Hrant Dink Vakfı'na yönelik tehdit soruşturmasında yeni gelişme
Geçtiğimiz günlerde Hrant Dink Vakfı’na ayrı tarihlerde gönderilen tehdit mesajlarına ilişkin yürütülen soruşturma sürerken, “nitelikli tehdit” suçlamasıyla tutuklu yargılanan şüphelilerin örgüt bağlantılarının olup olmadığının açığa çıkarılması için el konulan dijital…
Edinilen bilgilere göre; söz konusu vakfa yönelik biri 27 Mayıs akşamı, diğer 28 Mayıs gecesi saat 03.49'da olmak üzere 2 ayrı tehdit içerikli mesaj gönderen H.A. İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğünce Konya'da, 30 Mayıs 2020 günü e-posta yoluyla ikinci tehdit mesajı gönderen E.B. ise İstanbul'da yakalanarak gözaltına alınmış, zanlılar çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine konulmuştu.
- Zanlılar, daha önce çok sayıda polisiye soruşturma geçirmiş
Şüphelilerden H.A.'nın daha önce farklı kişilere yönelik “kasten yaralama”, “tehdit” ve “hakaret” gibi suçlardan polisiye soruşturma geçirdiği saptanırken, bir müddet Amerika'da yaşadığı ortaya çıkan ve belli oranda akli dengesinin yerinde olmadığı ileri sürülen E.B. adlı failin ise “kasten yaralama”, “tehdit”, “uyuşturucu madde kullanmak” ve “parada sahtecilik” gibi birden fazla olaydan kriminal düzeyde suç dosyası tespit edildi.
- İlk bilgiler, kendi aralarında doğrudan bir bağ olmadığı yönünde
Soruşturmanın ilk aşamasında, bir birine yakın tarihlerde e-posta yoluyla atılan tehdit mesajlarıyla ilgili her iki sanığın kendi aralarında herhangi bir bağ tespit edilemediği öne sürüldü. Tutuklu sanıkların, söz konusu vakfa bundan önceki dönemde telefon platformlarındaki mesajlaşma uygulamalarından ya da ‘e-posta' niteliğinde herhangi bir mesaj gönderip göndermedikleri, ayrıca vakfın bulunduğu adresin çevresine gidip gitmediklerinin de araştırıldığı kaydedildi.
- Dosyadaki dijitaller Siber Şube'de
Tehdit davasını yürüten soruşturma savcısının, sanıkların herhangi bir örgütle bağlantılarının olup olmadığının araştırılması için şüpheli kişilere ait dijital materyallerin incelenip deşifre edilmesi talimatını verdiği öğrenildi. Savcılık tarafından verilen talimat doğrultusunda harekete geçen İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü, soruşturma dosyasına da giren dijital materyalleri incelenmek üzere geçtiğimiz günlerde Siber Suçlarla Mücadele Şubesine teslim etti. Söz konusu dijital malzemeleri teslim alan Siber Polisi, sanıklara ait cep telefonlarından ve bilgisayarlardan oluşan dijital malzemeler ile bu kişilerin kullandığı e-posta adreslerindeki mail trafiğini mercek altına aldı.
HTS kayıtları ve telefon sinyalleri inceleniyor
Tutuklu yargılanan şüphelilerin telefon kayıtları, tehdit mesajından önceki ve sonrasında gerçekleştirdikleri görüşme trafiği, sinyal alınan baz istasyonları ile ilgili HTS kayıtlarına yönelik devam eden çalışmaların sonunda birbirleri ile bağlantıları ya da FETÖ ve benzeri örgüt uzantıları olup olmadığı o incelemenin sonunda açığa kavuşacak.Dijitaller ile ilgili deşifrelerin önümüzdeki günlerde tamamlanması bekleniyor.
- Hrant Dink, Zirve Yayınevi, Danıştay saldırısı gibi birçok eylemde FETÖ bağlantısı çıkmıştı
Daha önce işlenen birçok cinayette yıllar sonra FETÖ bağlantıları ortaya çıkmıştı. 19 Ocak 2007'de öldürülen gazeteci Hrant Dink cinayetinde yıllar sonra ortaya çıkan FETÖ bağlantılarıyla birlikte bir çok isim hakkında dava açılmıştı. Örgütün elebaşı Fetullah Gülen hakkında gıyabi tutuklama kararı verilen davada Zekeriya Öz ve Zaman gazetesi eski genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı hakkında da yakalama kararları çıkartılmıştı. FETÖ bağlantılarıyla birlikte 77 sanık hakkında açılan dava devam ediyor.
Malatya'da işlenen Zirve Yayınevi Cinayeti davasında da yıllar sonra FETÖ izleri ortaya çıkmıştı. Zirve Yayınevi cinayetine ilişkin davada dinlenilen tanıklar kendilerine FETÖ'cü savcılar tarafından baskı yapıldığını kaydetmişlerdi. Zirve Yayın evi cinayetlerine ilişkin aralarında Zekeriya Öz'ün de aralarında bulunduğu 5 eski hakim savcı hakkında dava açılmıştı.
Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Aslan ile Fethullah Gülen'nin yeğeni Kemalettin Gülen'in Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden sınıf arkadaşı oldukları ortaya çıkmıştı. Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Arslan, bir ifadesinde Danıştay üyelerinin yer aldığı gazete küpürlerini kendisine gösteren kişinin Kemalettin Gülen olduğunu söylemişti. Hrant Dink'in öldürülmesi davasından da tutuklu olan FETÖ üyesi eski polis müdürü Ali Fuat Yılmazer'in, Danıştay saldırısı olduğu dönemde Ankara'da görevli olması da saldırının FETÖ bağlantısına ilişkin kuşkuları arttırmıştı.
Devlet içindeki Fethullah Gülen yapılanmasını dile getiren ilk isimlerden olan Necip Hablemitoğlu, Fetullah Gülen'in aslında bir terör örgütü lideri olduğunu, devleti ele geçirmek için yetiştirdiği militanları ile birlikte bu amaç uğrunda çalıştığını dile getirdikten kısa süre sonra FETÖ'nün hedefi olmuş ve 18 Aralık 2002'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmişti.