3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşmasına, taraf avukatları katılırken, Burak S. hakkında 'tüketilecek her çeşit besin veya şeylere zehir katarak veya başka suretlerle bunları bozarak kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürmekten 2 yıldan 15 yıla kadar, 'mala zarar vermek' suçundan da 4 aydan 3 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti. Mahkeme heyeti Burak S. hakkında, 'tüketilecek her çeşit besin veya şeylere zehir katarak veya başka suretlerle bunları bozarak kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürmekten 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
“2 yıl 6 ay neticeten bir ceza verilmiş oldu”
Dava sonrasında açıklama yapan Hüseyin Alyüz'ün Avukatı Kemal Sayılır, süreçten bahsederek, “Süreç basına uzun süre yansıdı. Yaklaşık 2 yıl önce olan elim bir olaydı. Gıda anlamında insanların hazır gıdaya yöneldiği bir zamanda kafalarında soru işareti olan bir durum yaşanmıştı. Biz tazminat davalarımız, süreç içinde geçen bazı hakaret ve müvekkilimin hakkında açılan soruşturmaların sonucunda, müvekkilimin lehine olacak şekilde takipsizlik kararı verilmişti. Bu pizzaya tükürüp servis eden kurye hakkında Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesinde bir dosya vardı. Bugün karar celsesi oldu ve bu kuryeye tükürdüğü tespit edilmesinden dolayı TCK 185'inci madde gereği 3 yıl hapis cezası verildi. TCK 62. Madde uygulanarak 1/6 oranında indirilerek 2 yıl 6 ay neticeten bir ceza verilmiş oldu. Bunun üst sınırı tabii ki çok daha yüksekti. Biz üst sınırından olmasını istiyorduk kendimiz için. Çünkü bu basına yansıması ve bir daha yaşanmaması için bir caydırıcılık etkisi olması inancındaydık. İstinaf yolu açık şu anda. Belirttiğimiz gibi 2 yıl altında kalmadığı için hükmün açıklamasına geri bırakılması hali uygulanmadı. Şu anda kurye için verilmiş, kesinleşmiş olmayan bir hapis cezası var” dedi.
“Bu kadar uğraşın sonucunda cezanın yeterli olmadığını düşünüyorum”
Pizzasına tükürülen Hüseyin Alyüz ise verilen cezanın yeterli olmadığını söyleyerek, “Bu yaşanılan şeyi sadece benim yaşadığım bir şey olarak görmüyorum. Okuduğum bazı şeylerden bu tarz suiistimallerin daha önce birçok kez gördüm. Kendi meslek gurubundaki arkadaşlardan görebiliyoruz bunu. Sadece kendim için düşünmüyorum. Hazır gıda konusunda tüm personel çalıştıran firmalara ya da hazır gıda tüketen insanların da olayı örnek olarak gördüklerini düşünüyorum. Bugün başıma gelse yine aynı şeyi yapardım. İki senemiz geçti. Bununla alakalı birçok mahkememiz var. Bu kadar uğraşın sonucunda cezanın yeterli olmadığını düşünüyorum” diye konuştu.
“O günden beri pizza tüketmiyorum”
Terörün sadece silahla olmadığını, gıda ile de olabileceğini ve olaydan sonra zımbalanmış, bantlanmış paketler olduğunu aktaran Hüseyin Alyüz, “Ortalıkta bir virüs dolaşıyor. Her şey olabilirdi. Ufacık bir hastalık bile olsa zaten adli tıptan alınan raporlarda da mevcut. Kişiye hastalık buluşması söz konusu. Tükürük ile bulaşan birçok hastalık var. Yemek yemiyoruz artık. O günden beri pizza tüketmiyorum. Ağzıma koymadım. Kendini değiştiren firmaların da olduğunu düşünüyorum. Bantlanmış, zımbalanmış şekilde gelen paketler olmuş. Bu da tabii ki benim adıma, herkes için düşünürsek gurur verici bir durum. Terör illa silahla bıçakla olacak değil. Söz ile de oluyor, psikolojik de oluyor, gıda ile de oluyor. Allahtan verilmiş sadakamız varmış” ifadelerini kullandı.