Yeni eğitim- öğretim yılının herkese hayırlı olmasını dileyen Acar, “Yeni dönemin, geleceğe ilişkin sorumlulukların konuşulduğu, eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunlarının çözüme kavuşturulduğu, gelecek yıllara güven ve refah içinde erişmemizi sağlayacak eğitim sistemindeki dönüşümün temellerinin atılarak sağlam sütunlarının yükseldiği bir dönem olmasını temenni ediyor ve istiyor; bu uğurda üzerimize düşen sorumluluğu büyük bir gururla ve özveriyle yerine getirmeye hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.” dedi.
“ÇÖZÜM BEKLEYEN ONLARCA SORUN VAR”
Yeni dönemim birçok sorunla başladığını ifade eden Acar, “Öğretmen açığı, öğretmen istihdamının bölgeler arası dengesiz dağılımı, iş güvencesiz ücretli öğretmen istihdamı, çalışma barışını ve iş motivasyonunu bozan sözleşmeli öğretmenlik ve mülakat uygulaması, yer değişikliği taleplerinin karşılanamaması, yasal düzenlemeye muhtaç kariyer basamakları sistemine süreklilik kazandırılamaması, ek ders ücretlerinin yetersizliği, okul yöneticiliğinin kariyer mesleği yerine ikincil görev olarak yürütülmeye çalışılması, okulların yardımcı personel ve bütçe sorunu gibi birçok konuda beklentileri karşılayan adımlar hâlâ atılmış değildir. Vakit kaybına tahammülü olmayan yapılması gereken çok iş, çözüme kavuşturulmayı bekleyen onlarca sorun bulunmaktadır.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Müfredatı’nın, değerlerine önem veren, bilgiyi beceriye dönüştüren, başarılı nesiller yetiştirecek bir müfredat olarak hayata geçirilecek olması yerinde olsa da yeni müfredatın uygulamaya konularak istenen sonuçları sağlaması ancak öğretmenlerin uyum sağlamasıyla mümkündür. Bu amaçla öğretmenlerin hizmet içi eğitimlerine ağırlık verilmeli; öğretmenler, yeni müfredatı özümsemeleri ve öğrencilerine aktarabilmeleri için desteklenmeli ve teşvik edilmelidir.” diye konuştu.
“TASARRUF, MEMURUN ÜZERİNDEN YAPILMAMALI”
Öğretmenlerin işlerinden memnuniyetleri ya da memnuniyetsizlikleri, eğitimin niteliğini, dolayısıyla da ülkenin geleceğini etkilediğini ifade eden Acar, Öğretmenlerin umutsuzluğa kapılmalarını önlemek ve onlardan kaliteli hizmet almak için, kendilerine en başta iyi bir eğitim sistemi, iyi çalışma ortamı ve iyi imkânlar sunulmalıdır. Sorumluluk sahibi herkes, sorunlara çözüm üretme, beklentileri karşılama gayretinde olmalıdır. Enflasyonist ortamın alım gücünü düşürdüğü, ekonomik toparlanma ve gelişmenin sabit gelirlilerinin ceplerine yansımadığı bir süreç kamu görevlilerinin hayatını zorlaştırmakta, sendikal mücadeleyi çetinleştirmektedir. Enflasyon baskısı altında nefes almakta güçlük çeken kamu görevlilerinin rahat nefes alması sağlanmalı; ücretlerde oluşan kayıpları ve enflasyona yenilme riskini giderecek mahiyette iyileştirmeler yapılmalıdır. Tasarruf, memurun üzerinden yapılmamalı, kamu görevlisi emeklilerinin sesi duyularak beklentileri karşılanmalıdır.” dedi.