Savaş bölgelerinde kadınların tecavüze, cinsel köleliğe ve fiziksel şiddete uğradığını hatırlatan Aksakal, kadınların savaşın getirdiği göç nedeniyle şiddetin en acımasız haline maruz kaldığını söyledi. Laikliğin, kadınların haklarının korunması için en temel ilke olduğunu belirten Aksakal, “Laiklik, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için de vazgeçilmez bir koşul. Laikliği savunmak özgürlüğümüzü savunmak için zaruridir. Artan kadın ve çocuk yoksulluğuna karşı ‘Toplumsal Cinsiyete Dayalı Bütçe’ talebimizle alanlarda olmaya devam ediyoruz. 2024 yılında bugüne kadar 402 kadın katledildi. Üstelik bunun içinde kayıtlara şüpheli ölüm olarak geçenler yok. Hastaneye kaldırılan ve orada hayatını kaybedenler yok” diye konuştu.
Kadınlara yönelik şiddete karşı daha caydırıcı cezaların getirilmesini, uygulanmasını ve güçlendirilmesini isteyen Aksakal, 6284’in etkin biçimde uygulanmasını talep etti. Her alanda toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade eden Aksakal, “Özellikle kamu personeli toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde eğitimler verilmelidir. Okullarda okul öncesi eğitimden başlayarak toplumsal cinsiyet eşitliği dersi konulmalıdır. Oğlan çocuklarına şiddetin kabul edilemez olduğu, kadınların eşit haklara sahip olduğu öğretilmelidir. Kız çocuklarına ise kendi bedenlerine sahip çıkmayı, hayallerini gerçekleştirmeyi öğretmeliyiz. Unutmayalım ki kadınların özgürlüğü, toplumun özgürlüğüdür. Yaşasın kadın dayanışması. İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz” dedi.
Etkinlik, basın açıklamasının ardından 'Şiddet ve türleri atölyesi' ve forum ile devam etti.