Özgecan'ın ailesinin feryadı: 'Her gün ağlıyoruz. Hepimiz ölüyüz'
Mersin’in Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015’te vahşice öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın katledilmesinin üzerinden 5 yıl geçti. Özgecan’ın annesi Songül Aslan, kızlarıyla birlikte kendilerinin de öldüğünü belirterek, devlete çağrıda bulundu.…
Çağ Üniversitesi öğrencisi Özgecan Aslan, bundan tam 5 yıl önce, Tarsus ilçesindeki okulundan evine dönmek üzere bindiği minibüste vahşice katledildi. Kızlarının Mersin'deki eve dönmemesi üzerine polise başvuran Aslan ailesi, iki gün sonra aldıkları haberle yıkıldı. Özgecan'ın cesedi, 13 Şubat 2015 tarihinde Tarsus-Ankara karayolu Çamalan köyündeki Cin Deresi'nde yanmış halde bulundu. Özgecan, 14 Şubat 2015'te, Mersin ve farklı illerden gelen binlerce kişinin katılımıyla son yolculuğuna uğurlandı.
Evine dönmek için bindiği minibüste tecavüze direnirken hunharca katledilen 19 yaşındaki Özgecan'ın davası, sadece Türkiye'ye değil tüm dünyaya mal oldu. Kadına şiddetin simgesi haline gelen Özgecan, tüm kadın örgütlerini harekete geçirirken, katilleri olan 3 sanığa verilen indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla da benzer davalarda emsal oldu.
Kızlarını mezarı başında andılar
Aslan ailesi, 5'inci ölüm yıl dönümünde kızları Özgecan'ı mezarı başında andı. Mersin Akbelen Şehir Mezarlığındaki mezarda, kızları için dua okutan anne Songül Aslan ve baba Mehmet Aslan, duygulu anlar yaşadı. Anne Aslan, zaman zaman gözyaşlarını tutamazken, Özgecan'ın babaannesi Güler Aslan de mezar taşını öperek, gözyaşı döktü.
“Biz hepimiz ölmüşüz. Bu acılar bitsin artık”
Kızı için dua okuyan Songül Aslan, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, kadın cinayetlerinin sona ermesi için devlete çağrıda bulundu. Özgecan'ın unutulmadığı ve unutturulmadığı için herkese teşekkür eden anne Aslan, “Özgemi katledenler Allah'ından bulsun. Lütfen devlete sesleniyorum; bu iş artık bitsin. Başka canlar yanmasın. Evlatlarımız, masum kızlarımız birer birer katlediliyor. Bunun sonu nereye gidecek bilmiyorum. Biz her gün zaten ağlıyoruz. Hepimiz ölüyüz. Yani biz hepimiz ölmüşüz. Bu son bulsun. Bu acılar bitsin, başka canlar yanmasın. Özgemin hayalleri vardı, hiçbirini yapamadı. Hiçbir suçu yoktu. ‘Dünyanın en iyi psikologu olacağım anne' diyordu. Hiçbirini yapamadı. Devletimize sesleniyorum; lütfen bitsin bu acılar” dedi.
“Onlar kalbimizde yaşıyor”
Baba Mehmet Aslan ise herkesin katledilen bütün kadınlar ve çocuklar için Fatiha okumalarını istedi. Baba Aslan, “Dile kolay 5 yıl geçti aradan. Devlet büyüklerimiz, ‘Unutturmayacağız, unutmayacağız' demişlerdi. Bu anlamda her yıl bizleri yalnız bırakmadınız. Sizlere çok teşekkür ediyorum. Senede bir kere de olsa kızıma bir Fatiha okursanız, bütün masum kızlarımız, kadınlarımız, katledilmiş bütün çocuklar için birer Fatiha okuyalım. Zaten hepsini anıyoruz, onlar kalbimizde yaşıyor” diye konuştu.
Devletin bu konuyla ilgili çaba harcadığını bildiklerini ancak sorunun tek boyutlu olmadığını vurgulayan Aslan, “Sorun, çok boyutlu bir sorun. Bunun etraflıca ele alınması gerekiyor. 21. yüzyılda yaşıyoruz; kadınların, çocukların katledilmesi. Psikolojik durumu iyi olmayan insanların tedavi edilmeleri gerekiyor. Burada sadece devlete değil, hepimize görev düşüyor” ifadelerini kullandı.