Zafer Partisi'nden 'asgari' eleştirili teklif!

Asgari ücret ve asgari ücrete bağlı olarak maaşları ayarlanan sabit ücretlilerin milli gelirden aldığı payın her yıl gerilediğini ifade eden Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı H. Bartu Soral, 22 bin 104 TL asgari ücret olarak sunulan ücretin hesabını yaparak, "Büyük şehirlerde en düşük ev kirasının 15.000 TL, kıymanın kilosunun 600 TL olduğu, pazar filesinin bin 500 TL’ye dolduğu mevcut şartlarda, emeğiyle geçinmeye çalışan işçilere bu yapılan zam, onları yarı açlığa mahkum etmektir. Sayın Cumhurbaşkanına sormak isteriz; bu insanlar nasıl çocuk yapacak, onları okula nasıl yollayacak? Üstlerine başlarına bir montu hangi maaşla alacaktır? Kaldı ki son 10 yıldır düzenli olarak işçi verimliliğinin arttığını ancak işçilerin payının sabit kaldığını görüyoruz. Artan verimlilikten faydalanan sermayenin ise iş vergi ödemeye gelince yine ortalarda görünmediğine şahit oluyoruz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 2025 yılı asgari ücreti net 22.104 TL olarak belirledi.

Yani kısaca sabit ücretle çalışan vatandaşımıza; sizi, çocuklarınızı, ailenizi açlığa mahkum ediyorum dedi.

Oysa Sarayın 1 dakikalık harcamasının 22 bin TL olduğu gerçeğiyle karşı… pic.twitter.com/pDseYJ1VFu

— Ümit Özdağ (@umitozdag) December 25, 2024

Zafer Partisi olarak biz asgari ücretin, yetersiz olsa bile en düşük 28 bin 427 TL olması gerektiğini söylediklerini ve bu rakamı da bilimsel temele oturttuklarını hatırlatan Bartu Soral, TÜİK verileriyle bakıldığında ana harcama kalemlerini oluşturan kira, gıda, sağlık, ulaşım, eğitim gibi kalemlerde enflasyonun Kasım ayı itibariyle yüzde 64 seviyesinde olduğunu ifade ederek, "Bunun üstüne 2024 yılı büyüme beklentisi yüzde 3,2’yi de refah payı olarak koyduğumuzda asgari ücret zammının en az yüzde 67,2 oranında yani 28 bin 427 TL olması gerektiğini görüyoruz. 28 bin 427 TL de bu hayat pahalılığında yeterli bir rakam değildir ancak bu rakamın daha da yükselmesi Türk ekonomisinin 40 senedir teslim olduğu neoliberal uygulamalardan kopup gerçek bir üretim, kalkınma, bölüşüm atağına kalkması ile mümkündür. TBMM’deki siyasi partilerde böyle bir model ve böyle bir modeli uygulayabilecek donanımda kadrolar yoktur. Zafer Partisi iktidarında üretim, bölüşüm, teknoloji, eğitim bileşenlerinin iç içe geçtiği bir kalkınma modeli uygulanacak ve Türkiye 85 milyonun kazandığı, fırsat eşitliğinin olduğu, üretenin hakkını aldığı, milletin alın terinin yabancı çıkarlara karşı korunduğu bir ülke olacaktır" diye konuştu.