29 Aralık 1994 tarihinde Ankara Esenboğa'dan Van'a gitmek için havalanan Boeing 707-400 tipi Mersin uçağı; kötü hava şartları nedeniyle dağa çarparak parçalanmış, kazada 54 kişi yaşamını yitirmişti. Türk uçuş tarihine 'en korkunç kazalardan biri' olarak geçen bu kazada 22 kişi kurtulmuştu. O kazadan sağ kurtulan isimlerden biri de Ankara'da yaşayan 47 yaşındaki Adem Bilici. Kaza sonrası tüm hayatı değişen Bilici, yıllarca yüzündeki izi saklamak zorunda kaldı. Yüzündeki yara izinden çocukların korktuğunu söyleyen Bilici, yaşadığı korku dolu kazayı hiç unutamadı.
Köy muhtarının 'öldü' diye beyanda bulunması nedeniyle bir buçuk yıl askere gitmek için mücadele eden Bilici, tezkeresine günler kala uçak kazası yaşadı. Bilici, sadece kendinde bulunan korkunç kazaya ait fotoğrafları da uçak biletini de halen saklıyor. Bilici, kazadan sağ kurtulmasını ise emniyet kemerine bağlıyor. Kaza sonrası sürekli kaza anını rüyasında gördüğünü kaydeden Bilici, kaza sonrası bir kez uçağa binebildi.
"Kemerleri takılı olmayanlar, ilk çarpmada fırladılar"
Kazanın ardından kötü günler geçiren Bilici, o gün yaşadıklarını hala unutamıyor. Feci uçak kazasında yaşadıklarını anlatan Adem Bilici “Kazanın gerçekleştiği sırada ben askerdim. Uçağa bindikten sonra sakin geçti hiçbir sıkıntı olmadı. 2 kez iniş yapmak istedi olmamış hava sisliydi, yağışlıydı kar yağıyordu. Ondan sonra 3'üncü seferinde dağa çakıldı. O anda yani mahşerdi. Ölüm anlık bir şeydi. Kemerleri takılı olmayanlar, ilk çarpmada fırladılar. Benim kemerim takılıydı. Suratım parçalandı, dişlerim parçalandı, omzum parçalandı. Allah'ın izniyle ölümden kurtulduk. Sonra ben 10-15 dakika yattım. Üzerime bir parça düşmüş. Etrafta parçalanan insanlar vardı. Köylülerin sesini duydum. Bağırdım 'imdat, yardım edin buradayız' diye. Sesime geldiler. İlk beni kaldırdılar" dedi.
"Bir asker aldı beni köye kadar götürdü"
Yardıma gelenleri uçağın arkasında bulunan yaralılar için yönlendirdiğini belirten Bilici, "Arkada daha kötüler var dedim ben ayakta durabiliyorum, onlara gidin dedim. Bir asker aldı beni köye kadar götürdü. Ambulanslar çok geç geldi çünkü yol yokmuş. Her yer kar. Hala da yağıyor. İlk Van Devlet Hastanesine götürdüler. Beni ilk aldıklarında ben bağırıyorum bana dokunduklarında, her yerim ağrıyor. 22 kişi kurtuldu diyorlar ama benim görebildiklerim 3 kişiydi, daha birçok ölenler oldu" diye konuştu.
"Oradan sağ kurtulan askerlere ulaşabilmeyi çok istiyorum"
Uçakta orta sıralarda oturduğunu söyleyen Bilici, "Kazadan çıkan ölüleri hastanenin bahçesine yığdılar. Yüzde 90'ı tanınmayacak haldeydi. Ben uçağın tam orta kanat kısmındaydım hiç unutmam 17-f. Oradan sağ kurtulan askerlere ulaşabilmeyi çok istiyorum. Ben askerdim, bana normal yolcu statüsü vermiş" ifadelerini kullandı.
"Ben, suratım yüzünden otobüslere binemedim"
Kaza sonrası yıllarca çalışamadığını kaydeden Bilici, "Ben, suratım yüzünden otobüslere binemedim. Kaç kere dolmuşa bindim çocuklar bana bakıp ağladıkları için dolmuştan yerime varmadan indiğim oldu. Oturup kenarlarda ben ağlardım. 2 kez kendi imkanlarımla estetik ameliyatı oldum. Öyle olduğum halde kapanmadı" şeklinde konuştu.
Askere gitmek için bir buçuk yıl mücadele etti
Askere gidişinin de oldukça karmaşık bir durum olduğunu ifade eden Bilici, “Benim askere gidişim de çok enteresandı. Kağıtlarım nasıl olduysa başka bir köye kayıtlıymışız biz. Kağıtlarım çıkmamış. Hatta o köyün de muhtarına sürekli baskın yapmışlar tabi en sonundan 'Adem Bilici ölmüştür' diye rapor vermiş. Bir buçuk yıl geç gittim ben. Kaza demek ki Allah'ın takdiri yani sonuçta o kazayı yaşayacakmışım. Yoksa 15 aydı eğer zamanında gitmiş olsaydım ben askere girdim 10 gün sonra 19 aya çıktı askerlik. Askerliğimi de 19 ay yaptım ben. O kaza muhakkak kaderimde varmış ki bir gecikme oldu yani. Ben askerliğimi çok severek yaptım" dedi.
Apartman görevlisi olarak hayatını devam ettirdiğini ifade eden Bilici, "En ağır işim paspas atmak. Mesela paspas attığım gün sağ kolumun ağrısından yatamıyorum. Ben bunları yaşıyorum, hala da yaşıyorum. Dişlerim sakat benim dişlerim tamamen gitti. O kaza esnasında sadece düşündüğüm yeni çocuğum olmuştu onları düşündüm. Eşimi düşündüm, çocuklarımı düşündüm" diye konuştu.