması, standart sapma ve katsayılar yıldan yıla değişir. Onları aynı potada eritmeye kalkmak ise yanlışların en büyüğü olur.
MEB, “Sorun 40-50 kişiyi ilgilendiriyor” diyor ama on binlerce kişi bu durumdan etkilenmiş durumda.
Daha çok neti, daha iyi sıralaması olanlar değil, daha az neti ve sıralaması, bin, bin 500 geride olanlar atanırken, diğerlerinin açıkta kalması kabul edilemez!
MEB, YÖK ve ÖSYM gibi kurumlar, milyonlarca öğrencinin, üniversite mezununun kaderini tayin ediyor. Onlar en ufak bir hata yaptıklarında canına okuyor, kendileri devasa hata yaptıklarında ise ya halının altına süpürüp, görmezden geliyor ya da pişkinliğin daniskasını sergiliyorlar. Bu da devlete olan güveni sarsıyor. Bu yüzden, bu şikâyetlerin, Devlet Denetleme Kurulu tarafından soruşturulması çok daha adil ve inandırıcı olacaktır.
Coğrafya hazımsızlığı
Coğrafya, bilimlerin atası olarak bilinir. Hâlâ da çok önemli. Örneğin, depremlerden küresel ısınmaya, tarımdan kaynakların temiz ve verimli kullanılmasına kadar yaşama dair ne varsa, hemen her şey onların ilgi alanına girer. Ama nedense MEB, YÖK ve ÖSYM gibi kurumlar Tarih ile birlikte Coğrafya’yı da yok saymaya devam ediyor. Oysa, onlarca medeniyete ev sahipliği yapan dünyanın en stratejik coğrafyasında yaşıyoruz...
Önce dersler seçmeli hale getirildi, sonra sınavlardaki soru sayıları azaltıldı, şimdi de uygulamalı bilimlerden sayılmıyor. Hem de TÜBA yani Türkiye Bilimler Akademisi tarafından!
Lafın bittiği noktadayız. Ne söylesek boşuna!
Nakiller
Üniversiteye girişte, atamalarda ve özlük haklarında olduğu gibi liselere giriş ve nakillerde de ciddi sorunlar yaşanıyor. İşte size bir örnek: “Oğlum, 2018 yılında 0.79 yüzdelik dilimle Kadıköy Anadolu Lisesi’ne yerleşti. Şu an 9. sınıfta. Bu yıl oğlumu tayin nedeniyle Bursa IMKB Fen Lisesi’ne nakil yapmak istiyoruz.
Ancak oğlum KAL’da hazırlık okuduğu için fen lisesine geçince 2019’lularla aynı sınıfa nakil olması gerekiyor.
Sorun da burada başlıyor.
2018’de puanı ve yüzdelik dilimi IMKB Fen Lisesi’ne yetiyordu kendi dönemi için.
Ancak kendi dönemiyle değil bir alt sınıfla 9. sınıfı okuyacağı için bu yıl aynı yüzdelik dilimle puanların 480’lere çıkması nedeniyle e-okul sisteminden nakil yapamıyoruz. Hiçbir okul yöneticisi de bu işe çare bulamıyor.
Sistem nedeniyle hazırlıklı Anadolu lisesinden fen lisesine geçişlerde büyük sorun olmakta. Lütfen bu konuyu gündeme getirin.
Örneğin 2018 yılında 0.1 dilimle 460 puan almış Kabataş Lisesi’ni kazanmış bir öğrenci, bir sonraki yıl fen lisesine geçmek istese 2019 yılında yüzde 10’luk dilimde bir fen lisesine bile geçemiyor. Çünkü puanı yetmiyor. E-okul nakil sistemi puanla nakil yaptığı için elimiz kolumuz bağlı. Lütfen bu konuyu gündeme getirin...”
Ankara bürokrasisine göre çok sıradan ya da önemsiz olan o kadar çok örnek var ki çocuklarımızın ve ailelerinin hayatlarını altüst ediyor.
Evet, çok önemli sorunlar var ama o kişiler için en önemli sorun, kendi sorunları! Ne olur artık bunu anlayalım!