“KÜLTÜREL VE DUYGUSAL BAĞ KURARAK GÜVEN İNŞA ETMEK 2025’TE DAHA DA ÖNEMLİ OLACAK”
Sağlık turizmi, sadece hizmet kalitesiyle değil, aynı zamanda hastaların güven ve aidiyet duygusuyla da şekilleniyor. Kültürel ve duygusal bağ kurmak, hastaların markaya olan güvenini artırmanın ötesinde, markanın hedef pazardaki toplumla bütünleşmesini sağlıyor. Her pazarın dinamikleri ve kültürel yapısı farklı olduğu için, markalar özelinde iletişim stratejileri geliştirmek önemli hale geliyor. 2021 yılında Londra’da kurulan, kurumsal ve bireysel markalara global pazar odaklı iletişim hizmeti sunan FL Communications kurucusu Furkan Lüleci, ülkelerin dinamiklerinin farklı olduğunu vurgulayarak, “Bir pazarda etkili olan bir mesaj veya kanal, başka bir pazarda aynı etkiyi göstermeyebilir. Bu nedenle, iletişim stratejilerimizi her bir pazarın özel ihtiyaçlarına göre uyarlamalıyız. Örneğin, bazı ülkelerde geleneksel medya kanalları hâlâ büyük bir etkiye sahipken, diğerlerinde dijital platformlar ya da evlere bırakılan dergiler ön planda olabilir. Yerel dilde ve kültürel referanslarla zenginleştirilmiş içerikler, hedef kitlenin markayla daha kolay bağ kurmasını sağlıyor” ifadesini kullandı.
KAPSAMLI İLETİŞİM STRATEJİLERİ İLE KÜRESEL BAŞARI
Günümüzde sadece dijital reklamlara odaklanmanın yeterli olmadığını belirten, entegre ve yerelleştirilmiş iletişim stratejilerinin önemine dikkat çeken Lüleci, “Kültürel farklılıkları göz ardı eden bir iletişim yaklaşımı, hedef kitleyle arasında duvarlar örer. Oysa kültürel anlayışla şekillendirilmiş bir iletişim, markaların küresel arenada sürdürülebilir başarı elde etmesine olanak tanır” uyarısında bulundu.
HEDEF KİTLENİZ GERÇEKTEN SİZİ GÖRÜYOR MU?
Hedef kitlenin önemine değinerek, kitleye ulaşım araçlarına ilişkin projelerin geliştirilmesini öneren Lüleci, şunları söyledi: “40 yaş ve üstü kitle, sağlık turizmi sektöründeki önemli bir paya sahip. Bu nedenle, bu hedef kitleye ulaşmak için yalnızca dijital platformlar ve sosyal medya reklamlarına odaklanmak yetersiz kalıyor. Özellikle ABD ve Avrupa’da dergilerin hâlâ yüksek tirajla okunduğu ve açık hava reklamların milyonlarca insana ulaşma potansiyeline sahip olduğu düşünüldüğünde, bu iletişim kanalları sağlık turizmi hizmetlerini tanıtmak için oldukça değerli hale geliyor. Bu reklam alanları arasında metro istasyonları, otobüs durakları ve üstü gibi kalabalık yerlerin yanı sıra, büyük havalimanlarındaki dijital ekranlar ve billboard’lar, markaların geniş kitlelere ulaşabilmesi için oldukça değerli fırsatlar sunuyor. Geleneksel medya kanallarına dijital platformlardan daha fazla güven duyan bu yaş grubu için dergi reklamları, bilgilendirici haber içerikleri ve hasta hikayeleri gibi içerikler, potansiyel hastaların dikkatini çekmekte etkili oluyor.”
KAPSAMLI VE KÜLTÜREL OLARAK DUYARLI İLETİŞİM ŞART
Sağlık turizmi iletişiminde yerelliğin global medya deneyimleriyle harmanlanarak daha proaktif sonuçlar alacağını belirten Lüleci açıklamasını “Sağlık turizmi sektöründe başarı, yalnızca bir kanala odaklanmakla değil, çeşitli kanalların stratejik bir şekilde birleştirilmesiyle mümkün. Küreselleşen dünyada, markaların hedef kitleleriyle etkili bir iletişim kurabilmeleri için kültürel anlayış ve duyarlılık büyük önem taşıyor. Sağlık turizmi gibi hassas bir alanda, yerelleştirilmiş ve kültürel olarak uyumlu iletişim stratejileri hem hasta memnuniyetini artırıyor hem de markaların uzun vadeli başarısına katkı sağlıyor” ifadeleriyle sonlandırdı.