Olay, 2016 yılının Ekim ayında Elif Ö.'ye ait 34 VF 8289 plakalı lüks aracın İstanbul'un Bakırköy ilçesinden çalınmasıyla başladı. Araç sahibi Elif Ö. çalınan aracını bulmak adına birçok girişimde bulundu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Oto Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri gece gündüz çalışmasına rağmen aracı bulamadılar. Bu sırada lüks aracın sigortalı olmasından dolayı Elif Ö. sigorta şirketine başvurarak aracın kasko bedelinin tarafına ödenmesini istedi. Sigorta şirketi yapılan araştırmaların ardından Elif Ö.'ye aracın kasko bedelini ödedi.
Yapılan ödemenin ardından sigorta şirketi, çalıntı aracın peşine düştü. Türk Polisi ve İnterpol ile yapılan çalışmaların ardından çalınan aracın yurt dışına sahte ruhsat ve plaka ile çıkarıldığı öğrenildi. Arabanın izini süren sigorta şirketi aracı Gürcistan'ın Batum şehrinde olduğu bilgisine ulaştı. Türkiye ve Gürcistan arasında yapılan yazışmalar ve görüşmeler ardından lüks aracı Türkiye'ye getirerek şirket bünyelerine kattılar. Ancak şirket yetkilileri yaptıkları araştırmalar sonucunda Türkiye'den çalınan ve yasa dışı yollarla Gürcistan'a götürülen 40 milyon TL değerinde çalıntı araçlar olduğunu bilgisine ulaştı. Bir dedektif gibi aracın peşine düşen sigorta firması ilk defa yurt dışında kaçırılan bir aracın Türkiye'ye getirerek büyük bir zafere ulaştı.
“Interpol ve Büyükelçiliği devreye soktuk”
Hırsızlara karşı büyük bir zafer kazanan sigorta yetkilisi Selami Turan yaşadığı zorlu süreci anlattı. Turan, 2016 yılında çalınan aracı 2020 yılının başına kadar peşinde koştuğunu söylerken, “Müşterimize ait ve bizim sigortaladığımız lüks bir aracımız çalındı. Bir süre sonra arabanın bulunmamasından dolayı sigortayı yaptığımız kişiye aracın bedelini nakit olarak ödeyerek mağduriyetini giderdik. Ancak genelde bu durumlarda sigorta şirketleri bir süre içinde bulunmayan arabanın peşinde koşmayı bırakırlardı. Bu sefer biz bunu yapmadık ve çalınan arabanın peşine düştük. Türk polis ve İnterpol ile sıkı bir teknik takip yaptık. Onların tıkandığı noktalarda biz cebimizden ve zamanımızdan harcayarak arabanın peşine düştük. Interpol aracılığıyla arabanın Gürcistan'da olduğu bilgisine eriştik. Sahte evrak düzenleyip oraya götürdüklerini öğrendik. Biz Batum'a giderek gerekli görüşmeleri yaptık ancak bize arabayı teslim etmediler. 3 ay boyunca arabayı kurtarabilmek için çok çaba sarf ettik. Tiflis ve Batum'da resmi makamlara derdimizi anlattık ancak yeterli olmadı. Türk Büyükelçiliğinden yardım isteyerek çözüm bulacağımızı düşündük” dedi.
“Otopark Türk sigorta şirketlerine ait araçlarla dolu”
Türk Büyükelçiliğinin yardımlarıyla aracın teslimi için gerekli evrakları aldıklarını anlatan Turan, "Tekrar Batum'a dönerek arabanın bulunduğu otoparka gittik. Ancak gördüğümüz manzara gerçekten çok acıydı. Toplam piyasa değeri 40-50 milyon TL arasında bulunan arabaları gördük. Otoparkta bulunan arabaların yarısından çoğu Türk sigorta şirketlerine ait yurt dışına kaçırılmış lüks araçlar. Tabi bizi orada iyi karşılamadılar. Çünkü bunun peşine çoğu zaman kimse düşmediği için şaşırdılar. Gürcistan'da bu bir şebeke haline gelmiş ve arabalar sürekli aynı yollarda kaçırılıyor. Ancak biz arabamıza kavuştuğumuz için çok mutluyuz. Arabayı Türkiye'ye geri getirdik ve şirketimize kattık” diye konuştu.