Yıllardır Fransa'nın Paris şehrinde yaşayan 62 yaşındaki Halis Eyidemir, ziyaret amacıyla Türkiye'ye geldi. Sadece eklem ve baş ağrısı şikayeti ile Özel Ümit Hastanesine başvuran Eyidemir, önce birkaç gün tedavi gördü. Ardından tomografisinin çekilmesi için tekrar hastaneye gelen Halis Eyidemir'in Korona virüse yakalandığı belirlendi. Hastaneye yatırılan aynı zamanda kalp hastası olan gurbetçi vatandaşın tedavisine yoğun bakımda devam edildi. Yaklaşık 3 hafta süren tedavinin ardından yapılan testlerde 62 yaşındaki Halis amcanın hastalığı yendiği öğrenildi.
Doktorları ve sağlık çalışanlarının alkışları eşliğinde taburcu edilen Halis Eyidemir, öncesinde İHA muhabirlerine geçirdiği süreci anlattı. Türkiye'de sağlık sisteminin İtalya ve Fransa'ya oranla ilerde olduğunu belirten Eyidemir, yaşaması Türkiye'de olmasına borçlu olduğunu söyledi.
“Bir yudum su içemez oldum”
Hastalığın başlangıç evresini ve sonrasını anlatan gurbetçi vatandaş Halis Eyidemir, 40 senedir Fransa'nın Paris şehrinde yaşıyorum. 10 Mart günü Türkiye'ye geldim. 7 Mart'ta Paris'te düğün yaptık. Fransa'dan 150 kişi, Avrupa'dan da kuzenlerim geldi 500 kişi. Türkiye'ye geldim daha sonra. Birkaç gün eklem ağrıları çektim. Hafif baş ağrılarım başladı. Dolaştım, geldim, gittim olmadı. Sağlık Ocağına gittim rahat etmedim. Doktorum Ali beyin yanına gittim. Ciğerlerimde hafif enfeksiyon oluyormuş. Röntgen çekildi. Tedaviye de gittim. Tekrar ‘Halis bey gelin' dediler. Tomografi çekilmesi gerektiğini söylediler. Tekrar geldim. Tomografinin ardından ‘sizi göndermiyoruz' dediler. 4 gün yattım. Herhangi bir ateş veya başka bir sorun olmadı. Dediğim gibi eklem ve baş ağrısı çekiyordum. Ondan sonra birden ellerimi kaldıracak halim bile kalmadı. Bilincim yerindeydi ama başka bir şey kalmadı. Oksijen kalmadı ve bir yudum suyu içemez oldum. Yoğun bakımda sağ olsunlar çok çalıştılar. Ben de çok gayret ettim. Yediklerime dikkat ettim. Aşağıda spor yapmaya çalıştım. 68-70'lerde gezen oksijen şu an taburcu olurken 96-97'ye çıktı” dedi.
“Fransa'da 60 yaş üstüne yoğun bakımda bakmıyorlar”
Hastalığı yendikten sonra tavsiyelerde bulunan Eyidemir, konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Kesinlikle başkalarının dışarı çıkmasını istemiyorum. Ben Paris'te kalp ameliyatı oldum. Kalp kapağı taktırdım. O bana apandisit ameliyatından daha kolay geliyordu. Bu hastalığa yakalananlar yaşamak istiyorsa kesinlikle dışarı çıkmasınlar kimseyle görüşmesinler. Nereden gireceği nereden geleceği, girdi mi, çıktım mı belli değil. O kandaki, beyindeki mikrobu aldığı an insanı bitiriyor, tüketiyor. Gerçekten çok zor bir dönüşüm var. Sağ olsunlar Enfeksiyon Uzmanımız Mehmet bey çok sordu, çok düşündü. Kolay bir şey değil. Kurallara uyacak. Kesinlikle yapacağın başka bir şey yok. 14 gün çıkmayacaksın. Benim tavsiyem bu. Güçlü olsunlar, kendilerini bırakmasınlar. Sağlık çalışanları zaten yeterince fazlasını veriyor. Ben çok memnunum. Çocuklarım bile ‘baba iyi ki Türkiye'ye geldin' diyor. Ben sık sık gelip gidiyorum Türkiye'ye. İyi ki geldim. Fransa'da Paris şehrinin banliyösünün olduğu yerde oturuyorum. Benim bulunduğum şehirde 3 tane huzur evi var. Huzur evi demek de, 5 yıldızlı otel gibidir. Bu çevrede gördüm. 6-7 bin lira geliri olan insanlar var hep. O parayla bile Fransa da 2 bin 800 civarında huzurevinde insanlar ölüyor. Ben 62 yaşındayım. Oradaki yoğun bakımda bize bakmıyorlar. Hepimizin bildiği, Lamborgini ile Ferrari ile meşhur olan İtalya, dünyanın büyük fabrika ve marka devi şu an ağlanacak durumda. Biz de üzerimize ne marka giyiyorsak İtalyan. Ama şu anda maske bile bulamıyorlar.”