Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını Hz. Ali Camisi'nde kıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan namazın ardından kendisini bekleyen basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Rejimin İdlib'te devam ettirdiği saldırılar hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne yazık ki rejimin, ateşkes ile alakalı attığımız adıma uymadığının çok açık bir ispatıdır. Pazar günü Berlin'de olacağız. Tabii Sayın Putin de Berlin'de olacak. Berlin'de bu konuları Putin'le etraflıca ele almayı düşünüyoruz. Aksi takdirde şu anda İdlib'teki gelişmeler ne yazık ki sıkıntı verici. Kuzeybatıdan kuzeydoğuya doğru o koridorda sıkıntılar var. Malum 3 tane şehidimiz oldu.
Kendilerine Allah'tan rahmet diliyorum ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Bunu biz karşılıksız bırakamayız, bedelini çok daha farklı ve ağır bir şekilde ödeteceğiz. Fakat İdlib'teki son gelişmelerde 20'e yakın sivil vatandaş o bölgede şehit edildi, öldürüldü. Ve bahane her zaman hazır. Bahane şu, terör örgütleri orada şunu bunu yapıyor, hepsi yalan. 3 yaşında 4 yaşında, öbür tarafta malum annelerden evlatlarının yanında terörist mi olurmuş. Ekranlarda da görüyoruz. Kocasını 2 - 3 ay önce kaybetmiş bir anne 6 çocuğuyla orada çadırların altında kendine yer bulmaya çalışıyor. Bunlar sivil. Bu olaylar karşısında şahsen Berlin süreci ağırlıklı Libya gibi görünse de ben İdlib konusunu etraflıca gündeme getirmeyi düşünüyorum. İkili görüşmelerde yine İdlib üzerinde durmayı düşünüyorum” dedi.
Hafter hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben karanlıkların okuyucusu değilim. Bu adam da güvenilir bir adam değil. Trablus'u dün yine bombalamaya devam ettiler. Bunu çok açık net Berlin'de göreceğiz ve Berlin'de söyledikleriyle hemen ardından 1 gün, 2 gün sonra ne yaparlar göreceğiz. Bundan dolayı da ben gerek Pazar gününü, gerek Pazartesi, Salı Çarşamba, bu günleri çok çok önemsiyorum. Temenni ederim ki verdikleri sözün arkasında dururlar. Aksi takdirde biz de bunların takipçisi olacağız” diye konuştu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun kendisine verdiği mektup hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu mektup gizli bir mektup. Kendisi böyle açıklama yaptı mı yapmadı mı bilmiyorum ama mektubun içeriğinde sizin anlattıklarınızdan daha farklı şeyler var. Bunları benim açıklamama gerek yok. Çünkü eğer kişiye özel bir mektupsa üzerinde özellikle kapalı olan kısımda çizikler varsa bu şahsa aittir. Benim bunu açıklamam doğru olmaz. Ama ben gündemde olan konu olması nedeniyle, Kanal İstanbul konusu bu şahsın konusu değil, bizim konumuz. Ve benim belediye başkanlığımdan bu yana adımını attığım bir konu. Başbakanlığım döneminde de sür'atlendirdiğim bir süreçtir.
Örneğin yurt dışından Şeyha Moza'nın burada şu kadar yeri var, şu var falan. Hanımefendinin burada böyle bir yeri söz konusu değil, yalan. Son günlerde bir şey ortaya çıktı. CHP'liler burada yer kapatıyor diye bir şey çıktı. Bu da benim derdim değil. Parası olan gider nerede ne alacaksa, satıcısı bellidir, alıcısı bellidir. Alırsa alır. Bugün İspanya'da Miami'de şurada burada gidip yer alanlar var. Kimse neden buradan böyle bir yer aldın diyor mu ? Biz de ülkemizde yasal düzenlemeler yaptık. Düzenlemeler neticesinde yabancılara da arazilerimizin satışlarını açtık. Yerli olanlar da zaten alabiliyor. Ama ben bununla ilgili olarak, Kanal İstanbul güzergahında böyle satışların yapılmasına yönelik imkanı tanımış değiliz. Burada tarlalar olduğu gibi arazisi arsası vesaire var.
Bizim derdimiz başka. Kanal İstanbul'la dünyaya bir sinyal veriyoruz. Nasıl Süveyş varsa, Panama varsa, buna benzer birçok doğal kanallar gibi sanal kanallar varsa. Biz de sürekli olarak çevremizi tehdit eden, İstanbulumuzu, boğazımızı tehdit eden bu geçişe karşı kendimiz biz kanal yapıyoruz. Bu kanal İstanbul' farklı bir güzellik getirecek. İki yakası ile gayet güzel bir planlama ve projelendirmeyle İnşallah bambaşka bir güzelliğe sahip İstanbulumuz zenginlik kazanacak.
Örneğin mesela 500 bin kişinin yerleştirilebileceği yerde buraya akın olacak, insanlar buraya taşınacak gibi birçok şeyler söyleniyor. Belediyecilik veya kamu yönetimi veya devlet, planlama üzerine hayatını sürdürür. Eğer siz planlamacılıkta başarılı iseniz buraya en güzel şekilde bunu yapar ve ona göre de hem şehrin güzelliğini artırır hem de planlama noktasında da insanlarınızı mağdur etmeyecek şekilde buralara yerleştirirsiniz. Dolayısıyla biz Kanal İstanbul'da kararlıyız, bununla ilgili finansman noktasında da ciddi bir arayış söz konusu değil. Adımımızı süratle atacak ve birkaç ay içerisinde bunu açıklayacağız” dedi.
FETÖ'cü Adil Öksüz ile ilgili yöneltilen soruya, “Şu anda eğer yakalanma noktasına geldiyse zaten gözünün yaşına bakmayız gereği neyse yaparız. Bu konuda MİT olsun emniyet teşkilatımız olsun ciddi dayanışma içerisinde bu süreci işletiyorlar ve yakalandığı anda da Fizan'da olsa alır gelir gereğini yaparız” şeklinde konuştu.
Öğrencilerin bugün karne almaları hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk yarı bugün son buldu. Bütün yavrularımızı gözlerinden öpüyorum. Hepsini tebrik ediyorum. Torunlarımın hepsi en küçüğünden en büyüğüne başarılı karneleriyle geldiler. Maşallah bu da bizler için iftihar vesilesi. Bu nesil başka olacak. Bu nesil inşallah başarılarla dolu geleceğimizi inşa edecektir. Ben karne hediyelerini istemeden dağıttım” dedi.
Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan basın mensubunun “Almanya Başbakanı Merkel 24 Ocak'ta İstanbul'a gelecek mi” sorusuna “Evet, İstanbul'a gelecek” diye cevap verdi.