Necmi Hopaç'ın kolonya şişesi tutkusu 1964 yılında askerden getirdiği şişelerle başladı. O günden bu yana eşinden habersiz kolonya şişesi biriktiren Hopaç, en sonunda evinin bir odasını bunlara ayırdı. Bir oda dolusu şişesi olan Hopaç, gününün önemli bir kısmını onları seyretmekle geçiriyor. Evde torunları Sezgin ve Yusuf Hopaç da babaannelerinin kızmasına rağmen dedelerine destek veriyor.
'Bende bu hastalık'
Çocuk yaşlarda merakının başladığını söyleyen Necmi Hopaç, “Çocuklukta başlayan merakımı askerden geldikten sonra devam ettirdim. Nereden kaynakladı, içime doğdu. 1964'te askerden gelirken getirdiğim şişeler var. 1970 yılında da arkadaşımın İstanbul'da şişe cam fabrikası vardı, bu şişelerin çoğunu oradan getirdim. Ondan sonra ufak tefek aldım. Bu sene çok verdim. 3 binden fazlaydı ama biraz dağıttım. Şimdi buradakiler kendime kaldı. Daha bunlardan kimseye vermem. Dağıttım dağıtacağım kadar. Akşam gelip burada bakıyorum, seyrediyorum. Yatmadan önce illa gelip bakacağım. Sabahtan kalkınca yine anı. Bende bu hastalık" dedi.
“Annem karşı çıksa da babam bu hastalıktan vazgeçmedi”
Oğlu Cihan Hopaç, “3 bin şişe kolonya var. Bunlar tütün kolonyası, Samsun kolonyası, Trabzon gecesi, yeni çıkan incirli, zeytinli ve farklı farklı tütün kolonyalar. Sarı renginden tut, kırmızı, dereceleri farklı olanlar çeşit çeşit her türlü kolonya var burada. Biz biraz kızıyorduk. Annemden habersiz çok kolonya getirdi. Samsun'a gidip habersizce gizlice kolonyaları eve getirirdi. Özellikle annemden habersizce, annem çok kızıyordu. Çünkü bayağı bir yatırım var burada. Eşe dosta çok verdi. Babamın özellikle şişe hastalığı çok. Kalpli, desenli, Kıbrıs haritası olan var. Kılıçlı olanlar var. Babamın özellikle şişe hastalığı. Kolonyayı da hobi haline getirmiş. Annem karşı çıksa da babam bu hastalıktan vazgeçmedi. Gününün fazlalığını bu odada geçiriyor. Şişelerle yatar, temizler buralarda oyalanır. Onun hayatı, ikinci eşi bu odada. Annemle öbür tarafta, babam burada kolonyalarla birlikte kalıyor” diye konuştu.
“Fuzuli yere para veriyor diye çok kızıyordum yine de dinlemedi”
Eşi Zennüre Hopaç (64) ise, “Kızıyordum ama yine de alıyordu, hala yine alıyor. Fuzuli yere para veriyor diye çok kızıyordum yine de dinlemedi” ifadelerini kullandı.
“Alaçam halkı olarak biz çok memnunuz”
Fatih Mahallesi Muhtarı Duran Aydın da, “Necmi ağabey yıllardır bu işi yapmakta. Sürekli kolonyalarıyla ilgileniyor, temizliyor. Ziyarete gelen arkadaşlarımıza gösteriyor. Çok güzel bir koleksiyon. Bundan da mahalle muhtarı olarak, mahalle halkı olarak, Alaçam halkı olarak biz çok memnunuz” şeklinde konuştu.