Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Perşembe günü Moskova'ya giderek Putin ile bu gelişmeleri değerlendireceğiz. Temenni ederim ki orada artık ateşkesti veya atılacak diğer adımlardı bunları atar ve bu işi süratle bir neticeye kavuştururuz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve beraberindeki STK temsilcilerini kabul etti. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye'nin Suriye sınırlarında ve özellikle İdlib'te tarihi bir mücadele verdiği şu dönemde, gösterdiğiniz birlik ve beraberlik için teşekkür ediyorum. Türkiye'nin en büyük gücü bu birliği, beraberliği, kardeşliği ve dayanışmasıdır. Böyle yumruk gibi bir arada olduğumuz sürece Allah'ın izniyle bu ülkenin sırtını yere getirebilecek hiçbir güç yoktur. Türkiye'nin Suriye'de yürüttüğü mücadelenin vatan topraklarımızı ve özgürlüğümüzü koruma, bayrağımızı ve ezanımızı yaşatma, geleceğimize sahip çıkma mücadelesi olduğunu buradaki fotoğraf ile bir kez daha teyit ediyoruz. Ülkemizi terör örgütleri ile kuşatma, şehirlerimize gözünü diken rejimlerle tehdit etme, ekonomik tuzaklarla tökezletme peşinde olanlara aradıkları fırsatı vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Şubat ayının başlarında bir sürecin başladığına dikkat çeken Erdoğan, “4 milyona yakın mülteci bizim ülkemizde. Şimdi de 1.5 milyon mülteciyi sınırlarımıza sürmek suretiyle bize bir yük daha getirmek istediler. Aylar önce ben bir açıklama yaptım. Eğer bir yük paylaşımına batı girmezse kapıları açarız dedim. Ama bunlar bu işi hafife aldılar. Şimdi kapıları açınca telefon telefon üstüne gelmeye başladı. ‘Kapıları kapatın.' Dedik ki bitti o iş, artık kapılar açılmıştır, şu anda sizler bu yükten nasibinizi alacaksınız.
Dün itibarıyla rakam ciddi manada yükseldi ve yükselmeye devam ediyor. Şimdi yine telefonlar, bu akşam Bulgaristan Başbakanı ile bir araya geleceğiz ve aynı zamanda Şansölye Merkel ile bir telefon görüşmemiz olacak. Bir de bir araya ayrıca 4'lü, 5'li gelelim gibi teklifler var ve Perşembe günü Moskova'ya giderek Putin ile bu gelişmeleri değerlendireceğiz. Temenni ederim ki orada artık ateşkesti veya atılacak diğer adımlardı bunları atar ve bu işi süratle bir neticeye kavuştururuz” diye konuştu.
“15 Temmuz'da Ankara'da, İstanbul'da başaramadıklarını Suriye üzerinden hayata geçirmeye çalışanları bir kez daha hüsrana uğratmakta kararlıyız” diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, “15 Temmuz'un hemen ardından başaramayacaksınız, milletimizi bölemeyeceksiniz, vatanımızı parçalayamayacaksınız, ezanlarımızı susturamayacaksınız, bu halka boyunduruk vuramayacaksınız, bin yıldır yürüdüğümüz bu yoldan bizi geri döndüremeyeceksiniz demiştik, bugün de aynısını söylüyoruz.
Bu sabah itibarıyla şu ana kadar 135 tank, 22 zırhlı araç, 45 top, 44 çok namlulu roketatar, 5 hava savunma rampası, 12 tank savar, 4 havan, 29 pikaba monteli uçaksavar, 1 İHA, 8 helikopter, 49 çeşitli araç, 7 mühimmat rampası, 24 zırhlı araç, 9 mühimmat depo olarak kullanılan binalar, 2 uçak dün sabah biliyorsunuz, 2 füze rampası ve bu arada son rakam 2 bin 557 rejime ait asker ve bunun yanında tabi ki orada yardımcı olarak onlarla beraber bu mücadelenin içinde olan kişiler. Bunlar da etkisiz hale getirildi, öldürüldü. Çünkü bu şehitlerimizin yeri kanı yerde kalmayacak dedik. Bunların bir defa bedelini ödeteceğiz dedik” açıklamasında bulundu.
Erdoğan, “Evvelsi gün bir şehidimizi ebediyete uğurladık, Emre yavrumuzu. Dün akşam evlerindeydim. Orada aileyi gördüğümde 55 gün terhisine kalan kardeşi bile ‘başkanım ne olur ben askerliğime devam edeyim' diyor. Bu millet böyle ve ruhunda o aşk, heyecan, coşku var. Hep deriz ya bir ölür bin diriliriz. Dünyada Türk milletinden başka bu kadar kısa sürede bu kadar çok saldırıya maruz kalıp ayakta kalabilecek başka bir toplum var mıdır, zannetmiyorum. İçimizdeki bazı gafillerin desteği bile bu oyunun başarıya ulaşmasına yetmemiştir.
Milletimizin ortaya koyduğu istiklali ve istikbali için ne gerekiyorsa yapma kararlılığı artarak sürüyor. Kahraman askerlerimiz Suriye'nin dört bir yanında teröristlerle ve zalim rejimin unsurlarıyla mücadele ediyor. Bize düşen bir yandan onlara dua etmek diğer yandan kendi işimizi en iyi şekilde yaparak ülkemizin güçlenmesine kalkınmasına katkıda bulunmaktır. Şehitlerimizin kanlarını silah arkadaşları yerde bırakmıyor. Her bir şehidimize karşılık onlarca rejim unsurunu etkisiz hale getirerek uçağından tankına tüm malzemelerini imha ederek çok ağır bedeller ödetiyoruz. Dün Neyrab Havaalanını da yerle yeksan ettik” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, STK temsilcilerinden beklentisinin, bu mücadeleye kendi alanlarındaki gayretler ile destek vermeleri olduğuna belirterek, “Türkiye'nin son 17 yılda diğer alanlarla birlikte savunma sanayinde kat ettiği mesafe olmasaydı bugün böyle bir mücadeleyi çok daha zor şartlarda yürütmeye çalışıyor olacaktık. Birileri size silah mühimmat göndersin de ondan sonra ben bu mücadeleyi yürüteyim derseniz sizi geçmişte olduğu gibi yaya bırakırlar. Şimdi biz bunları kendimiz üretiyoruz ve onlarla beraber bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Kimsenin inayetine, yardımına, desteğine muhtaç duymadan harekatlarımızı icra edebiliyorsak bugüne kadar döktüğümüz terler, elde ettiğimiz neticeler sayesindedir.
Artık bizim yerli İHA ve SİHA'larımız var. Bütün bunlarla beraber de buralarda icrai faaliyet yapıyoruz. Geleceğimize daha güvenle bakabilmek için sahada askerimizle, ticarette, sanayide, tarımda, üretimde, hizmette sizlerle saflarımızı daha sıklaştırarak yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Sizler daha çok çalışarak, üreterek, ihraç ederek, istihdam sağlayarak hem kendiniz daha çok kazanacak hem de ülkemize daha çok kazandıracaksınız. Temennimiz, bir an önce bu mücadeleyi zaferle neticelendirerek daha fazla kan dökülmesinin önüne geçmektir. Bunun için sahadaki mücadelemiz yanında tüm diplomatik kanalları kullanıyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.