Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Müzakere masasında olmak bizi bağlamaz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ey AB, şunu bilin, Türkiye sizin bugüne kadar tanıdığınız ülkelerden bir ülke değil. Şu anda sizinle müzakere masasında olan bir ülke, bu müzakere masasında olmak bizi…

Meydan Türkiye

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) yapacağı ziyaret öncesinden Ankara Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu.

Söz konusu ziyaretin, Türk - Amerikan ilişkilerinin içinden geçmekten olduğu sancılı bir dönemde icra edildiğine dikkat çeken Erdoğan, “Trump ile gündemimizde yer alan tüm konuları ayrıntılı ve samimi bir biçimde görüşeceğimize inanıyorum. Ziyaret vesilesiyle terörle mücadele başta olmak üzere güvenlik konularını, askeri ve savunma sanayii iş birliğimizi ayrıca ekonomik ve ticaret münasebetlerimizi ele alma fırsatımız olacak. Trump ile ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarma hedefini koymuştuk. Bu hedefe ulaşmak amacıyla atılacak adımlar ile yapılan çalışmaları da görüşmemizde değerlendirme imkanı bulacağız. ABD Ticaret Odasının ev sahipliğinde yapacağımız toplantıyı bu bakımdan son derece önemsiyorum. Türk - Amerikan iş dünyasının temsilcileriyle gerçekleştireceğimiz istişareler ülkemize yönelik propagandaların arttığı bu dönemde inşallah gerçeklerin anlaşılmasına büyük katkı sağlayacaktır. FETÖ meselesi de ele alacağımız konular arasında en üst sıralardadır. 15 Temmuz gecesi demokrasimize saldıran, 251 insanımızı şehit eden, 2 bin 193 evladımızı, kardeşimizi gazi olarak bugünlerde yine kendileriyle birlikte yaşam sürdürdüğümüz ailelerinin bu yaşamı devam ettirdiği kardeşlerimizin durumu da bu yapıyla mücadele konusundaki beklentilerimizi bir kez daha ortaya koymuştur. Pensilvanya'daki terörist başının ülkemize iadesi için bugüne kadar birçok adım attık atmayı da sürdüreceğiz. Tüm darbeciler yargı önünde hesap verene kadar peşlerini bırakmamakta kararlıyız” ifadelerini kullandı.

Washington'daki temaslarda ikili ilişkilerin yanı sıra özellikle Suriye meselesini de enine boyuna konuşma imkanı bulacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bağlamda DEAŞ ve PKK, YPG gibi terör örgütleriyle mücadele iş birliği üzerinde duracağız. Ülkemizin DEAŞ ile mücadelede ödediği bedelleri ve kararlılığını bir kez daha gündeme getirirken bu sıralar bildiğiniz gibi DEAŞ'lıları ülkelerine iadeye başladık ve buralarda da ciddi bir telaş, tutuşma süreci başlamış bulunuyor. Bugüne kadar biz düşündük bundan sonra da onlar düşünsün. 9 Ekim tarihinde başlattığımız Barış Pınarı Harekatı ile ilgili gelinen son aşamayı ayrıntılarıyla konuşma fırsatı bulacağız. Kendilerine Amerika'nın PKK, YPG terör örgütüne tıpkı DEAŞ ve diğer örgütleri gibi yaklaşması ve muamele etmesi gerektiğini de söyleyeceğiz. Bu arada Ferhat Abdi Şahin'in nasıl bir katil olduğunu, nasıl bir terörist olduğunu ve böyle bir teröristi kendilerinin kabul etmesini, kendilerinin bunlarla görüşmesinin yanlış olduğunu da aynen belgeleriyle ifade edeceğiz ve bu terörist başının da Türkiye'de bugüne kadar yapmış olduğu bütün terör eylemlerinin resimleriyle, belgeleriyle kendilerine takdim edeceğiz. Bu harekatla ilgili vardığımız mutabakatın hala tam olarak yerine getirilmediği hususunu da yine belgelerle kendilerine ifade edeceğiz. Güvenli bölge konusunda da yine hazırladığımız belgeleri ki bunlardan bir tanesi şu anda Suriye'deki durumu bu şekilde içinde bütün plan proje çalışmalarımızı da burada gösteriyoruz aynı zamanda da güvenli bölgeyle alakalı olarak bölgenin şu andaki geldiği noktayı da ifade ediyoruz. Burada da özellikle gördüğünüz gibi Irak sınırıyla Cerablus'a kadar olan bölgenin burada bizim sınırımız Suriye sınırı olmak üzere bu da yine bu güvenli bölge tablosu içerisinde haritada yerini alıyor. İlişkilerimizdeki sisli havaya rağmen Trump ile sorunların çözüme kavuşturulması ve ilişkilerimizin geliştirilmesi noktasında hemfikiriz. İki lider olarak bu ziyaretimizde önce dar kapsamlı bir görüşmemiz olacak. Ardından bir heyetler arası görüşmeyi yapacağız. Daha sonra birlikte bir basın toplantısı ki tahminim şöyle geniş kapsamlı bir basın toplantısı olacak ve bununla birlikte diğer programımızı icra edeceğiz. Terörle mücadele bütün bu görüşmelerimizde öncelikli konumuzu oluşturmaktadır. Her iki ülkenin güvenliğini ilgilendiren konularda yeni bir dönemi başlatmak istiyoruz. Ziyaretimizin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı sonuçlara vesile olmasını Allah'tan temenni ediyorum” açıklamasını yaptı.

