İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter hesabı üzerinden terörle mücadeleye ve NATO'ya ilişkin açıklamalarda bulundu. Altun, “Türkiye'nin istediği çok net! Nasıl ki biz, mülteci krizini yöneterek ve DEAŞ ile mücadele ederek NATO'ya en fazla katkı sağlayan ülke olup müttefiklerimizin güvenliklerine destek veriyorsak, müttefiklerimiz de terör örgütleriyle mücadelemizde bize destek vermelidir! Müttefiklerimiz, PKK/YPG/PYD'ye destek vermeye bir son vererek üzerlerine düşeni yapmalıdırlar. Müttefiklerimizin, 15 Temmuz darbe girişiminin faili FETÖ firarilerini iade ederek bizimle iş birliği yapmaları gerekmektedir. Teröristlerin, Avrupalı müttefiklerimizden yardım, destek ve sığınma imkanları bulmasına izin verilmemelidir” ifadelerini kullandı.
“Avrupalı müttefiklerimizse bu devasa sorun karşısında bize yardım etme hususunda çekingen davranmaya devam ediyorlar”
Altun, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Yüz binlerce Suriyelinin ülkelerine dönebilmelerini sağlamak için Suriye'ye güçlerimizi gönderdik. Çok büyük bir bölgenin, teröristler için güvenli bir liman haline gelmesinin önüne geçtik. Müttefiklerimizse bu çabalarımızı destekleyecekleri yerde eleştirilerde bulundular! Bizi eleştirenler, ulusal güvenlik endişelerimizi ve NATO üyeliğimizi sorgulama cüretini gösterdiler. Biz bugüne dek en ciddi tehlikeler karşısında bile ortak güvenlik uğruna NATO'ya en fazla katkı sunan ülke olduk. Yakın bir gelecekte de ulusal güvenliğimizden taviz verme niyetinde değiliz! İçinde bulunduğumuz dönemdeki en ciddi insani krizin bir sonucu olarak Türkiye, 3,6 milyondan fazla Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor. Bu uğurda birçok kaynak ve on milyonlarca dolar harcandı. Avrupalı müttefiklerimizse bu devasa sorun karşısında bize yardım etme hususunda çekingen davranmaya devam ediyorlar.”
Dörtlü Zirve'nin bu meseleleri açık yüreklilikle ele alma açısından mükemmel bir fırsat olduğunu kaydeden Altun, “Bu zirve aslında bu meseleleri açık yüreklilikle ele alma açısından mükemmel bir fırsattı. Türkiye'nin uluslararası teröre karşı mücadelesinin yanı sıra güvenlik ihtiyaçlarının ve endişelerinin de kabul edilmesi gerekmektedir. NATO ancak ve ancak anlamlı bir diyalog aracılığıyla güçlendirilebilir” ifadelerine de yer verdi.