AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten kritik açıklamalar

AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sonrası önemli açıklamalarda bulundu.

Meydan Türkiye

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İdlib'te rejim güçlerinin saldırılarına ilişkin, “Türkiye burada herhangi bir şekilde yeni bir pozisyon almayacaktır. Şimdiye kadar aldığı pozisyonu kararlılıkla sürdürecek ve bu kararlılıktan en ufak bir taviz verilmeyecektir. Rejim, Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği yere çekilinceye kadar, bu saldırganlıkla ihlal ettiği çizginin gerisine çekilinceye kadar TSK bu çekilmeyi sağlamak için gereken çalışmaları yapacaktır” dedi.

İdlib'teki saldırı ve Suriye'deki son durumun MKYK'da değerlendirildiğini belirten Çelik, “Gelinen noktada kararlılık en üst düzeydedir. İdlib'teki çatışmaları önlemek için insani durumun daha da kötüleşmesine mani olmak ve göçü engellemek maksadıyla TSK, terörle mücadele çerçevesinde üzerine düşeni başarıyla gerçekleştirmektedir. İdlib'te gözlem noktalarının görevi gözlemlemek ve rapor etmektir. Astana süreci, Soçi çerçevesinde orada var olan meşru bir yapı olarak bulunmaktadır. Buraya dönük olarak rejimin oradaki manevralarımızda ve gözlem noktalarımıza dönük saldırıları söz konusudur. Bu saldırılar gerçekleştiği andan itibaren de en yoğun şekilde saldırıyı gerçekleştiren hedefler ateş altına alınmıştır. Hedeflerin imhası için yoğun bir şekilde bu hedefler ateş altına alınarak gerekli karşılık verilmiş, hedefler tahrip edilmiştir. Şehitlerimizin kanı yerde kalmadı. Karşı tarafa verilen zayiat katbekat fazladır ve bu ateş altına alma faaliyeti kesintisiz bir şekilde sürmektedir. Gelişmeler yakın bir şekilde takip ediliyor. Cumhurbaşkanımız ilgili bütün kurumlara gerekli talimatları vermiştir. İdlib'te gerginliği azaltma bölgesinin statüsünün korunmasına Türkiye açık ve güçlü biçimde bağlıdır. Rejim çok uzun zamandan beri sivillere ve sivil altyapıya dönük saldırıları gerçekleştirerek şimdiye kadar ki tüm mutabakatları ihlal etmektedir. Rejim 12 Ocak 2020 tarihinde yapılan ateşkese de riayet etmemiştir. 3 Şubat'ta saldırıların önlenmesi maksadıyla oraya takviye birlikler göndermişti Türkiye ve o zaman ateş edilmişti, şehitlerimiz oldu. O zaman da bu saldırılara misliyle karşılık verilmişti, bugün de ortaya çıkan tablo rejimin saldırganlığının aynı şekilde devam ettiği, çatışmasızlık bölgesinin statüsünün yok edilmesine dönük olarak bütün mutabakatları ihlal eden yaklaşım içerisinde olduğudur. Türkiye'nin kararlılığı tamdır, gözlem noktalarımız görevlerine verilen emirler doğrultusunda devam edecektir. Herhangi bir şekilde gözlem noktalarından çekilme gibi bir şey söz konusu değildir. Aziz milletimiz müsterih olsun, kendisine yapılan her saldırıya misliyle karşılık verecek teçhizat ve altyapıya sahiptir. Çatışmaların durdurulması için tedbirler alınıyor, gözlem noktalarının herhangi bir saldırıya uğraması ihtimaline karşı da takviyeler yapıldı. Son dönemdeki takviyelerin sebebi, gözlem noktalarımızın görevini icra etmesiyle ilgili faaliyetler konusunda Türkiye'nin kararlılığını göstermektedir” açıklamasını yaptı.

Türkiye'nin burada herhangi bir şekilde yeni bir pozisyon almayacağını söyleyen Çelik, “Şimdiye kadar aldığı pozisyonu kararlılıkla sürdürecek ve bu kararlılıktan en ufak bir taviz verilmeyecektir. Rejimin saldırılarının rejime daha çok alan kazandırma, Türkiye'yi geriletme gibi bir takım amaçlara dönük olarak gündeme getirildiğini biliyoruz. Burada kimsenin toprağında gözümüz olmadığını, amacımızın terörle mücadele olduğunu, sınır güvenliğimizi korumak olduğunu defalarca ifade ettik. Bu misyon kararlı bir şekilde icra edilecek ve yapılan saldırılara misliyle karşılık verilmeye devam edilecektir” diye konuştu.