"Şu an itibariyle terör örgütlerinin bu bölgeden çekildiğini söylemek mümkün değil"

ABD ve Rusya ile varılan mutabakatlara rağmen teröristlerin o bölgelerden halen çıkmadığını ve bunları da ABD Başkanı Trump ile görüşeceklerini ifade eden Erdoğan, “Şu an itibariyle terör örgütlerinin bu bölgeden çekildiğini söylemek mümkün değil. Hala terör örgütleri burada ve işte en son dün Kamışlı'da sivillere yönelik cereyan eden terör eylemleri ortada. Ondan önceki günlerde yine aynı şekilde sivillere yönelik terör eylemleri ortada. Münbiç'ten çekildiğini söylememiz mümkün değil. Terör örgütleri Münbiç'te de ne yazık ki var. Aynı şekilde kısmen Tel Abyad'da da bunlara rastlıyoruz. Aynı şekilde bunlar Tel Rıfat'ta da var. Yani buradan ne Rusya ne Amerika bu terör örgütleri verdikleri ne saatlerde ne de günlerde temizleyebilmiş değiller. Bunları şu anda Trump ile konuşacağız. Trump ile konuştuğumuz gibi döndükten sonra Putin ile de tekrar bir telefon görüşmesiyle bu gelişmeleri değerlendirme imkanı bulacağız. İdlib'te de benzer bazı sıkıntılar hala yaşanmaya devam ediyor” dedi.

“Kıbrıs'taki gelişmelerle ilgili gözdağı vermeye kalkmayın, biz bunları takmayız”

AB Dış İlişkiler Konseyi'nin Türkiye'nin sondaj faaliyetlerine yönelik aldığı kararın sorulması üzerine Erdoğan, “Dışişleri Bakanlığı gayet güzel açıklamalarını yaptı. Bir şeyi AB unutuyor. Avrupa Birliği'nde görev yapanların birçoğu siyasette hala çok yeni. Bunların birçoğu da maalesef bu yeniliğin verdiği bir cehaletle bunlara yaklaşıyor. Her şeyden önce biz Kıbrıs'ta bir garantör ülkeyiz. Yunanistan ve İngiltere de garantör ülke. Bizim garantör ülke olarak burada haklarımız var. Bütün bu sularda, münhasır ekonomik bölge denilen yerlerde de bizim bazı haklarımız var. Bunlar uluslararası hukuktan kaynaklanan haklar. Fakat uluslararası hukukun herhangi bir hak vermediği ülkeler buralarda gelip kendilerine göre çalışmalar yapma hakkını elde ediyorlar ki, bunların bir kısmı AB üyesi ülkeler ama Türkiye'ye gelince ‘Türkiye buralara giremez, yaptırım uygulayacağız' diyorlar. Zaten siz bize 1959'dan beri yaptırım uyguluyorsunuz, ‘aldık alacağız' diye sürekli Türkiye'yi oyaladınız. Hangi ülkeler geldi geçti, onları AB üyesi yaptınız ama Türkiye'ye karşı hiçbir zaman verdiğiniz sözleri tutmadınız. Bunlara karşı köşeli ifade kullandığınız zaman kötü oldunuz. Ey AB, şunu bilin, Türkiye sizin bugüne kadar tanıdığınız ülkelerden bir ülke değil. Şu anda sizinle müzakere masasında olan bir ülke, bu müzakere masasında olmak bizi bağlamaz. Bunu da bilmenizi istiyoruz. Bu müzakereler bir anda bitebilir. Şu anda 4 milyon mülteciyi ülkesinde ağırlayan bir Türkiye'ye takındığınız tavrı iyi bilin. Bu kadar DEAŞ'lıyı şu anda cezaevlerinde bulunduran ve aynı şekilde Suriye tarafından bulunanları kontrol altında tutan Türkiye'ye karşı takındığınız tavrı gözden geçirin. Daha önce söyledim, bunları siz hafife alıyor olabilirsiniz, bu kapılar açılır, bu DEAŞ'lılar da size gönderilmeye başlandı, gönderilir. Ondan sonra siz başınızın çaresine bakın. Türkiye'ye Kıbrıs'taki gelişmelerle ilgili gözdağı vermeye kalkmayın, biz bunları takmayız, yolumuza devam ederiz” dedi.

