"Korumanın başkenti" unvanıyla anılan Safranbolu'da 224 yıllık tarihi Demirciler Arastası'nda sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen ustalar, uzun yıllardır severek yaptıkları işlerini zamana karşı mücadele ederek sürdürmeye çalışıyor.
Geleneksel mesleklerin "son halkaları" ustalar, teknolojiye direnerek el emeğine dayalı ortaya çıkarırken, korona virüs salgını sürecinde de zanaatlarını yapmaya devam etti.
Sıcak, soğuk demircilik el sanatlarının üretildiği yaşayan tek lonca çarşısı olan Demirciler Arastası'nda 42 yıldır tarihi konakların büyük ve desenli kapı kilitlerinin ustası Özdemir, salgın sürecinde her gün iş yerini açarak ürün çıkarmaya devam etti. Tedbirler ve salgın nedeniyle ilçeye turist gelmezken Özdemir, internet üzerinden ve telefonla sipariş alarak işini devam ettirdi.
Özdemir, bu süreçte ilçede restorasyonu devam eden konaklara da kapılarda kullanılan kadın-erkek kapı tokmakları, kapı sürgüsü, dış kapının dış mandalları ve kapı kilitleri üretti.
Özdemir, Türkiye'nin neresinden olursa olsun internet veya telefonla kendisine ulaşan insanların bozulan kapı kilidi veya demir parçalarının fotoğraflarını alarak birebir yapıyor, tamamlanan ürünleri de kargo müşteriye ulaştırıyor.
"Teknolojiden faydalanıyoruz"
Özdemir, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, salgın sürecinde işlerinde herhangi bir aksama olmadığını söyledi.
Devam eden restorasyonların kapı kilitlerini yapmaya devam ettiklerini ifade eden Özdemir, "Ecdadın bize emanet ettiği taşınmaz binaların resmi restorasyonlarında herhangi bir makine ve teknoloji işi kullanmadığından yaptığımız eserlerden dolayı bize iş düşmekte. Restorasyonlar durmadı, bizce durmadık. Her ne kadar müşterimiz buraya gelmese de, bizi biraz daha tanıdılar tanıdıkları için buraya gelmelerine gerek kalmadan internet yoluyla onlara bu eserleri ulaştırdık" dedi.
Makine ve teknoloji kullanmadan tarihi konakların kapı kilitlerini, tokmaklarını, sürgülerini el emeği ile yaptıklarını aktaran Özdemir, "Bizim işimiz kapı ve pencerelerin metal işlerini yapmak. Dünya çok küçüldü. Önceden bir mektup gönderiyordunuz haftalar veya aylar sürüyordu. Şimdi öyle bir şey yok. Teknolojiden faydalanıyoruz. Vatandaş herhangi bir ilçeden ne kadar uzak olursa olsun telefon ettiği zaman 'şu şekilde bir kilidim vardı, ama tahrip oldu bunu yenilemek istiyoruz. Bunu bana gönder' dediği zaman internet üzerinden fotoğraflarını alıp, birebir aynısını yapıp kendisine gönderiyoruz" diye konuştu.
Demirciler Arastası'nın 1796'da kurulduğunu anlatan Özdemir, usta, kalfa ve çırakların aynı dükkanda yetiştiğini, yaptıkları eserlerin 200-300 yıl yaşadığını vurguladı.