25 Şubat 2005 tarihinde Elazığ'dan Irak'a hazır beton taşıyan Turan Ünal'ın (48) kullandığı tır, Kerkük-Tikrit yolunda yakıldı. Olayı zamanında üstlenen Ensar El Sünnet terör örgütü, biri Elazığlı Turan Ünal 2 şoförü öldürdüğünü öne sürdü. Ardından Irak'tan yanmış bir ceset Türkiye'ye getirildi fakat yapılan DNA testinin sonucu Ünal ve ailesi ile uyuşmadı. 2 çocuk babası Ünal'ın öldüğü ya da kaçırıldığı belirlenemezken, ailesi 15 yıldır bir umutla geleceği günü bekliyor. Ünal'ın ölmediğine ve tutsak tutulduğuna inanan aile, yetkililerden yardım bekliyor.
15 yıldır oğlunun yolunu gözlediğini belirten 68 yaşındaki anne Şaziye Ünal, “Şubat ayıydı, Cuma günü saat 17.00'da bir haber geldi. Dediler ki, arabayı yakmışlar, Turan'ı da kaçırmışlar. Bu haberi bize onun çalıştığı firma verdi. Ondan sonra da inkar ettiler. Daha sonra cenazesi geldi dediler, Silopi'ye kadar gittim. Bekledik gelmedi, ondan sonra bir tane cenaze geldi, o da bize ait değildi. DNA testi yapıldı, başkasının cenazesiydi. Evime kadar geldiler ve bu cenaze sizindir dediler. Cenazeyi alın ve istediğinizi alacaksınız dediler, kabul etmedim. Onlara, 'Çocukları babasız kaldı, bunlara ne olacak' dedim. Ben oğlumu istiyorum, başka bir şey istemiyorum dedim ve çekip gittiler” dedi.
"15 yıldır oğlumun yolunu bekliyorum"
Her gün televizyon izleyerek sevindirici bir haber beklediklerini dile getiren anne Ünal, “15 yıldır oğlumun yolunu bekliyorum. Onun oğlu, şimdi 29 yaşında, kızı da 21 yaşında. Diyarbakır'daki anneleri gördükçe içim yanıyor. Keşke benim de gücüm kuvvetim yerinde olsaydı da oraya gidip orada otursaydım diyorum. Çocuklar gelip ailesine kavuştu. Allah'ım benimkini de bana kavuştur. Hep bekliyorum. Gece gündüz televizyondan ayrılmıyorum. Hep haber izliyorum. Benim günüm 15 yıldır bu şekilde geçiyor. Bende her hastalık çıktı. Bize de yazıktır. Yani benim oğlum, terörist veya mahkum değildi. Çocuklarının rızkı için oraya gitti. Cumhurbaşkanımız herkese yardımcı oluyor, Allah ondan razı olsun. İnşallah bize de yardımcı olur” şeklinde konuştu.
"Ölü mü, diri mi bilmiyoruz"
Ağabeyinin Irak'a hazır beton götürdüğünü aktaran 43 yaşındaki kız kardeşi Aynur Karabulut ise, “25 Şubat 2005'te burada çalıştığı firma ile Irak'a hazır beton götürüyordu. Olay orada oldu. Arabası kurşunlanmış ve yakılmış. Bize yanmış bir ceset teslim edildi ve DNA testi yapıldı, bize ait çıkmadı. Yıllardır mücadele ediyorum ama hiçbir şekilde hiçbir şeye ulaşamıyoruz. Ölü mü veya diri mi bilmiyoruz ama aldığımız duyumlara göre yaşıyor. Birtakım örgütlerin elinde olduğu söyleniyor ama hangi örgüt olduğunu bilmiyoruz. Bu konuda devletimizden yardım bekliyoruz. O zamandan beri kendimce hukuk mücadelesini vermeye çalışıyorum ama hiçbir neticeye ulaşamıyorum” diye konuştu.
"Yaşadığına dair birtakım duyumlar alıyoruz"
Ağabeyini ölü veya diri geri istediklerini söyleyen Karabulut, “Çok özledik. Yaşadığına dair birtakım duyumlar alıyoruz. Artık nasıl ulaşılır onu da bilmiyorum. Tek istediğimiz şey, büyüklerimizden bize yardım etmeleri, özellikle Cumhurbaşkanımızdan rica ediyorum. Artık annemin de bizim de acımıza, özlemimize, hasretimize bir son verilsin istiyorum. Çocukları babasız büyüdü, özlem ve hasretle büyüdüler. Sonuçta bir şekilde gidip gelen şoförler ve arkadaş çevresinden yaşadığına dair duyumlar alıyoruz. Hatta birileri Irak'ta bir kampta ağabeyimle görüşmüş ve konuşmuş. ‘Tutsağım, beni bırakmıyorlar. 4-5 yıla kadar anca beni belki bırakırlar' demiş. O zamandan beri hiçbir ses yok” ifadelerini kullandı.