“DEAŞ'lılar sınırda kalmış, kalmamış bizi çok da ilgilendirmiyor”

DEAŞ'lı bir teröristin Yunanistan tarafından kabul edilmemesi ve teröristin arada beklemesi ve teröristlerin bölgeden çekilmemesinin Suriyeli mültecilerin güvenli gölgeye gönderilmesi planlarını nasıl etkilediği konusunun sorulması üzerine Erdoğan, “Planları yaparsınız, bazıları planladığı gibi yürür, bazıları da sıkıntılı olur. Burada düşünün çok ciddi bir mücadele var. Adeta bir savaş havasında bir yapı söz konusu. Karşımızda dikkat edin kimler var, kimlerle Türkiye bir şeyin mücadelesini veriyor. Amerika'nın 33 bin tır silah, mühimmat gönderdiği bir ülke. Suriye devletine değil, terör örgütlerine gönderiyor. Niye gönderiyor? Terör örgütleri burada ciddi bir yapılanmaya girsin, bu yapılanma ile birlikte kime karşı elde ettikleri bu silahlarla bu mücadeleyi verecekler? Türkiye'den başkasına değil. Devamlı taciz atışları devam ediyor. Şehit olanlar, yaralananlar benim vatandaşlarım. Şu an itibariyle Silahlı Kuvvetlerimizden 11 şehidimiz, 163 yaralımız var, SMO'dan 202 şehit, 656 yaralı var, sivil can kaybı 21, yaralı ise 184. Bunun hesabını kim verecek? Bölgede beraber güvenli bölge yapıyoruz, devriye çalışmaları yapıyoruz, yapıyoruz da neticeye bakın. Herhangi bir netice yok. Kontrol altına alınan toplam alana baktığınız zaman 4 bin 219 kilometrekarelik alan kontrol altında. Bunun yanında kontrol altına alınan meskun mahalle baktığınızda 579. Bütün bunlara rağmen biz bu mücadeleyi veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Hepsinden öte burada biz Amerika ve Rusya, bu ikili ile bugüne kadar yürüttüğümüz samimi çalışmayı bundan sonra da kararlı bir şekilde yürütmek istiyoruz. Aynı zamanda Soçi Mutabakatı üçlüsü var, Türkiye-Rusya-İran, bunun aynı şekilde yürümesi yazım. Çok daha önemlisi var, özellikle NATO paktı içerisinde yer alan ülkeler olarak NATO'nun buraya şu ana kadar eğilmediği bu süreci gözden geçirmesi lazım, artık eğilmesi lazım. Onun için 3-4 Aralık tarihlerinde İngiltere'deki liderler zirvesinde bunları tepeden tırnağı dile getireceğiz. NATO ne iş yapıyor, 5. madde ne işe yarar, bunların hepsini orada gündeme getireceğiz. Orada bütün NATO ülkelerine ki, bu NATO ülkelerinin birçoğu AB üyesi ülkelerdir, hepsini orada bütün belgeleri ile ortaya koyacağız. NATO kendi müttefiklerine her zaman bu şekilde bakıyor, yalnız bırakıyorsa bunun izahı mümkün değildir. Dünyanın çok değişik yerlerinde ihtiyaç olduğu zaman Türkiye'yi haberdar edeceksin, belli ücretin ödenmesi konusunda Türkiye şu anda Amerika'dan sonra neredeyse ikinci, üçüncü sırada yer alıyor, böyle bir görevi ifa edecek, böyle saldırı karşısında, terörle mücadele konusunda Türkiye'yi yalnız bırakacaksınız. Bunların hepsini Londra'da gündeme getireceğiz. DEAŞ'lılar sınırda kalmış, kalmamış bizi çok da ilgilendirmiyor. Biz şimdi bunları göndermeye devam edeceğiz. Almışlar, almamışlar bizi ilgilendirmiyor. Bunların başka planları da olabilir. Onları da yeri geldiği zaman uygulamaya koyarız” ifadelerini kullandı.