“Gayrimenkul sektörü, son yıllardaki hızlı büyümenin ardından bir durağanlık sürecine girdi. Ancak, sektördeki yatırımların odağı değişmiş değil. Türkiye’de asgari ücret artışlarının sektörümüzü doğrudan etkilemediğini görüyoruz. Gayrimenkul projelerinde maliyetlerin büyük bölümünü arsa fiyatları ve ithal ürünler belirliyor. Ancak asgari ücretin, genel ekonomik dengeler ve çalışan motivasyonu üzerindeki etkisini göz ardı edemeyiz,” dedi.
“KOBİ’LER VE İŞVERENLER İÇİN UZUN VADELİ PLANLAMA ŞART”
Asgari ücret artışının kısa vadede özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeleri zorlayacağını belirten Çimen, uzun vadede ise işletmelerin süreçlerini optimize ederek bu yükü dengeleyebileceğini ifade etti: “Kısa vadede, maliyetlerdeki artış fiyat istikrarını zorlayabilir. Ancak uzun vadeli planlama ve verimliliği artıracak yatırımlar sayesinde bu etkinin sönümleneceğini öngörüyoruz. Sektörümüzün yüksek karlılık oranı ve yenilikçi yaklaşımı bu tür maliyet artışlarına karşı dayanıklılık sağlıyor.”
“ASGARİ ÜCRET ÇALIŞANLAR İÇİN ÇIPA, ŞİRKETLER İÇİN BİR FIRSAT”
Parcel Estates CEO’su, gayrimenkul sektöründe asgari ücretle çalışan personel sayısının sınırlı olduğunu ancak asgari ücretin maaşlar genel seviyesinde çıpa işlevi gördüğünü dile getirdi. Çimen, “Gayrimenkul sektörü geniş bir iş gücüne sahip; inşaat işçisinden mühendise, mimardan satış personeline kadar farklı roller üstlenen ekiplerimiz var. Çalışanlarımızın motivasyonu ve bağlılığı, projelerimizin başarısındaki en önemli unsurlardan biri. Bu nedenle yalnızca maaş artışlarıyla değil, performans odaklı bonus ve teşvik sistemleriyle de çalışanlarımızı destekliyoruz,” dedi.
YILDA İKİ KEZ ZAM TARTIŞMALARI GÜNDEMDE
Yılda iki kez maaş artışı önerisine ilişkin görüşlerini paylaşan Çimen, bu tür düzenlemelerin özellikle emek yoğun sektörlerde çalışan memnuniyetini artırabileceğini ancak işverenler için bütçe yönetimini zorlaştırabileceğini belirtti: “Biz Parcel Estates olarak uzun yıllardır çalışanlarımızla kazan-kazan ilkesine dayalı bir maaş politikası yürütüyoruz. Yılda iki kez zam yapmak, çalışanların refahını artırırken işverenlerin uzun vadeli planlamalarını daha dikkatli yapmasını gerektiriyor. Bu nedenle sektörümüz, yalnızca bugünkü koşullara değil, önümüzdeki 3-4 yıllık ekonomik trendlere göre hareket etmeli.”
“DENGELİ BİR ARTIŞLA EKONOMİYE KATKI SAĞLANABİLİR”
Son olarak, 2025 asgari ücret artışının genel ekonomik görünümü de dikkate alarak belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Çimen, “Sektör olarak, çalışanlarımızın enflasyona ezdirilmediği ancak işverenlerin de sürdürülebilir büyüme hedeflerinden vazgeçmediği dengeli bir artış bekliyoruz. Türkiye’nin ekonomik reformlarla desteklenen bu yeni dönemde daha kapsayıcı bir modelle ilerlemesini umuyoruz,” ifadelerini kullandı.