Türkiye'nin 2012 yılından itibaren devlet tarafından yayınlanan fay haritası, vatandaşlara rehberlik ediyor. Ancak Türkiye'nin farklı illerinde meydana gelen depremlerde yıkılan binalar, yitirilen canlar bir kez daha fay haritasının ve yasaların önemini ortaya koydu.
Fay hatlarının hangi ilçeden, mahalleden, sokaktan ve parselden geçtiğinin santim santim haritasının olduğunu belirten Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, "Devletin resmi olarak yayınladığı 2012 yılındaki aktif fay haritası var. Bu aktif fay haritasına herkes Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) sitesine girerek fay hattının hangi sokaktan hangi parselden geçtiğini net bir şekilde görebilir. Tabi bu yüzde yüzlük doğruluk anlamında değil. Bir bölü bir ölçeğine getirebilmek için ne yapmamız lazım fay ölçme çalışmaları yapmamız lazım. Bunla beraber koordinatlarını belirleyip bunların uygulanabilir plana işlenir hale getirilmesi lazım. Bunların gizli saklı olmaması lazım. Net bir şekilde söylüyorum fay hattının üzerine bina yapmaktan vazgeçin. Fay hatlarını ciddiye alalım. Fay hatları enerjinin boşaldığı noktalardır. Fay hattına ne kadar yakınsa bina o kadar etkilenecek. Size bunun yakınlıkla ölçüsünü söylüyoruz. Yakınlıklarını boş verin Türkiye'de üzerine yapılan binalar var. Bir imar planlarından bahsediyoruz. Bunları yeniden revize etmemiz lazım. İnsanlar öylece fay hatlarının nerede olduklarını bilirler. Ona göre tedbir alabilirler. Ama bu insanların kendi başına yapacakları bir çalışma değil. Bu çalışma belediyelerin ve hükümetin bu işe müdahil olması lazım. Çevre Şehirciliğin böyle bir çalışması var. Fay hattı üzerine bina yaptırmıyor. Ama belediyeler bu işi maalesef dikkate almamaktadır" dedi.
Bundan sonra da depremlerin olacağını belirten Er, ne zaman nerede kaç şiddetinde bunu kestirmenin kolay olmadığını ancak önlemlerin alınabileceğini söyledi. Er, "Türkiye'nin acil fay yasasına ihtiyacı var. Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından uygulandığı gibi fay hattı üzerine yapılaşma verilmemesi lazım. Fay hatları üzerinin yüksek gerilim hatları altında insanların oturmasına nasıl izin verilmiyorsa, yeşil alan olarak bırakılıyorsa, fay segmentleri üzerinde de yapılaşmadan arındırılması lazım. Buraların başka şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Neden bu fay hattı üzerine resmi ruhsat veriyorsun diye sorduğumuz zaman da maalesef bizi duyan da olmuyor. Bu depremlerin uyarıcı olması lazım. Bursa depremi de gelecek. Çünkü depremlerin tekrarlanması periyodu vardır. 150 yılı geçmiş Bursa fayı üzerindeki gerilim artmış durumdadır. Marmara Denizinin içindeki sismik boşluk mevcuttur. Buralarda oluşabilecek depremlerden de Bursa etkilenecektir. 3 milyona sahip olan Bursa, 10 milyon üzerindeki İstanbul, Kocaeli, Balıkesir ve Çanakkaleyi etkileyen depremlere karşı hükümetin acil planlar yapması lazım" diye konuştu.