Avukatlar iş, onlar koltuk derdinde
Avukatlık kanununda yapılacak düzenlemeyle çoklu baro sisteminin getirilmesi planlanırken, bu değişikliğe karşı olan ve yürüyüş yapan baro başkanları bugüne kadar avukatların yaşadıkları problemler için kılını bile kıpırdatmadı.
Artan avukat sayısı, sigortasız çalıştırılan stajyerler, düşük ücretler, emek sömürüsü ve şiddet vakaları, avukatların yaşadığı sorunlar arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra, koronavirüs salgını yüzünden ofis giderleri, çalışanların maaşları ve vergi ödemeleri nedeniyle avukatlar da bu durumdan olumsuz etkilendi. Ancak, başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere barolar, bu sorunları dile getirmek yerine, Türkiye'nin gündemiyle ilgili siyasi ve ideolojik açıklamalar yaparak ön plana çıkmayı tercih ediyor.
YILDA 20 BİN MEZUN
Türkiye Barolar Birliği'nin verilerine göre, toplamda 127 bin 691 avukat bulunuyor. Yine, Türkiye genelinde ise toplamda 135 hukuk fakültesi var ve her yıl yaklaşık 20 bin avukat adayı mezun oluyor. Meslekte önemli noktalara gelen avukatlar ciddi paralar kazanırken, staj yapmak için yer dahi bulmakta zorlanan avukat adayları, bu süreçte bir de sigortasız çalıştırılıyor. Stajyer avukatların, “Mesleğin inceliklerini öğretmiyorlar. Çünkü kendilerine sakladıkları taktikleri var. Genelde evrak getir ve götür işi yapıyoruz. Çünkü potansiyel rakipsiniz” gibi şikâyetleri oluyor. Yeni düzenlemeyle, yıllardır süregelen bu problem çözülürken, koltuk sevdasına düşüp Ankara'ya yürüyen baro başkanlarının, avukatların yaşadıkları problemlerden bihaber olması dikkat çekiyor.
STAJ YERİ BULAMIYORLAR
Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi Başkanı (TÜRKAD) Dr. Mehmet Sarı, baroların kendilerini ideolojik olarak, siyasetin bir tarafında konumlandırdığını söyledi. Türkiye'deki 127 bin aktif avukatın yüzde 50'si genç hukukçulardan oluştuğunu belirten Sarı şunları kaydetti: “Bu arkadaşlar, başta ekonomik olmak üzere staj konularında problemler yaşıyor. Kadın hukukçuların ayrı meseleleri var. Baroların bunlara ilişkin olarak herhangi bir çalıştay ve çözüm önerisi sunduğunu bugüne kadar görmedim. Bugün icra dairelerindeki durum avukatların çalışma şartlarını işkenceye çevirdi. Adliyeler arasında yaşanan sıkıntı da ortada. Ancak barolar, sorunların temelinden ve özünden kopuk bir şekilde kendi bulundukları mevki ve konumları sağlamlaştırmanın telaşındalar. Avukatlar arasında anket yapılsa, büyük bir kısmı, ‘baronun kendilerine ne kattığına' ilişkin soruya olumlu cevap vermeyecektir. Çeşitlilik ve alternatif önerilerinin ülkemizde tartışılması, avukatların sorunlarına dokunan ve örgütlenme özgürlüğü bakımından yeni bir formatı avukatlık mesleğine kazandıracağız.”