Buranın imar izni ve çalışma izni iptal edilecek
Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde 3 askerin şehit olduğu olayın ardından bölgeye gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, fabrikanın çalışma ve imar izinlerinin iptal edileceğini açıkladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ikinci patlamanın yaşandığı olay yerindeki incelemelerin ardından Sakarya Valiliği'ne geçerek yetkililerle bir araya geldi. Bakan Soylu yaptığı açıklamada, “Geçen hafta Cuma günü Hendek ilçemizde patlayıcı, yanıcı üretim ruhsatı olan fabrikada patlama meydana geldi. Bugünde buradaydık, acı kayıplarımız oldu. Hem orada var olan depolanmış patlayıcıların oradan taşınması için tüm yetkililer bir araya geldi. Her gün ortak koalisyon yapıldı. Özellikle bu konularda ülkemizde çok yetkin olan, jandarmamıza bağlı patlayıcı konusunda uzman timlerimiz var. Onlar geldiler, naklin, taşınmanın tüm sürecini gerçekleştirmek üzere çalışmalara başladılar. İlk etapta 15 tonluk patlayıcının taşınması hususunu değerlendirdiler. 15 tonluk patlayıcı, iki ayrı taş ocağına taşınmaya başlandı. Maalesef bugün, patlayıcıların bitmesine yakın bizi ve memleketi çok üzen bir olay ile karşı karşıya kaldık. Orada 3 jandarma personelimiz şehit oldular. Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. İlk etapta 12 yaralımız vardı. 3'ünün durumunun farklı olduğunu ifade etmiştim. Birinin ağır olduğunu söylemiştim. Hastanelerde 6 yaralımız kaldı. Birisi aracı süren, Hendek Belediyesinde çalışan şoförümüz. İkisi de jandarma personelimiz. Onlara da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” dedi.
“Burada kimin, en ufak bir ihmali söz konusu ise, bunun gereği yerine getirilecektir”
Mülkiye teftiş kurulu ve başsavcılığın kendi soruşturmalarını devam ettirdiklerini ifade eden Soylu, “Biz Mülkiye Teftiş kurulumuzun ilk etapta gördüklerini değerlendirmek üzere bugün Ankara'da toplanacaktık ama bu olay oldu. Ben ve ardından onlarda buraya intikal ettiler. Bu patlama olduktan sonra hep birlikte, oturup bir değerlendirme yaptık. Burada yaptığımız değerlendirme çerçevesinde bir kararı kendi aramızda değerlendirdik. Özellikle can ve mal güvenliği açısından, bu tip işletmelerin kurulumuna cevaz veren tüzük açısından, için neler yapılabileceğini ortaya koyduk. Birincisi 87 yılında özellikle patlayıcı, yanıcı, depolama, üretim gibi oluşturulan bir tüzüğün çerçevesinde faaliyet gösteren fabrikadan bahsediyoruz. Mülkiye teftiş kurulumuzun bulmuş olduğu bir takım değerlendirmeler var. Çalışma izninin askıya alınması ve iptal edilmesi hususunu teklif ediyorlar. Hem teftiş kurulunun teklif ettiği, valiliğin uhdesinde olan patlayıcı ve yanıcı, depolayıcı üretim izninin olduğu çalışma iznini hemen askıya, ardından iptalini gerçekleştirilecek adımın atılması. Hemen ardından imar planının o alan için resen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından değiştirilmesi hususu. Bu değerlendirmeleri Cumhurbaşkanımıza aktardık. Hemen değiştirilmesi hususunu talimat verdiler. Gerekli çalışmaları arkadaşlarımız yaptılar. Teftiş kurulunun kararı ile valiliğimiz askıya alarak, iptal işlemlerini gerçekleştirecek. Çevre ve Şehircilik Bakanımız talimat verdi. Resen buranın imar izninin iptalini gerçekleştirmiş olacaklar. Böylece son günlerde yaşadığımız, bizi derinden üzen, bu meseleyle ilgili soruşturmalar çerçevesinde ortaya çıkan sonuçlara yönelik nasıl bir adım attığımızı kamuoyuna arz etmeyi kendimize bir görev olarak görüyoruz. Bizim için önemli olan can ve mal güvenliğidir. Hepimiz insanız ve bizim için can kıymetlidir. Bir kişinin tırnağına bir şey gelse, bu ülkeyi yönetenler olarak kendi yükümlüklerimizin farkındayız. Burada kimin, en ufak bir ihmali söz konusu ise, bunun gereği yerine getirilecektir. Var olan hadise canımızı yakmıştır, bunun tekrar etmesi bizi bambaşka bir sorumluluğun altına iter. Bu konuda ihmali olanlarla ilgili, tutuklama konusunda, fabrikanın yöneticileri için, gerekli kararları adalet mekanizmamız, adliyemiz yerine getirmiştir” ifadelerini kullandı.
“Başsavcılığımız, jandarma bölgesi olması sebebiyle, onlara yetkiyi verdi”
Bakan Soylu, özel şirkete ait olan patlayıcının, neden jandarma tarafından taşındığına yönelik eleştirilere ise, “Bu bir çerçevede gerçekleştiriliyor. Buradaki temel mesele kamu güvenliğinin tesis edilmesidir. Bunların muhafazasını, nakliyesini, imhasını yapmak üzere görevlendirilecek kişiler uzman kişilerdir. Bu da bizim kolluk kuvvetimizde vardır. Başka bir şey söz konusu değildir. Başsavcılığımızın koordinesinde yürütülüyor. Başsavcılığımız, jandarma bölgesi olması sebebiyle, onlara yetkiyi verdi. Patlayıcı imha konusunda, Türkiye'de en önemli noktadayız. bizden daha iyi bu işi yapabilen, kuma güvenli açısından bu işin sağlığı açısından kimse yok. Biz mayınların gerek sınır ötesi, gerek kendi sınırlarımızda temizlenmesi, tüm patlama olaylarında bunların tedbirleri önlenmesi konusunda emniyet ve jandarmamızın kendine ait birimleri var ve bu konuda yetkinler. Nerede ve hangi meselede olursa olsun, birinci tedbir alması gereken jandarma ve polisimizdir. Burası jandarma bölgesi olduğu için, jandarmamız bu tedbiri almaktadır. Siyaseten bu tartışmalar yapılıyor. İllaki kendimizi bir kabahat bulacak isek başka alanlarda bulalım. Bu tartışmaların bu dönemde olmaması gerekir. Ben kendim soruşturma memuru gibi, herkesle teker teker konuşarak olayı kendi açımızdan aydınlatmaya çalışıyoruz” cevabını verdi.
“Diğer patlayıcılar oradaki depolarda”
Olay yerinde iki tür patlayıcı olduğunu söyleyen Soylu, “Birincisi depolarda var olan ve soğutulan patlayıcılar. Onlar halen orada. Esas ortak noktada olan patlayıcılar var. 16.5 ton olanın 16 tonu patlatıldı. Diğer patlayıcılar oradaki depolarda” dedi.
Bakan Soylu, ‘Yerinde imha edilmesi gerektiği' eleştirilerine ise, “Bu kadar büyük patlayıcıların olduğu alanda neyi nasıl ve ne şekilde imha edeceksiniz. Herkesin kendine ait mesleki tecrübesi olabilir. Olayın yerini görmeden, etkisi değerlendirmeden bir takım dayanağı olmayan tespitlerde bulunmak son derece yanlış. Eksik elbette var. Eksik olduğu için bir takım tedbirler alınıyor. Oradaki eksikleri değerlendirecek olan adli ve idari soruşturmadır. Yerinde nasıl patlatacaksın” yanıtını verdi.