Çelik, bir gazetecinin, “Cumhurbaşkanı Erdoğan rejimin bölgeden çekilmesi için ay sonuna kadar süre vermişti. Bu süre hala geçerli mi? Rusya'dan gelen heyet ile yapılan görüşmelerde somut bir adım çıktı mı? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile bir görüşmesi olacak mı?” sorularına ise şu cevabı verdi:

“Cumhurbaşkanımızın Putin ile görüşmesi her zaman mümkündür. İhtiyaç duyulduğu takdirde bizim buradan da onlardan da talep olabiliyor. Gelen heyetle ilgili görüşmeler devam ediyor. Şu ana kadar varılan somut bir netice yok. Türk tarafı kendi somut pozisyonunu açık ve net bir şekilde söylemiştir. Görüşmeler devam edecektir. Rejim, Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği yere çekilinceye kadar, bu saldırganlıkla ihlal ettiği çizginin gerisine çekilinceye kadar TSK bu çekilmeyi sağlamak için gereken çalışmaları yapacaktır. Buradaki kararlılık rejimin o çizgiye çekilmesidir. Rejimin o çizgiyi ihlal ederek İdlib'i veya diğer alanları yutmaya çalışması karşısında müsamaha gösterilmeyecektir. Rejim bu ihlalleri yaparken terörle mücadele diye bir şeyden bahsediyor ama rejimin yaptığı şeyin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Asıl rejimin kendisi terör örgütleriyle iş birliği içerisindedir ve ihlal ettiği bu çizgiden geriye çekilinceye kadar da TSK bu görevi icra edecektir.”
“Yeni gelişmeler ışığında bir güvenlik zirvesinin toplanması söz konusu mu? Yeni bir operasyon gündemde mi?” şeklindeki soruya ise Çelik, “Güvenlik zirvesi ihtiyaç duyulduğu takdirde cumhurbaşkanımızın talimatıyla her an gerçekleşiyor. Haftanın şu günü şu şekilde planlanmış bir zirve olarak değil, gelişmelere göre bu derhal gerçekleşiyor. Cumhurbaşkanımız ihtiyaç duyulduğu takdirde ilgili birimleri toplayarak talimatları veriyor, sahadaki durumla ilgili bilgileri alıyor. Şu anda gönderdiğimiz bu takviyeler esasında rejimin ihlal ettiği sınırların gerisine çekilmesine dönük olarak bir operasyondur. Orada gözlem noktalarımıza, askerlerimize yapılan saldırı buna karşı bir operasyonu gerekli kılmış ve bu operasyon yapılmaktadır” yanıtını verdi.

Bir gazetecinin “İstanbul Yenikapı'da yapılan Kudüs mitingine katılmama nedeniniz nedir?” sorusu üzerine Çelik, “Kudüs meselesindeki tezlerimizi savunmakla ilgili olarak 24 saat çalışma yürütüyoruz. Cumhurbaşkanımız BM toplantısında yaptığı konuşmada Kudüs konusundaki tezleri uzun zamandır güçlü şekilde dile getiriyor. Gerek Golan Tepeleri konusundaki kararlarda, gerek yeni yerleşim birimlerinin açılması kararlarında, gerek İsrail'in başkentinin Kudüs'e taşınması ile ilgili kararlarda Cumhurbaşkanımızın bütün dünya ile yürüttüğü diplomasi herkesin gözünün önünde gerçekleşmektedir. Kudüs konusu bizim açımızdan ilgilendiğimiz en önde gelen konulardan bir tanesidir. Kudüs'e verilen her destek kıymetlidir, biz kendi çalışmalarımızı yürütüyoruz” dedi.

“Türkiye'ye saldırılar devam ettiği takdirde NATO'nun 5. maddesi devreye girebilir mi?” şeklindeki soruya karşılık ise Çelik, şunları söyledi:

“5. madde temelinde özel bir değerlendirmem yok ama Türkiye yapılan bu saldırılar çerçevesinde NATO ile sürekli istişare ediyor. Bundan sonra da sürecektir. Genel olarak söylüyorum, NATO'nun teröre karşı mücadelesinde Türkiye'nin yanında olması zaten beklentimizdir. NATO'nun doğası gereği Türkiye ile dayanışma içinde olması gerektiğinin altını çiziyorum.”

Gözlem sahalarına yaklaşan, belli bir ateş hattına giren rejim unsurlarının düşman unsur kabul edildiğini vurgulayan Çelik, “Düşman unsuruna ne yapılıyorsa TSK rejim unsuruna bu bahsettiği alan içerisinde onu yapacaktır. Bunu başlatan rejimdir. Tezkerenin içeriği açısından bir değerlendirmeyi kurumlar yapar. İhtiyaç hasıl olursa bunda zaten tereddüt edilmez” dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'nın açıklamalarına yönelik soru üzerine Çelik, “Bu son derece üzüntü verici bir durum. KKTC Cumhurbaşkanlığı makamı son derece onurlu ve saygın bir makamdır. O makamda konuşan kişinin de makamın değerlerini uygun bir şekilde temsil etmesi gerekir” ifadelerini kullandı.ması gerekir"